Bugün de ölmedim anne
Bayram namazından çıkıp anama, baba ocağına giderken bu bayram okuyucularımıza umut dolu bir yazı düşünüyordum. Bu yüzden kabristanda yatan sevdiklerimle bayramlaşmayı son güne bırakmıştım. Benzin alıp kurban kesimi için yola düşerken pompacının soğuktan ovuşturduğu elleri üzerindeki dövmeler dikkatimi çekti. Yeşil mavi arası çiçek motifleriyle süslü dövmedeki yazılar yüreğimi burktu.
Dört ay önce teskere alan gencin çipil çipil bakışlarındaki burukluk taş gibi oturdu içime. Askere gitmeden yazdırdığı dövmedeki sözlerin anlamını soramadım. “Annen bunları keşke yaptırmasaydın diye sitem etmiyor mu ?” diyebildim. Mahçupça tebessüm etti. “Analar için fark etmez ki. Bugün de, yarın da endişelenir onlar. Artık askeri, sivili fark etmiyor. Ha askerde kör bir kurşunla gitmişsin, ha da trafik kazasından, kalp krizinden. Akşam eve vardığımda seviniyor anam. Ben de yatarken ellerime bakıp, bugün de ölmedim anne diyorum. Dağdaki askerlikteki savaş şimdi geçim için sürüyor”
Yozgat’lı pompacının kurşun gibi ağır sözleri düşünce anaforundaki beynimi deldi geçti.
Sonuçta 50 TL’lik benzin... 3-5 bilemediniz 7 dakika... Askere giderken elleri üzerine yazılan “Bugün de ölmedim anne” sözleri beni alıp Tunceli kırsalına, Hakkari dağlarına, Eruh’a, Sarı Ziyaret Karakolu’na kadar Mehmetçiklerin görev yaptığı uçsuz bucaksız arazilere götürdü. “Bugün de ölmedim anne” sözlerinin her gün, her gece terennüm edildiği mevzilere savurdu.
“Daha ne istiyorsun, aylardır çatışma yok, anneler ağlamıyor” diyen Bülent Arınç’ı hatırladım. Genç yaştaki evladını trafik kazasında kaybeden Arınç’ın Başbakan Erdoğan’ın sözlerine döktüğü göz yaşlarını düşündüm. Bir asker oğlu olan Arınç’ın TBMM Başkanı iken “Egemenliğimizin bir kısmını AB ile paylaşmaktan bir şey olmaz” sözleri çınladı kulaklarımda.
“İyi bayramlar” temennisinde bulunan pompacıya son kez “Anneler birkaç aydır ağlamıyormuş” derken ellerindeki dövmeyi işaret ettim. “Ağlayanların yaşı kurumadı ki. Onlar şehit olup toprağa gömüldüler, törenle karşılandı ötekiler” cevabı bir tokat gibi vurdu yüzüme.
Öyle ya bugün de ölmedim anne diyenlerle son nefesinde vatan sağ olsun diyenlerin mücadelesi; “İyi şeyler olacak. Demokratik açılımın güzel manzarası” ile neticelenmiş oldu. Kış mevsimi inlerine çekilen teröristlerin asker karşısına çıkamamasını “Çatışma ortamı yok” diye tanımlayanların anneleri “Oğlum bugün de ölmedi” diye beklemiyor ne de olsa. Öyle düşünenlerin oğulları sadece 28 gün bedelli askerlik yapıyor. Hatta “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diyor bazıları... Askere sövmenin dayanılmaz hazzını yaşıyor liboşlar.. Onlara alkış tutuyor diğerleri...
Bugün ölmeyenlerin yarın ölmeyeceğini kimse garanti edemez inancıyla “Allah’a emanet ol” dedim pompacıya. Dört ay öncesine kadar dağlarda terörle mücadele eden askerin bugün ekonomik terörde hayatta kalabilme savaşından geriye ne kaldı diye kendi kendime sorarken bastım gaza. Kaçışım benzincideki pompacıdan değil de yüzleştiğim gerçekten miydi, karar veremedim. Anneme sığındım alel acele. Mübarek ellerini öpüp “Bayramın mübarek olsun” dedim. Darma duman olmuş beynim, dağlanmış yüreğimde elimi yanmakta olan mideme götürüp sessizce “Bugün de ölmedim anne” diye mırıldandım.
Bugün de ölmeyenlerin bayramlarını kutluyor, bütün şehit ve asker annelerinin ellerinden öpüyorum.