"Bunları milletin sırtından indirin"
Ak Parti'nin eski Kayseri Milletvekili Pelin Gündeş Bakır'ın sözünü ettiği Suriyeliler. Sözcülüğünü yaptığı ise bizim vatandaşlarımız. Gerçeklik payı büyük. Eğer ekonomik şartlar iyiyse, gelir düzeyi yüksekse, 4 milyon mülteci daha alabilirsiniz.
Ancak ekonomik durum ortada. Ana maddelere zam yapılmayan tek hafta hatırlıyor musunuz?
Yüzde 5'lere layık gördüğün emeklilerin durumuna bakın. Buna karşılık bir yılda elektrikteki fiyat artışı yüzde 70 oldu. Doğal gaz ve akaryakıtın durumu da farksız
Hep karanlık
İşsiz sayısı ve oranı "Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı." Gayrisafi Millî Hasıla alarm veriyor. Anlayacağınız istikbalimiz daha karanlık.
Sayıları 5 milyona yaklaşan Suriyelilere günde üç öğün yemek verseniz, hesap ortada. Bırakın, altyapı hizmetlerini.
Bizi bu ortama kim getirdi? Dünyanın en tuzu kuru ülkeleri AB üyeleri. "Eller cebe" dendiğinde "Bize gelmeyin"i yapıştırıyorlar. Ya ikna, ya ihraç. Son bombalar ise Erdoğan'dan geldi. Emeklilikte yaşa takılanlar için "bir şeyler yapacağız" demesinin üstünden üç gün geçmeden "EYT'lilere hiçbir şey yapamayız" dedi. Yani kesti, attı. Bunun nedenini de başdanışman Vedat Bilgin'in hazırladığı rapora bağladılar.
Arada gürültüye gitmesin. Devlet Bahçeli'nin de bu raporu okuyunca, EYT'lilere desteğini çektiği açıklandı. Bu ikna metodu idi.
Aba yöntemi
Ak Parti'nin kendi içindeki değerlendirmesi daha sert. Türk milletinin isyanına tercüman olan Pelin Gündeş Bakır anında "kesin ihraç talebi" ile disipline sevk edildi. Herhalde yeni doğrucuların yolu kesilmeye çalışılıyor. Bir tedbir.
Yani bir yerde de aba altından sopa.
Uygulama tutar mı? Pek sanmıyorum. Mültecilere ilaveten "yap, işlet ve garanti parayı kap'lar da gizlenemez hale geldi. Nereyi tutsanız elinizde kalıyor.
***
Sığınmacılar
Tarafsız Bölge'de ilginç tipleri izlemeyi sürdürüyoruz. Arada enteresan laflar da ediliyor. Dünün ülkücüsü bugünün iktidar sözcüsü Hadi Özışık'tan bir örnek vereyim; "Bu göçmenlere böğrümüzü açtık." Tuhaf bir cümle değil mi? Doğrusu ise "bağrımızı açtık" olmalıydı. Özışık'ın yerinde olsam bir an önce Hüseyin Movit'in dergahına katılırım.
Arada, stüdyoya gelirken katılımcılara göre taktik hazırlayan gazetecileri de fark ediyoruz. Hasım daha ağzını açtığı an hücuma geçiyor. Saldırmak için bahane arıyor. Bunlar işlerine gelmedi mi, "sığınmacılar ayrı konu"yu yapıştırıyorlar.
Ahmet Hakan Coşkun da Amerikan Güreşi hakemi gibi oldu. Kapışmalardan mutluluk duyuyor.
Tuhafıma giden
Katılımcılar da "ağızdan dolma tüfek" misali. Özlem Gürses, eğer Türkiye'deki emekli sayısını bilmiyorsa, orada ne işi var. Şaban Sevinç, EYT'lileri bu duruma getiren değişikliklerden bihaber. Bereket Prof. Dr. Ersan Şen konuşmalarıyla ekran başındakileri aydınlattı.
Bu hafta Tarafsız Bölge'nin en faydalı yanı kimi anket sonuçlarının açıklanmasıydı. Vatandaşın yüzde 74'ü emeklilik yaşının yükseltilmesinden yana. Ancak ondan daha fazlası EYT'lilerin mağduriyetinin önlenmesini talep ediyor.
Toplumu gerenler
En çok ekran turu atanlardanım. Tespitim, toplumun sinirlerini bozan üç grup var. İlki "yemek programları". "Seda Sayan'la Mutfakta"ya dikkat etmelisiniz. Yarışmacılara dikkat ederseniz iyi yemek pişirmekle ilgileri olmadığını anlarsınız. Rakibe yüksek puan vermemeye odaklanmışlar.
Atılan bipler inanılır gibi değil. Şu karalamaya bir bakın; "kaymağı çok yağlıydı." Kaymağın zaten kendisi yağlı!
Siyaset borazanları
İkinci sırada, resmî sıfatı olmayan parti sözcüleri var. Tahammül edilir gibi değiller. "Ne olursa olsun, maksat torba dolsun" peşindeler. En büyük hedefleri "uçakta fotoğraf çektirebilmek."
Zırt deliği
Gelelim son gruba. Bunlar mekanı cennet Demirel'in "Zurnanın zırt deliği" diye tanımladıkları. Yani "futbol uzmanları." Her birinin taktiği de farklı. Cem Dizdar'ınki katıldığı her seansta kavga çıkarmak. Sevgili Erman Toroğlu, "hıyarlı- cacıklı" temalarla seyirciyi kapıyor. Diğerlerini de daha yeni kaleme aldım. Al birini, vur ötekine...
GÜNÜN SÖZÜ
Sürekli mutluluk, sıkıntıdır. Moliere