Bu Dünya Şiirsiz Yaratılmış Olamaz
Oktay Akbal Usta’nın bir sözünü başlık eyledik yazımıza. Yani şiirden, şiir kitaplarından söz edeceğiz bugün.
“Sözü (şiiri) yaşamak aslında dirençlerin en soylusudur. Şiiri yaşamak demek, bir toplumu bütün katlarıyla, bütün özellikleriyle tanımak, onun beğeni kaynaklarına inmek demektir” diyor Adnan Binyazar. Şiirden söz eden yazılarımı okumadıklarını söyleyen, şiirli yazılarımı küçümseyen hastalıklı kafalara, Binyazar’ın bu sözünü atayım füze gibi önce, sonra da ilk şiir kitabına geçeyim.
“Sünger avcısıdır vurgun yemiş/Grizudur/Dost omuz başını/Kavrayandır acıda/Denizlerdir yumruğu sıkanda/Sinsice itekleyendir yardan/Yâri sımsıkı sarandır/Demleyendir sükûtu/Haykırandır zaferi/Dokunandır yüreğe/Derleyendir dikenli gülleri/Yüzü cırmalayandır haince/Elvedaya merhaba/Merhabaya elveda diyendir/Tırnaklarıyla yolları kazıyan/Şalteri indirendir fabrikada”.
A.Murat Özhan’ın yeni şiir kitabı “Aşktan Kalan” dandı bu dizeler (Kora Yayınları). Yalın söze pek iltifat etmiyor, kendini öyle kolay ele vermiyor Özhan’ın dizeleri. “Sabırsız bir meteor sığınağıydı yürek yurdumda”, “Sönük bir sancı ışığı saçılırdı soğuk çatılardan içre” gibi dizeler, şairin imge dünyasının zenginliğini gösteriyor.
Söz edeceğim ikinci kitap, bir araştırma-inceleme. Ercüment Asaf Yanıç yapmış 883 sayfalık bu araştırma-incelemeyi, Sone Yayınları da yayımlamış. Kitabın konusu 1893-1950 yılları arasında yaşamış “Ayıntab Meşhedi Yolağından Şair Tahtacızade Mahmut Nedim Efendi”. İki bölümden oluşuyor kitap. İlk bölümde, şairin öz yaşamı ve aile köklerinden söz ediliyor. Ardından şairin içinden çıktığı Tahtacı Türkleri hakkında bilgi veriliyor uzun uzadıya. Şairin din anlayışı ve algılayışını tam olarak ifade edebilmek için, İslami ayrılıkların kökenine iniyor Ercüment Asaf Yanıç, Türklerin İslamiyet’e geçişi ve Tasavvuf felsefesine dalıyor derinine. Ve Mahmut Nedim Efendi’nin edebi ve mutasavvıf kişiliğine geliyor sıra. Yanıç, şunları söylüyor bu bağlamda: “Şiirlerinin konu itibariyle incelenmesinde, Tahtacızade Mahmut Nedim Efendi’nin mistik, Melami yönelimli tasavvufi çizgide bir tekke şairi olduğu kesindir. Ancak bu onun çağdaş bir yaşam biçimini reddettiği anlamına gelmez. (...) O, bir Cumhuriyet öğretmeni olarak Mustafa Kemal aydınlanmacılığından hiç kopmamıştır. Zaten almış olduğu eğitim ve gördüğü öğretim de bu anlamda zamanın gerekliliğinin üstündedir. İyi Fransızca bilmesi ile kültür ve edebiyata düşkünlüğü onun dost ve arkadaş çevresini bu yönde oluşturmuştur.”
Mahmut Nedim Efendi Lozan Antlaşması görüşmelerine mütercim olarak katılmış. İyi ney çalarmış.
Edebiyat dünyasına bu araştırmayı anons ediyorum ve bir dörtlük sunuyorum bu şairden: “Hakikat sultanı, irfanın gülü/Kemter âşıkların cînan bülbülü/Muhammed Ali’nin kurduğu yolu/La ilahe illallahtır virdimiz”
Ve üçüncü kitap... Bir manzum piyes... Adı: “Soylu Ulus, Kutsal Yurt” , Altın Kalem Yayınları arasından çıkmış, yazarı bir öğretmen, Mehmet Ali Erdem. 1921’de Tokat yöresinde cephe gerisindeki olayları öykülüyor şiirce. “Bu vatanın derdiyle tutuşmayan bir yürek/Atılmalı itlere ’alın yiyin’diyerek” dizeleri, Atatürk ve yurt için çalışan tüm kahramanlara adanan bu kitabın ana izleği gibi.