Bu kadar da olmaz ki...
15 Mart 2017 tarihli Hürriyet'te Sedat Ergin "Sedat Binbaşı darbeciye sıkmalı mıydı?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Malum Genelkurmay Başkanı dahil tüm Kuvvet Komutanlarının emir subayları, özel kalemleri darbeci çıktı. İkinci Ordu Komutanı Adem Huduti'nin emir subayı Binbaşı Sedat Kaya, iki tuğgeneral, bir kurmay albayın darbeci olduğunu anlayınca "Komutanım izin verin vurayım..." diyor. Huduti ise "Hayır, kan dökülmeden halledeceğiz..." cevabını veriyor. İki kez silahlarını alıp, enterne ettiği o darbecileri vursa belki de Sedat Binbaşı şimdi kahraman ilan edilmiş olacaktı... Oysa hapiste... Ayrıntılarını Ergin'den okuyunca "Yazık" yerine "Bu kadar da olmaz ki" diyeceksiniz...
Gelelim bir başka "olmaz ki"ye... Tankçı Kurmay Albay Erdal Toğaç... 1992 Harb Okulu mezunu. Binbaşı rütbesinde iken Genelkurmay tarafından Tümgeneral Mehmet Daysal, Kur.Alb. Ö.Cüneyt Akyol, Kur. Alb. Bayram Uğur ve Müh. Üstğm. Hüseyin Erol ile beraber "bilirkişi olarak görevlendiriliyor." Sıkı durun. Hem de "Balyoz Davası"nda... Malumunuz yüzlerce subay sahte bir CD ile ve devrin 3. Kolordu Komutanı Hulusi Akar'ın "İrtibat Subayı" Kur. Bnb. Ahmet Erdoğan'ın "bilirkişi" raporunda "Bu CD deliller darbe planı olabilir" deyince tutuklanmıştı. Harb Akademisi'nden yeni mezun olmuş Erdoğan bu raporu yalnız başına 4 günde yazıp, komutanları ve silah arkadaşlarının tutuklanmasına sebep olmuştu. Bir türlü duruşmalara getirilerek dinlenmedi. Bu yüzden ödüllendirilerek, İngiltere'ye ataşe olarak tayin edildi. 15 Temmuz'da çağrılmasına rağmen yurda dönmeyince ordudan ihraç edildi. Detaylarını "İmamların Öcü" adlı kitabımda yazdım. Erdoğan'ın tek kişilik raporuna karşılık Tümgeneral başkanlığındaki beş kişilik heyet mahkemenin sorduğu 11 temel soruyu 28 günlük bir çalışma ile cevaplayıp, CD'nin sahte olduğunu, darbe planı iddialarının asılsız olduğunu rapor etti. Ömer Diken başkanlığındaki Silivri'deki mahkeme heyeti uzun süre bu raporu sakladı. Av. Celal Ülgen 30 Temmuz 2010'da asıl bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını kamuoyuna açıkladı. Yeniçağ dahil çoğu gazete bu haberi yazdı. 15 Temmuz darbesinden tutuklu olan Erdal Togaç işte o heyette... Ama şimdi darbecilikten tutuklu...
Erdal Albay, yıllarca Güneydoğu'da terörle mücadele etmiş. En son Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Dairesi'nden de 14.09.2015'te Azerbaycan'a geçici görev ile gönderilmiş. Azerbaycan-Ermenistan sınırında birliklerde görev yapmış. Azerbaycan ordusuna yardım etmiş 10.07.2016'da Türkiye'ye dönmüş. Yeni tayin olduğu Muş'taki 49'uncu Tugay Komutanlığı Yardımcılığı görevine gitmek üzere dönemin İKK Başkanı Tuğgeneral Atila Gökasaoğlu'ndan 7 günlük izin belgesi almış. Eşi ve çocukları ile ailesinin bulunduğu İzmit'e gitmiş. 15 Temmuz günü dönmüş. O gece malum darbe... Telefon ile bilgi alma gayretleri boşa çıkmış. Ki aradığı A. Gökasaoğlu'nun o gece darbeciler tarafından derdest edilip fena halde işkence yapıldığı biliniyor. Sabah erkenden tayin olduğu birliği aramış. Acilen gel demişler. Tugayın bağlı olduğu Kolorduya belgelerini teslim etmiş. Ancak Muş için helikopter kalkamadığından "ortalık karışık bekle" emri gereği Orduevinde beklemiş. Ve sabaha doğru gözaltına alınmış. Gerekçe "görevlendirme listesi"nde İKK Başkanı olarak gösterilmesi. Oysa o görevlendirme listesinde bulunan yüzlerce personel var. Atılan, emekli edilenin yanında görevine devam eden de var. Erdal Albay halen tutuklu... Yapılan soruşturmada bir tek toz zerresi yok. "Kanaatine varılmıştır" ibaresi yüzünden içeride... Sadece "yazık" mı? Utanç verici... Bu sadece örneklerden birisi... Yeri geldikçe yazacağız...