Bu yazıyı yazmasam olmazdı!
Frekans Araştırma şirketi 18 Mayıs-18 Haziran 2009 tarihleri arasında 1108 kişiyle telefonda görüşerek bir anket yapmış. Anketten de Türkiye’de Yahudi karşıtlığının hayli yüksek olduğu sonucu çıkmış?!
Şimdi bizim de bazı sorularımız olacak.
Soru 1: Böyle bir anket yapma ihtiyacını neden hissettiniz?
Soru 2: Anketin zamanlaması niye Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı’na, “Siz insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz?” çıkışı sonrasına denk getirildi?
Soru 3: Bu anketi niye Avrupa Birliği finanse etti? Birkaç kişiye telefonla ulaşmanın bedelini ödeyecek bir işadamı Türkiye’de yok muydu?
Soru 4: Anket niye, “Farklı kimliklere ve Yahudiliğe Bakış Araştırması” diye isimlendirildi? Madem “farklı kimlik” sorulacak niye “Yahudiler” ayrıca ve ısrarla soruldu?
Sizin derdiniz önce Türkiye’deki farklı kimliklere, “Türkiye’de hiç de rahat değilsiniz, bakın biz anket yaptık sonuçlar öyle diyor!” sonra da el âleme, “Ülkemizde azınlıklar kendilerini hiç de iyi hissetmiyor, hele Yahudiler ter ter terliyor” sinyalleri göndermek mi? İçerde, farklılıklarınızı öne çıkarın, dışarıya ise, farklılıklara sahip çıkın gayreti değil mi bütün bunlar? Niye böyle söylüyoruz? Böyle söylüyoruz çünkü araştırmayı finanse eden batı değil mi Türkiye’de sağ-sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt çatışmasının mimarı?
Bosna’da yaptıklarını unuttuk mu?
Bunlar değil miydi Sırpların kuşattığı Saray Bosna’ya tatil günleri dürbünlü tüfeklerle Müslüman safarisine çıkan? İçimizde öyleleri var ki AB ve ABD, “Sizin için zıkkımın kökünden çorba yaptım” der demez “Sofra nerde” diye kaşığı kapıp koşuyor. Sanırsınız bir zengin Ramazan’da kumanya dağıtıyor, ahali de makarna kapma kuyruğuna girmiş.. Birinin karnı aç... Diğerinin belki aklı, belki vicdanı, belki cüzdanı aç, bilemeyiz.
Araştırma sonuçları Neve Şalom Sinagogu Kültür Merkezi’nde değerlendirilmiş. Kaşık kapıp koşanlar bırakınız Osmanlı şöyle yaptı, böyle yaptı demeyi, “öteki”leştirmeden, “önyargı”lardan, “düşman”lıktan, “şeytan” üretmeden falan bahsetmişler... Beylere göre Türkiye’de “Yahudi karşıtlığı yükseliyor”muş..
Bu sonuca nasıl varmışlar derseniz... deriz ki.. denekleri nasıl seçtiklerini bilmediğimiz anketörler telefon numarasını çevirip “Yahudi bir komşu ister misiniz?” diye sormuş, vatandaşın yüzde 42’si de, “Hayır” demiş...
Ne büyük kıstas öyle değil mi?
Durup dururken telefonum çalsa ve biri bana, “Boğazda yalı ister misin?” dese “De get ulan!” derim. Bu durumda “Yahudi komşu ister misin?” diyene ne demem gerekir?
Bir kere “istemek” ihtiyaç duyma neticesidir.
Acıkırsın yemek istersin, yorulursun dinlenmek istesin, insan bir doktor komşuya ihtiyaç duyar da bir Yahudi, bir Ermeni, bir Rum komşuya niye ihtiyaç duyar? İsrail’le ticaret yapsam belki ihtiyaç duyarım.
Fransa’da, Almanya’da, İngiltere’de, Amerika’da telefon açıp, “Bir Müslüman komşu ister misiniz?” diye sorsanız orada Türkiye’deki gibi oran yüzde 42 mi çıkar acaba? Hele bu soruyu İsrail’de sorsanız nasıl bir sonuçla karşılaşırsınız?
Yapmayın Allah aşkına...
Som merhamet olan bu necip millete zulmetmeyin. Zalimin parasıyla mazlumu zalim gösteriyorsunuz iki cihanda da yüzünüz gülmez, haberiniz olsun.
“Yahudi karşıtlığı yükseliyor” neticesi çıkartılan ankette bu toprağın insanına “Gayrimüslimlerin Türkiye’ye katkısı” sorulduğunda ticaretten sanata, spordan bilim ve eğitime kadar verilen “evet” cevaplarının oranı yüzde 42 ile yüzde 68’lerin arasında..
Yani bu millet hakkı teslim eden bir millet..
Soru adam gibi sorulduğunda ise, “Yahudi komşu”dan rahatsız olacaklarını söyleyenlerin oranı yüzde 1’e düşüyor..
Öyleyse niye “Türkiye’de Yahudi karşıtlığının oranı %1” olarak manşet yapılmıyor?
Sahi niye? Hiçbir Batı ülkesinde Türk ve Müslüman bir komşudan rahatsızlık duyar mısın sorusunun “Hayır” oranı yüzde 20’den aşağı düşer mi sanıyorsunuz! Velhasıl Müslüman Türk milleti insanlık ve komşuluk babında kendisini şikayet ettiğiniz o mihrakları asgariden 20’ye katlar..
Sonra.. Memlekette komşuluk mu kaldı Allah aşkına? Kimin komşusunun ırkından, açlığından, hastalığından haberi var ki.. Ha siz bana, “Yahudi bir komşudan rahatsızlık duyar mısın?” diye sorarsanız derim ki, “Hayır, çağırırsa yemeğine giderim, bize gelirse başköşede misafir ederim!” Asıl sizin yaptığınız Yahudi düşmanlığı demeyi de bir borç bilirim.