Bu daha başlangıç

Ankara’daki imza gününe damgasını vuran “kızım”, “ablam”, “bacım”, “evladım”, “kardeşim” sahiplenmelerinden yola çıkarak rahatlıkla bu sıfatı giyinebilirim;
“Ailenizin yazarı” utançla sunar:
“Yeni Türkiye” nin bir haftalık hasar tespit raporu:
- CBBBMVGB, “yasalara göre bu koltuk tek kimliklik; şu karpuzlardan birkaçını bırak bak” uyarısında bulunanlara, “Ya git işine bak ya , işine bak” dedi.
- CBBBMVGB, “Adli yıl açılış törenine katılacak mısınız” diye soranlara, “Yargıtay, Baro Başkanını çağırıp orada konuşturacak olursa oraya ben katılmam” dedi.
- Yargıtay -hani bağımsız olan, hani “kuvvetler ayrılığı” nın sacayaklarından biri- bu talebi ’hakaret’kabul ederek kestirip atacağına, “Başkanlar Kuruluna konuyu götürüp, sonucu kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.
- Milletvekili (Metin Külünk), “Rektörlerimiz, Türk siyasetinin dehası RTE’nın aklını kurumsallaştırıp tarihselleştirmeyi düşünüyor musunuz” dedi.
- Köşe yazarı (Yusuf Kaplan), “Boğaziçi, Bilkent ve ODTÜ ’yıkılmalı’bunların yerine (...) Nizamülk medreselerine benzer, bizim öncü kuşaklarımızı, bizim medeniyet iddialarımız doğrultusunda yetiştiren çaplı pilot üniversiteler kurulmalı” dedi. (Herkes “mederese” ye takıldı; Nizamülmülk’ü, iktidarın “medeniyet iddiaları” nı didikleyen olmadı/olamadı.)
- Bir günde 3 gazetecinin bileti kesildi. Yılmaz Özdil’in şöhreti gölgeledi ama aynı gün Radikal “17 Aralık operasyonunda İçişleri Bakanı Güler’in oğlu Kaan Güler’in evinden ilk haberi yapan, MİT tırları haberine imza atan muhabir Fatih Yağmur” u, Milliyet de “Yeni Türkiye” ye uyuşamayan Ufuk Şanlı’yı gönderdi.
- Görebildiğim kadarıyla fark eden çıkmadı ama arada fahri “Şeyhülislam” (Hayrettin Karaman) fetvayı da verdi:
“İslam’da da kural şudur: Yöneticilere, İslam’ın temel kaynak ve kanunlarına aykırı olmayan bütün kararlarında itaat edilir. Farklı anlayış, yorum ve içtihadlar itaatsizliğin ve fiilî muhalefetin gerekçesi olamaz. ” (14 Ağustos 2014, Yeni Şafak)
Bundan sonra her yol “caiz” yani! Ben şimdiden uyandırayım, yarın bir gün “bunları şişe geçirelim” diyen filan olursa lafın gelişi zannedip kaale almamazlık etmeyin; AA’ya Genel Müdür yaptıkları zatın “eserleri” ni okursanız görürsünüz, bilinçaltlarında var böyle bir fantezileri!

***

Ey halkım, aziz milletim, değerli okurlarım, kısaca diyorum ki;
Durun siz daha!
Yandaş tetikçi dünkü köşesinde boşuna “Devletin hafızası unutmaz... Gün gelir hesabını sorar” demedi. Tek tek kucaklayacak hepimizi. Bu daha başlangıç!

***

Ha bir de hâlâ umurunuzdaysa, PKK’nın 1984’teki Eruh Baskını’nın yıldönümünde düzenlenen “İlk Kurşun Festivali” kutlamaları(!) çerçevesinde, terör örgütünün kurucularından, evlatlarınızın katillerinden Mahsum Korkmaz’ın dev heykeli de dikildi. Gidip çelenk bırakırsınız belki!
Yazarın notu:
O heykel orada dikildiği sürece bana devletten, milletten, Türklükten, vatanseverlikten, bayraktan, dinden, imandan, Kur’an’dan dem vurmayın mümkünse. Ağır konuşurum.

Yazarın Diğer Yazıları