Bülent Arınç’tan önemli itiraf

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ile önceki gün Başbakanlıkta yapılan “çözüm zirvesinin” hemen ardından iftar yemeğinde buluştuk. Yazılı basının Ankara temsilcilerinin davet edildiği iftar sonrasında Bülent Arınç’tan sıcağı sıcağına zirveden çıkan ve önümüzdeki günlerin siyaset gündeminin önemli ipuçlarını aldık.
Bülent Arınç’ın söylemlerinden edindiğim izlenim; Anayasa değişikliği işi suya düşmüş. Tayyip Erdoğan ile arasındaki gerilimi açık etmiyor ama var olduğunu da gayet diplomatik bir dille anlatıyor Bülent Arınç. Başbakan yardımcısının verdiği diğer önemli bir mesaj da seçim sisteminin değişeceği belki de Türkiye Milletvekilliğinin tekrar gündeme geleceği yönünde. Terör örgütü ile yürütülen pazarlıklar konusunda ise Bülent Arınç bildiğimiz Bülent Arınç. Değişen bir şey yok!..
Bu arada Arınç sözde çözüm süreci ile ilgili önemli bir itirafta bulundu;
“Çok zor ve neticesinden yüzde yüz emin olmadığımız bir işe başka bir çaremiz kalmadığı için girdik...”
Görüşleri ve söylediklerinin çoğuna katılmasam da gazetecilik namusu gereği Bülent Arınç’ın anlattıklarını ana başlıklar altında aynen sizlere ulaştırıyorum. Yorum sizin...
* Anayasa Değişikliği
1 Ekim’de yeni yasama dönemi başlayacak. Ama yeni yasama döneminde zannediyorum ağırlıklı konu yani Anayasa ne kadar gerçekleşir bilemem ama belli bir süreden sonra artık mahalli seçimlerin heyecanı belki siyasetin gündemine daha çok oturacak. Mahalli seçimlere Ekim’den itibaren 6 aylık bir zaman kalıyor. Zannediyorum ki Meclis’deki yasama çalışmaları biraz arka planda kalacak. Önümüzdeki Ekim’den itibaren Türkiye hem 2014’ün hem de 2015’in seçim heyecanını yakından yaşamış olacak.
* Yeni Çözüm Paketi
30 Eylül kongresinden önce 63 maddelik manifesto yayınladık. Biz süreci takip ettiğimiz için bu yasama yılında neler yapılması gerekiyor bunları kendi aramızda konuşuyoruz. Aslında yaptığımız çalışmalar sonuçlandı. Perşembe günü gene bir çalışmamız olacak. Noktayı o gece koyacağız. Ondan sonra Başbakanımızın takdiridir. Onun da onayı ile inanıyorum ki Ekim ayından itibaren bazı yasa değişiklikleri Parlamento gündemine gelebilecek. Bazılarını da Bakanlıklarımızın kendi uhdesinde idari kararlarla, yönetmeliklerle yönergelerle idari kararlarla, direktiflerle uygulayacağız.
* Meclisin Olağanüstü
Toplanması
Şu an Meclis’in çok acil,olağanüstü toplantıya çağrılmasını gerektirecek önümüzde bir ajanda yok. Ama kesinlikle olmaz da demiyorum.
* PKK’nın Çekilme Oranı
Çekilmelerin az olduğu noktasında Sayın Başbakanın bir ifadesi oldu. Sonra İçişleri Bakanı yüzde 20’lerde olabilir dedi. Biraz daha hızlandı denildi. Yani bu yüzde 20’lik oranın üzerine çıktı diye bir bilgiye sahip değilim. Demek
ki o seviyelerde bir çıkıştan
bahsedilebilir.
* Çözüm Süreci PKK Eylemleri
Çok zor ve neticesinden yüzde yüz emin olmadığımız bir işe başka bir çaremiz kalmadığı için, denenmesi gerek bir çare bir yol olarak biz bu işe girdik.
...(Burada sürece yönelik bilindik övgüler var-aht-)
Bu sırada yüzleri maskeli adamlar kendilerine asayiş ismini vermişler. Olabilir bu geçmişte de vardı. Bunlarla mücadele ediliyor. Ancak bu aralar iş yerleri basılıyor, araçlar yakılıyor, bazen mühendisler bazen işçiler alıkonuluyor bu geçmişte de vardı. Bu aralar haraç ve fidye istemelerin daha çok olduğunu görüyoruz. Bütün bunlar oluyor yani kontrolümüz altında değil diyemem. Geçmişte de kendilerine göre bayraklarını sallarlardı yine posterlerini asarlardı.
Bu kalabalıklara karşı da silahlı müdahale olmazdı.
