Bu iş bitmiştir!

Önce Çevik Kuvvet geldi. Ardından karışık pide, tatlı ve ayrandan oluşan iftariyelikler. Sonra da daha önce yazılan senaryo uygulanmaya başlandı.

Oysa İstanbul'da seçimlerin iptal edileceğini ilk duyuran Rahmi Turan olmuştu. Geçen pazar günlü köşesinde (YSK'dan önce) aynen şunları yazmıştı:

'Yüksek Seçim Kurulu'ndan artık tarafsız ve âdil bir karar beklemek hayal!

İstanbul seçimleri iptal edilip iki ay sonra tekrarlanacak!

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü konuşması Yüksek Seçim Kurulu'na açık bir talimat gibiydi.

YSK buna karşı çıkabilir mi? Çıkamaz! Çünkü artık ülkemizde hukuk diye bir şey kalmadı!

Erdoğan özetle şöyle dedi:

"Hep sustum. Artık yetti. Gidelim millete, millî irade karar versin. Şaibenin ortadan kaldırılması hem YSK'yı aklayacaktır, hem de milletin gönlü ferah hâle gelecektir. Şimdi biz burada YSK'nın vereceği kararı bekliyoruz!"

Mesaj alınmıştır ve karar bellidir. YSK, İstanbul seçimini iptal edecektir.

Acayip bir ülke olduk. AKP kazanırsa seçim geçerli, kazanamazsa geçersiz! Nasıl antidemokratik bir anlayış bu?

YSK'nın muhterem üyeleri Erdoğan'ın bu sözlerinden sonra başka bir karar alabilirler mi?

Ben bunu mümkün görmüyorum. Bu iş bitmiştir! İki ay sonra yeni seçime hazır olun!'

İşte benim meslekte üstünde durduğum buydu; "haberi koklamak." Olacakları mantıkla da bezeyip ifade etmek. Meslek büyüğüm Rahmi Turan, bunu yapmıştı. Kendisini tebrik etmek görevim.

Yeni yollar

YSK'nın kararı iftar topu patlamadan yankılandı. "Kararları değiştirilemez" denilen kurumdan ifşalar başladı. Önce Ak Parti temsilcisi Recep Özel, "görevimizi tamamladık" diye konuştu.

Peşinden YSK'daki MHP temsilcisi Kürşat Türker Ercan seçimin tarihini tayin etti; 23 Haziran Pazar.

Kılıçdaroğlu'nun "çete" ilan ettiği Yüksek Seçim Kurulu'nun Başkanı Sadi Güven'e sormak istiyorum; "Siz necisiniz?" YSK'yı Türkiye'nin en güvenilmez anayasal kilidi hâline getirirken hiç sıkılmadınız mı?

Değişmeyecek

Doğrusu, normal şartlarda bir seçimde Ekrem İmamoğlu'nun kazanacağından kimsenin şüphesi yok. Sözcü Ömer Çelik'in demeçlerine dikkat edin. Nasıl da kapıyı açık bırakıyor. Muhalefetin yapacağı tek şey meşhur kıssamdaki gibi; "Kahveci Kambur Ahmet'in çift yazan tebeşirini çalıştırmamak."

İmamoğlu bu defa uzak ara yaparken Ak Parti'deki çöküşü de hızlandıracak. Nasıl, Bedrettin Dalan'ın, Osman Kibar'ın yıkılışını gördükse, bu defa da "Binali Yıldırım'ın harcanışını" izleyeceğiz. Tabii partisinin de tuzla buz oluşunu...

İsmet Paşa'ya laf edenler

1946'daki seçimlerden dolayı İsmet Paşa'yı suçlayanların düştüğü duruma bakın. Pazartesi günü açıklanan "yeniden seçim kararı" asla unutulmayacaktır.

Bu halkın onlara gerekli cevabı vereceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

Bu arada bir konuyu daha dile getirmek istiyorum. 6 Mayıs'daki kararın hemen peşinden yeni bir oyuna başvuruldu. Yandaşların yazılısı ve görüntülüsü düğmeye basılmış gibi; "CHP boykota hazırlanıyor" yaygarasına giriştiler. Bunun başlangıcını TRT kanalları yaptı. NTV'si, CNNTÜRK'ü ve diğer çırçırları da peşlerine takıldılar.

Kimi aklıevvel CHP milletvekillerinin boykot önerisi gündemden hızla çıkarıldı. Aynı yandaş medya da ümidini kesip, rota değiştirdiler. Bakalım yeni neler icat edecekler.

Bir başka isim

Bütün bu hızlı gelişmeler arasında Mehmet Barlas'ın karar anında telefonla bağlanmasını asla unutmayacağım. Yıllardır bir başka "meslek büyüğü" diye saygı duyduğum bu isimle aynı meslekten olduğum için gerçekten utanıyorum. Bereket 4.5 G kullanılmamıştı. 9/8'lik hâlini tahmin edebiliyorum.

Biraz düşündükten sonra da şu sonuca vardım; kendisi, karısı, çocuğu aynı kaynaktan besleniyor!

Bir gönderme de Hande Fırat'a yapacağım. "YSK, kamuoyunu yeterince aydınlatmak zorunda" demişti. Hande Hanım, tatmin olup olmadığını kamuoyuyla paylaşmak zorunda, sanırım. Ötekilerin yağlamalarını önemsemiyorum.

GÜNÜN SÖZÜ

Dün sabah saat 11.33'teki durumu aktarmak istiyorum. Dolar: 6,176, Avro:6,912, Çeyrek Altın: 417,70.

Bindik bir alamete gidiyoruz felakete... Anonim

Yazarın Diğer Yazıları