Bu salgın "1" kişiden yayılmamış mıydı?
Tamam, hepimiz bunaldık;
Her biri aynı zamanda birer işyeri de olan AVM'ler de açılsın, berberler de, kuaförler de, güzellik merkezleri de… Cafeler, restoranlar, kıraathaneler de… Spor salonları da… Adliyeler de… Okullar da… Yurtlar da… Oteller de… Tiyatrolar da… Sinemalar… Konser Salonları da…
***
Tabii ki çalışalım; kazanalım.
Sokağa çıkalım, kazandığımızı harcayalım; ki başkaları da kazansın. "Çark" pas tutmasın.
***
Çarşı pazar dolaşalım; domatesi, salatalığı seçerek, kavunu koklayarak alalım.
Ramazan'ı, iftara doğru pide kuyruğunda bekleyerek, aile boyu iftar buluşmaları tertip ederek, çat kapı sahur ziyaretlerine giderek filan çocukluğumuzdan kalma bütün ritüellerine uygun şekilde yaşayalım.
Hıdrellez ateşini yakalım; sırayla üstünden atlayalım.
***
Yaşlılarla dolsun memleketin bütün park, bahçe ve bankları; karşıdan karşıya geçmelerine yardımcı olalım. Paketlerini taşıyalım.
Çocuklarımıza nefes aldıralım ve güneş bol bol. Arkadaşlarıyla buluşturalım.
Arkadaşlarımızla buluşalım; gıybetin dibine vuralım!
***
Erkekler "kaptan mağara adamı" formundan çıksın. Feryadı dinsin artık suni sarışınların, ve kızılların, ve dahi "dip" sorunu yaşayan bütün kadınların!
***
Bitsin artık insanın insandan korkusu; uzaklardan bir insanın yaklaşmakta olduğunu fark edince yolumuzu değiştirmeyelim, birbirimize karşı ister istemez takındığımız "vebalı" muamelesi bitsin.
***
Sınav arifesi, öğrenciler öğretmenlerinden okullarından, öğretmenlerinden dilediklerince faydalanabilsin.
Mezuniyet arifesi, yıllarca okudukları sıralarla, sıra arkadaşlarıyla vedalaşabilsin.
Bir kedi beslemek, köpek gezdirmek bile "survivor"a dönmesin.
Açılsın şehir kapıları; kimse bayramda o duygu sömrüsü manzumesi çikolata-şeker reklamlarındaki "beyhude bekleyiş"leri tecrübe etmesin.
Nice ana-baba, "yarın çocuklarım ne yiyecek" kabusuna dalmasın bir gece daha, peki ertelenen borçlar, faturalar nasıl ödenecek… Bir gece daha çaresizlik uykusuzlukları gölgelemesin yuvaları.
***
Şaşalı ayrıcalıklar, lüksler değil özlediklerimiz; hastalandığımızda hastaneye gidebilelim mesela! "Virüs kapma" korkusu fren yaptırmasın ayaklarımıza; en temel insan haklarını, haklarımızı kullanma zeminimiz-imkanımız olsun.
"Adalet" daha da gecikip "adaletsizliğe" dönüşmesin tümden.
***
Çalsın davullar, evlenebilelim mesela; kaç bahar ertelenmeyi kaldırabilir ki bir gelinlik kızların düşleri!
Ve cenazeleri "musalla taşı" görmeden vermeyelim kara toprağa artık sevdiklerimizi; hiç geçmeyecek ukdeler bırakmasın içimizde "helalleşme" engelleri!
***
Kim, bunların tersini arzulayabilir ki?
Yine de anlamakta güçlük çekiyorum bu ani "gevşemeyi"; zira asla "normalleşme" olamaz bu nevi bir tedbirsizliğin ismi.
Ben mi yanlış hatırlıyorum, bu virüsü bütün dünyaya bulaştıran en nihayetinde 1 (bir) kişi değil miydi?
Madem "birileri", hâlâ bu virüsü taşıyan binlerce vaka olduğunu bile bile bir "erken bayram" havası estirmeyi tercih etti; merak ediyorum bunun muhtemel bedellerini de üstlenmeyi de taahhüt eder mi?
SORU-YORUM
Hâlâ "kapı kapı gezip bütün köye Covid-19 bulaştırdı", "toplu cenaze namazı kıldılar hepsi Covid-19'a yakalandı" haberleri alırken, yani konunun ciddiyetini tam olarak kavrayamamış her bir taşıyıcı, aramızda bir nevi "canlı bomba" gibi dolaşırken ve özellikle tanı konuşmamış, semptom göstermeyen taşıyıcıların sayısı milyonlarla anılırken "salgını kontrol alına aldık" demek için erken değil mi? Hani, son hastanın da iyileşmesini takip eden iki hafta zarfında hiçbir yeni vaka çıkmadan böyle bir şey söylenemezdi?
Emeği geçenlere teşekkürler!!!
"Barolar ve tabip odaları başta olmak üzere meslek kuruluşlarının seçim usullerinin yeniden belirlenmesiyle ilgili düzenlemeyi en kısa sürede Meclis'e sunmalıyız" açıklamasının, "kanun taslağı hazırlama yetkisi bulunmayan bir organın sunduğu kanun taslağı(!)" niteliği taşıyor olmasından kaynaklanan "sistem" ve "hukuk" tartışması bir yana…
En başından itibaren niyetin bu olduğunu bile bile, açıklamalarıyla iktidarın eline arayıp da bulamayacağı kadar koz veren bazı soğuk savaş kalıntısı baro ve hak-özgürlük-eşitlik talepleriyle bölücülüğü ayırt edemeyen tabip odası temsilcilerini tebrik ederim!
Kalan son birkaç muhalif yapı da yandaşlaştırılırsa, bilin ki iktidardan az olmayacak bunda sizin payınız da…
Bravo!