Bülent Arınç'a dikkat edin!
Ciddi söylüyorum, Sayın Arınç’a dikkat edin, ama sakın ola ki, dikkate almayın.
Dikkat edin; çünkü her an hatırınızı yıkabilir, kalbinizi kırabilir.
Dikkate almayın; çünkü sağlığınız bozulabilir, mütekabiliyet hakkını kullanacağım diye siz de onun gibi ölçüyü kaçırırsınız da, Allah(c.c.)’la ve hukukla başınız derde girebilir.
Bunları niçin söylüyoruz?
Sayın Arınç bir toplantıda sözü açılıma getirdikten sonra, “Buna kim ‘hayır’ diyebilir? Belki birkaç tane vicdanı satılmış buna ‘hayır’ diyebilir” diyor, diyebiliyor.
Ben de diyorum ki gerçekten söylediklerine inanıyorsa, kendilerini Yüce Rabbime havale ediyorum ve bu durumda ben de “vicdanı satılmışlardan” biri oluyorum. Acaba vicdanımı kime sattım, karşılığında ne aldım, hakikaten merak ediyorum. Biliyorum ki gıybet ve dedikodu ve hele böylesine iftiralar için iftira sahibi ile iftiraya muhatap olan Allah’ın huzurunda hesaplaşacak, iftira atanın sevapları iftiraya uğrayana devredilecek, namazı, orucu, haccı, insanlığa hizmeti ile kazandığı sevaplar attığı iftirayı karşılamazsa bu sefer de iftiraya uğrayanın günahları iftiracıya yükletilecek.
Şahsen biz kendi amellerimiz ve başkalarının sevapları ve sırtımızdan aldıkları günahları ile Cehenneme girmesinden istifade ile Cennete girmeği değil de Allah’ın af ve mağfireti ile Cennet ve Cemal’e kavuşmayı umut ve arzu ettiğimizden, daha işin başında herkese hakkımızı helal ettiğimiz için (şimdilik) ne Sayın Arınç ne bir başkası ile böyle bir karşılaşmamız olmayacak, bu notu buraya düşelim. Lâkin hasbelkader elinde kalem olan bir vatandaş olarak kamu adına yüklendiğimiz görevi de yerine getirmek durumundayız.
Ve yine Sayın Arınç..
Partisinin adını ancak birkaç ayda koyabildiği “açılıma” karşı çıkan herkesi “Şu kan dursun” diyenlere karşı çıkanlar olarak takdim ediyor. Şahsen ben “Bu kan dursun” diye gece gündüz dua eden ve gözyaşı döken bir insanım, ama hükümetin açılımının kanı durdurmayacağına, hatta ilerleyen zamanlarda çok daha fazla kanın akmasına sebep olacağına inanan da biriyim.
Efendim birileri de kendilerine “vatan haini” diyormuş, e, ne yapalım? Birileri size öyle dedi diye sizin politikalarınızı doğru bulmayanlara “kanın akmasını isteyenler” ve “vicdanı satılmışlar” demeniz mi gerekiyor?
Şahsen ben bu ülkeyi yöneten hiç kimsenin akşam başını yastığa koyduğunda, “Sabah olsa da şu vatana bir ihanet etsem” diye düşündüğüne inanmıyorum. Ama öyle politikalar uygulanır ki, döşediğiniz iyi niyet taşlarının sonu Cehennemde biter, geride kalanlar da size “Bunlar hainmiş” der, çünkü tarih niyetleri değil, neticeleri yazar.
Sözü fazla uzatmak istemiyorum.
Sayın Arınç aynı konuşmasında, “AK Parti’nin 3. dönem iktidarına engel olmak için herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor ama bütün anketlerin ortak noktası var. Partimiz en az yüzde 42 çıkıyor” diyor.
Demek ki Sayın Arınç..
Geride kalan yüzde 58 açılım politikanıza karşı çıkıyor. Bu durumda kendileri halkının yüzde 58’ine “vicdanı satılmışlar” demiş olmuyor mu?
Ayrıca, gerçekten söylediklerinize inanıyorsanız şu “açılım”ı milletin önüne bir “sandık” olarak koyun da görelim, bakalım ne çıkacak?
Bir siyasetçi.. Bir devlet adamı.. Bir Müslüman.. Bir Türk evladı olarak halkın ister yüzde 58’i olsun ister yüzde 20’si, her ne kadarsa o kadarına “vicdanı satılmışlar” demek vicdan işi mi?