* Siirt Valisine Tepki
Katılımların yüksek olduğu kanaatinde değiliz. Bu katılımların bugünkü amacının geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak, ölecek veya öldürecek nitelikle değil başka amaçlarla olduğunu biliyoruz. Gelecek kaygusu.. Dağa çıkışlar eskiye göre biraz daha nitelikli hal aldı.
* Gezi Gerilim...
Başbakanla Kavga
Ben emaneti kendisine teslim edinceye kadar bu olayla ilgili olarak üzerime düşeni fazlasıyla yaptım. Geldikten (Kuzey Afrika turu)sonra da zaten inisiyatif tamamen ondaydı. Gerilim derseniz yani herkesin def gibi gerildiği bir Türkiye’deyiz. İnşallah normalleştiğimiz rahatladığımız zamanlara kavuşuruz.. Bakanlar Kurulu toplantısından sonra ne kadar açıklama yapılır. Biraz diplomasi diline ihtiyaç var. Ben orada çok zayıfım. O yüzden Hükümet sözcülüğü insana bir zorluk veriyor. Biz de bir avuç arkadaşız, her birimizin huyu karakteri üslubu davranışları farklı olabilir ama bu temelde bizim birbirimizi sevmediğimizi göstermez. Şüphesiz bazı meseleler tartışılırken herkes doğru bildiğini söylemeli. Ve bu doğru bildiğini söyledikten sonra da alınan karara mutlaka uymalıdır. Tam tersine karar çıktığında ben buna uymuyorum deme lüksümüz yok. Uymayacaksanız bana allahaısmarladık dersiniz çıkar gidersiniz. Ben Bakanlar Kurulunda çalıştım ama sonradan farklı bir karar çıktı, dışarıya çıkıp da benim düşüncem bu değildi dersem artık ben o bakanlar kurulunda bir daha görev yapamam.
Evet efendim sepet efendimcilerden değiliz. Olmadık olmayacağız bunu herkes biliyor. O yüzden gerginlik vardı falan değil, Türkiye zaten bir gerginliği yaşıyor bir süredir. 2015’e kadar siyasi hayatımı böyle sürdürmeye devam edeceğiz.
* PYD-Suriye Sınırı
Her türlü diplomasimiz devam ediyor. Fiili bir durumu yani silahlı bir müdahaleyi sadece bu olay sebebiyle gündemimize almış değiliz. Suriye’ye yapılacak askeri bir müdahale bugünden daha kötü şartları karşımıza getirebilir.
* Seçim Sistemi
İstikrara Türkiye hasret. Çünkü çok parçalı siyaset olmuş geçmişte. Temsilde adalet de demokrasinin bir gereği. Daraltılmış bölge olursa beş milletvekili, 6 milletvekili yerine göre 7 milletvekilinin bir seçim bölgesi.. Bu da seçmen ve milletvekili ilişkileri bakımından seçimin kalitesi bakımından da faydalı olabilir diye düşünüyorum. Barajı yüzde 10’da muhafaza ettiğimiz takdirde ek tedbirlerle temsilde adaleti sağlayabileceğimiz bir konu. Vurguladığım nokta da şuydu. Bir ara Başbakanımızın kafası yattı o tarihlerde. 450 artı 100 milletvekilliği. Her parti bir liste yapacak diyelim ki Ak Parti yüzde 30 aldı yüzde 10’nu aştığı için zaten 450’den alacak payını ama yüzlük listeden 30 tane alacak. Diyelim ki Saadet Partisi yüzde 7 aldı. 450’den bir şey alamayacak ama yüzden 7 alacak.
Ama biz 11 yıldan beri Hükümetin devam ettiğini ve seçimlerden sonra da bir istikrar sağlandığını gördüğümüz için şu ana kada ki bize hakim olan düşünce barajın muhafazası. Kesinlikle olmaz demiyorum. Bu konuda bir gelişme yaşanabilir belki. Bir tartışmanın sağlıklı bir şekilde olmasında fayda var. İnşallah sonu Anayasaya benzemez.
Hazine yardımında bir haksızlık söz konusu. Yüzde 1’in üstündeki partilere gerçekleşebilir.
* Öcalan’ın infaz koşulları
İnfaz hukuku ne emrediyorsa benim bildiğim onu uyguluyoruz. Yeni bir gelişme yok. Yeni bir talep olursa mutlaka Bakanlık tarafından eldeki yönetmeliğe göre değerlendirilir. Basın toplantısı yapma isteğini karşılayacak bir imkan yok.
* Uzun Tutukluluk Süreleri
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı çok olumlu ve doğru buluyorum.

Yazarın Diğer Yazıları