Bugün 'Sarkozy'nin doğum günü

Nicolas Sarkozy... Fransa Cumhurbaşkanı... Son dönemde magazin haberlerinin değişmez aktörü. Avrupa’nın en önemli ülkelerinden birisi olan Fransa’nın radikal olduğu söylenen lideri. Fransa Başkanının her geçen gün siyasi zemin kaybettiği ortada. CSA kuruluşu tarafından gerçekleştirilen bir anket, Sarkozy’nin aralık ayına oranla 7 puan kaybettiğini gösteriyor. Bu düşüşte hiç şüphesiz kendi yaşamı ve özel hayata bakışı kadar geçmişten gelen tutarsızlıkların da payı var. Hangi birini yazayım. Vaktiyle göçmenlerin varoşlarda çıkardığı isyan sırasında “Onlar sokaklardan deterjanla kazınması gereken pislikler, çeteciler” demekten çekinmeyen Sarkozy bütün bunları yaparken Türkiye Cumhuriyeti gibi köklü geçmişi olan ve demokratik anlamda Fransa’dan ileri olduğuna inandığım bir topluma, içselleştirdiği tarih dürtüsü ile karşı duran devlet başkanı. Öyle ya... “Ermeniler soykırıma uğramamıştır” diyenler benim ülkemde değil onunkinde cezalandırılıyor. Ben burada tarihe atıfta bulunmak istemiyorum. Yoksa girerim konuya Cezayir’den, çıkarım Lübnan’dan. Lejyonerleri, Antep ve Maraş’ı da unutmam. Hem Türkiye’ye diyeceksin ki “Ermenistan sınır kapısını aç” hem de “soykırımı tanı” ... Ardından “Türkiye Asyalıdır” söylemiyle üyelik yerine başka bir şey önereceksin ve bunu söylerken de Güney Kıbrıs Rum Kesimini AB’ye üye yapacaksın.
Evet... Bugün Nicolas Sarkozy’nin doğum günü. Aslında özel hayatı bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Onu Fransa halkı düşünsün. Ama Sarkozy’nin yeni yaşında yeni tutarsızlıklarla değil, akılcı ve objektif yaklaşımlarla dünya siyasetinin karşısına çıkması kendi siyasi geleceği ve de AB için daha iyi olur kanaatindeyim. Mesela işe ilk olarak Türkiye’yi doğru tanımak ve anlamakla başlayabilir. Bu çerçevede kendi ülkesinin demokratikliği, özgürlüğü, suç ve çeşitlerindeki dağılımı, stratejik konumlarını karşılaştırarak devam ederse şu “at gözlüğünden” belki sıyrılabilir. Biliyorum siz şimdi diyorsunuz ki “bu adam zaten her şeyi biliyor fakat görmezden geliyor” . Olabilir...
Ama ben de diyorum ki yarın öbür gün AB çökmek üzereyken Türkiye’yi kurtarıcı olarak görüp “gelin ey coğrafyamızın insanları” derlerse hiç kusura bakmasınlar bambaşka bir tepkiyle karşılaşabilirler. İşte söylüyorum... Onlar Asya’ya gelecekler. Uğraşmadıklarını mı zannediyorsunuz? O halde Orta Asya’da ne işleri var. Var kardeşim burada petrol, doğal gaz var. İşlenmeyi bekleyen binlerce km2 toprak var. Geç sınırları Rusya ve Çin var. Kayıtsız kalmaları mümkün mü ?
Ve biz... Türkiye bir sıçrama tahtasının üzerinde oturuyor. Yeter ki doğusu, batısıyla; güneyi ve kuzeyi ile bu bilinci her noktaya yayalım. Bakalım o zaman ortada tutarsızlık falan kalıyor mu?

Kıbrıs konusunda farklı bir çalışma
Emete Gözügüzelli... Bir çokları onu Ayşe Kocatürk olarak tanıyor. Bir de internet sitesi var.(www.aysekocaturk.com) Gelecek vadeden bir uluslararası ilişkiler uzmanı. Sıkıntıyı göze almış olduğu her halinden belli. Yazıları ve açıklamaları korkusuzca. Şimdilerde Milli Bütünleşme Derneği ve KKTC Demokrasi İnsan Hakları örgütü başkanlığını yürütüyor. Bu yıl Bakü’de düzenlenen Türk Kurultayında da bulunmuştu. Çok yakında “Psikolojik harp ve propaganda” temeline dayanan, Kıbrıs konulu kitabı piyasaya çıkacak. İlgilenenlere duyurulur.

Yazarın Diğer Yazıları