Bu sistem yürümüyor!
Cumhurbaşkanı, ikinci yılı dolan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ne kadar iyi bir şey olduğunu anlattı.
Gerçi araya "Uygulamadan kaynaklanan sorunlar" gibi bir başlıkla, tıkanan noktaları da sıkıştırdı ama, öyle bir anlattı ki, insanın gidip 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' olası geliyor.
**
İşin ekonomik, sosyal, diplomatik, insani, adaletle ilgili kısımlarını geçiyorum..
Bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum..
Biliyorsunuz, seçimde gittik oy kullandık, Meclise milletvekilleri gönderdik..
Yasaları yapsınlar, ülke yönetiminde bizim adımıza söz hakkını kullansınlar istedik.
Milli irade bunu talep ederken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedi ki;
-Yasamayı, yani yasa yapmayı sizden öğrenecek değiliz.
Sandıktan çıkan sonuca rağmen, milletin iradesini götürdü, sistemin patronunun, Cumhurbaşkanı'nın iki dudağı arasına teslim etti.
Zaten, sistem böylesine devasa bir gücün sahibi olmasa, milletin hazinesi damada teslim edilebilir miydi?
"Söz benim.. Ülke benim.. Para benim.. Teslim ettiğim damat benim.. Kime ne?" şeklinde cereyan eden post-modern ideoloji, meclisi, dolayısıyla milletin sözünü saf dışı bıraktı, aldı başını gidiyor.
**
Peki, bu kadar güzel ve tadından yenmez bir sistem olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gerçekten de tıkır tıkır işliyor mu?
Bakın, ülkenin yönetildiği Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine bir göz atınca, soru cevabını buluyor..
Cumhurbaşkanlığının son dönem yayınladığı kararnamelerin tamamına yakın bölümü ne biliyor musunuz?
"Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi"
Yanlış okumadınız..
Tıkır tıkır işlediği söylenen sistem, en çok da, kendi çıkardığı kararnamelerde değişiklik yapmak üzere kararname çıkarıyor.
"En iyisini biz biliriz" diyerek çıkardıkları kararnameleri, "Bizden iyi bilemezsiniz" diyerek değiştiriyorlar.
Devlet yönetimi yaz-boz tahtasına dönmüş.
İyi iş dediklerini, olmamış diyerek değiştiriyorlar. Ve değişikliğin de tıpkı iyi iş dedikleri iş kadar iyi olduğunu savunuyorlar.
Aslında, kararnameler gösteriyor ki, bu sistem, yolunu kaybetmiş bir şekilde yürüyor.
Yapıyorlar. Yaptıklarını bozuyorlar. Bozduklarını tekrar yapıyorlar. Bakıyorlar olmuyor, yine bozuyorlar.
Sonra da dönüp diyorlar ki, "Yeni sistemde işler tıkır tıkır yürüyor. Türkiye'nin işte buna ihtiyacı vardı."
Ve ekliyorlar;
- Bu muhalefet var ya bu muhalefet, Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkarak, tekere çomak sokmaya çalışıyor.
Kendi ürettikleri tekere çomak sokan da kendileri halbuki.
**
Cumhurbaşkanı, sistemin tartışılır yanları olabileceğini söyleyerek gard aldı aslında.
Çünkü, çıkardığı kararnamenin olmadığını, yerine, onu değiştiren bir başka kararname gerektiğini en iyi bilen, hatta yaşayan kişi o.
Ama serde yiğitlik var ya, kendi icadı sisteme laf gelmesin diye, sözü yuvarlayıp duruyor.
Ama, olmuyor olmuyor. Bu sistemle Türkiye yönetilemiyor. Yaz boz tahtasına dönmüş bir devlet yönetimiyle, Türkiye bir adım bile ilerleyemiyor..
Yoksa şunları nasıl açıklarsınız ki;
- Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Kararname Numarası: 59)
-Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Kararname Numarası: 58)
-Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (Kararname Numarası: 57)
**
Bunun gibi o kadar çok kararname var ki.
Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklarla ilgili bir kararname çıkarmış. Aradan bir süre geçiyor, bakıyorlar ki işler tıkanıyor, tak o kararnameyi değiştiren yeni bir kararname.
Cumhurbaşkanlığı, kendi teşkilatıyla ilgili bir kararname çıkarmış. Aradan bir süre geçiyor, bakıyorlar ki işler tıkanıyor, tak o kararnameyi değiştiren yeni bir kararname.
Cumhurbaşkanlığı, bazı konularda kararname çıkarmış. Aradan bir süre geçiyor, bakıyorlar ki işler tıkanıyor, tak o kararnameleri, kararname de değil, kararnameleri değiştiren yeni bir kararname.
Çok iyi dedikleri sistemi, kendileri de bilmiyorlar yani. Deneme yanılma yöntemiyle, el yordamıyla bir yürüyüş.
Son dönem, her 4 kararnameden 3'ü, önceki kararnameyi değiştiren kararname.
**
Ne kadar çok kararname dedim değil mi?
Vallahi ben de yoruldum..
Benden değil, sistemden ötürü.
Düşünün ki o sistem, daha iki yılda ne kadar yorgun.
Kendi aldığı kararları, olmadı deyip kendi değiştiren bir sistem, mükemmel olduğuna inanmamızı bekliyor.
Aslında Cumhurbaşkanı da bu işin olmadığını biliyor da, daha iki yıl önce ballandıra ballandıra anlattığı için, bugün çark etmeyi kendine yediremiyor.
O yüzden şimdilik sistemi değil ama, zırt-pırt sistemin aldığı kararları değiştirerek idare ediyor.
Yoksa işin finali belli.
Bir gün çıkacak ve diyecek ki;
- Meral Akşener'e rağmen, Türkiye'yi "İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" ile buluşturacağız.
Gülmeyin.
Göreceksiniz, diyecek.