Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Bu kafa terörü nasıl önler!

Meydana gelen her terörist olayı “Derin devlete”, “Çeteye”, “Karanlık Güçlere”, “Devletin ve PKK’nın içindeki Ergenekon uzantılarına” ya da “Taşerona” bağlamak iktidar yandaşlarının geleneği oldu. Bu bağlamda son kanlı terörist saldırıları “Cuntanın Taşeronu: PKK”nın yaptığını da bir çırpıda ilan ettiler. Aksiyon Dergisi de başlığını işte tam böyle bir kurgu içinde ele almış. Dergi, Türkiye’deki terörün arka planının bütün yönlerini, bir çırpıda çözüvermiş. PKK’yı cuntanın ürünü olarak göstererek bütün şer unsurları da bir kalemde bir konsept içinde deşifre etmiş(!).
“Formül basit” diyerek şöyle yazmış: “Şiddet tırmanacak, siyasi iktidar bu şiddet eylemleri üzerinden sıkıştırılacak çalışamaz hale getirilecek, ortaya yönetim zaafı çıkacak ve asker yavaş yavaş iktidarın yolunu tutacak, Tabii bu hemen olmaz. Önce sıkıyönetim veya olağanüstü hal gibi prosedürlerin uygulanması lazım ki darbeye giden yolda taşlar daha rahat döşenebilsin” . Dergi bu durumu “terör kılığına bürünmüş toplum mühendisliği” olarak tarif ediyor. AKP iktidarını, AB’yi, sivil iradeyi ve açılımı eleştiren herkesi toplum mühendisliği yapmakla suçluyor.

Mekap ile postalı bir görmek!
Şu açıklamaya bir bakar mısınız? “PKK, Mekap ayakkabısıyla özdeşleşmiş bir örgüt. Ancak, son yıllardaki görünümüyle diyebilir ki karşımızda artık postallı PKK var. Örgütün son yıllara damgasını vuran eylemlerindeki istihbarat zaaflarını, zamanlamayı, hedefleri, askerin eksiklerini başka türlü anlamlandırmak mümkün değildir. Sivil irade, sipariş PKK eylemleriyle cendereye alınmaya çalışılıyor”. Bu ifadeler TSK ile PKK’yı aynı kategoride gören bir zihniyetin ürünüdür. Tezlerini desteklemek için açılıma karşı çıkan, sakıncalarını dile getiren bütün muhalefeti de PKK ve İmralı denkleminin yanında gösteren Başbakan Erdoğan’ın sözlerine yer vermiş. Bu mantığa göre Türkiye’de bir AKP ve onun getirdiği sivil idare, AB’ye girme iradesi, demokratikleşme, barış ve kardeşlik projeleri var; bir de AKP’nin karşısında PKK ile bilumum muhalefet, Ergenekon, statükocu ve ulusalcı cephe var.
Elbette siyasi istikrarsızlık yaratmak için terörist faaliyetlere destek verenler geçmişte vardı, bugün de var. Darbe ile yönetime el koyup, demokrasiyi rafa kaldırmak için fırsat kollayanların varlığından da söz edilebilir. Halkı bu konuda manipüle etmeye çalışan odaklar ve örnek olaylar gösterilebilir.

PKK, açılımı AKP’den çok istiyor!
Tekrarlıyorum ortada PKK diye yirmi altı yıldır kan döken cani bir örgüt var. Bu nedenle PKK’ya tepeden tırnağa taşeron diyenler yanılıyor. PKK’nın kendi gündemi, amacı ve bir de stratejisi var. Elbette kendisini zaman zaman da kullandırıyor. Ancak çoğu zaman kendisini kullananları da kullanıyor. Bu satırların yazarı PKK’yı yıllar önce “emperyalist bir enstrüman” olarak niteleyen birisi olarak bunları yazıyor. PKK bir takım safderunların sandığı gibi AKP’nin açılımına karşı değil. PKK, açılımın İmralı’nın yol haritasına uygun olarak ve Öcalan muhatap alınarak yapılmasını istiyor. Son eylemler devleti, İmralı’yla açılım konusunda muhatap kılmak için yapılıyor. Bunu anlamamak için saf olmak yetmez!
PKK’nın aslında taşeron olduğunu, dış güçlerden daha çok içerideki sivil iktidara “terör üzerinden balans ayarı vermek” isteyenlerin kullandığı bir aygıt olduğunu söyleyenlerin iyi niyetli olduğu söylenemez. Nitekim bu anlayış sahipleri, Öcalan’ın girdiği rekabet ve mücadelede Barzani’ye yönelik olarak söylediği sözlerin derin devlet algısıyla benzer olduğuna dikkat çekmektedir. Bu söylemlerin amacı da Barzani’yi temize çıkarmaktır. Hem de ülkede kan döken terörün Barzani’nin hâkimiyeti altındaki bölgeden geldiğini bilerek bunu yapıyorlar. Böyle bir kafa terörü nasıl önler?

Yazarın Diğer Yazıları