Bu günleri de gördük, şükürler olsun!
Adı soyadı, “Türkler Ermenilere soykırım uygulamıştır” olan yasa tasarısı ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda onaylanır onaylanmaz güzel Türkiye’min kimyası değişti, kimyası..
“Darbesever”inden “Yandaşına” kadar gazete ve televizyonlar, hariciyeciler, dâhiliyeciler, nalbantlar, son ütücüler, futbolcular, buz okeyciler, iktidar, muhalefet, yüzer gezer oylar, bürokratlar, emekliler, işsizler, özel yetkili savcılar, Silivri’deki konukları, Özelleştirme İdaresi çalışanları, TEKEL direnişçileri, telefonları dinleyenler, telefonları dinlenenler, çiftçiler, tekçiler, faizden geçinenler, faiz karşıtları, ayıklar, sarhoşlar, yaş meyve ve sebze ihracatçıları, kuruyemişçiler, yurt dışı temsilciliklerinde çalışanlar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayanlar, türbanlılar, çarşaf yırtıcıları, asker-sivil velhasıl herkes ama herkes tek yumruk oldu, yani efendim, birlik ve beraberliğe her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu kararı Hızır gibi yetişti, 70 küsur milyon insanı birbirine kenetleyiverdi.
Hatta yetmedi düne kadar, “Türkler Ermenileri kesmiştir” diyen ve “Nereden biliyorsun?” sorusuna “Herkes öyle diyo!” cevabını veren Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Clinton bile birkaç gündür senin benim gibi düşünüyor ve Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi laflar ediyor, ne güzel. Demek ki Komisyon aldığı bu kararla, hem Türkiye’de Atatürk’ten sonra kimsenin yapamadığı kenetlenmeyi sağladı, hem de Amerikan yönetimini Ermenilerin arkasından alıp Türkiye’nin yanına koydu.
Sağ olsunlar.
Birlik beraberlik ne güzel bir duyguymuş, Ey Rabbim!
Bu birlik ve beraberlik kaç gün sürer bilmiyorum, kendimi rüyada gibi hissediyorum. Komisyon kararı Türkiye’nin bu kadar yararına olduğuna göre muhakkak ki Ermenistan’a bir kazıktır, ama Erivan’dakiler farkına varmadı, seviniyorlar, acıyorum. Asıl sevinmesi gereken biziz, biz niye kızıyoruz, onu da anlayabilmiş değilim. Başbakan niye kızıyor, Cumhurbaşkanı niye kızıyor? Yoksa bizim başaramadığımızı elin komisyonu başardı diye kıskanıyorlar mı? Evet, mutlu olunacak bir şey bu, bakınız Türkiye’mizin Washington Büyükelçisi Namık Tan ne söylüyor, “İçimiz gurur ve sevinç dolu!” diyor. Bu “gurur” ve “sevinç” te katkısı olduğundan dolayı kendilerine ve bütün hariciyemize teşekkür ediyorum. Belki de içinizden, “Bugün Tanıma, yarın Tazminat, öbür gün Toprak” sen o zaman görürsün falan diyenleriniz vardır; onlara da, BM’nin ilgili kararı 1948’den önce olup bitenleri kapsamıyor, bir de, Türkiye’de bu birlik beraberlik varken kimse bizden tek bir “T” bile alamaz cevabını veriyorum.
Sonra yahu biz kendi Meclisimizin çıkardığı “Herkes şapka giyecek” kanununu 1925’ten beri bir gün bile uygulamadık, hatta, sen misin erkek memurlar başlarını şapka ile örtecek diyen dedik, tuttuk başı örtülü kadınların örtülerini zorla açtık, üstelik öyle bir kanun da yokken yaptık bunu; kendi meclis kararına böyle rest çeken bir millet, elin meclisinin komisyonunun kararını mı uygulayacak, hadi canım sen de..
Gelin elin gâvurunun bizi birbirimize kenetleyen şu iyiliğinin altında kalmayalım, kendilerine Kütahya’dan çini, Yağcıbedir’den halılar gönderelim. Nerede bir ABD temsilciliği varsa karşısına, üzerinde Oturan Boğa ile Orhan Pamuk rölyefleri olan birer “Kızılderili Soykırım Anıtı” dikelim, jest olsun.