Bu da İzmir gerçeği!..
Çözüm/çözülme süreci ile daha da alevlendirilen, diriltilen Türkiye'nin başındaki terör belası ile sadece ülkenin iki bölgesi yanmıyor. Yaşadığımız trajedinin, Ankara katliamının acı bilançosu ortada. Bu nasıl bir ruh halidir ki; Başbakan olduğunu iddia eden Ahmet Davutoğlu çıkıp "Ankara saldırısından sonra oylarımız yükseldi" diyor. Laf vardır eleştirilir, eleştirmeye değerdir. Ama şu hale bir bakın!.. Kontrolünü tamamen kaybetmiş "Başbakan"ın içler acısı halidir bu... Temsil ettiği iktidarında gerçek hâletiruhiyesidir. Kimin/kimlerin de kandan beslendiğinin acı ve ibret belgesidir.
Terör örgütlerinin ve bunların birbirleri ile ilişkili paralel yapılanmaların cirit attırıldığı ülkemizde artık herkes diken üstünde oturuyor. En hafif deyimiyle bu beceriksiz iktidar, saltanatları uğruna Türkiye'yi canlı bombaların, bombalı paketlerin, bombalı araçların üzerine oturttu.
Lafı daha fazla uzatmayacağım. Bakın ülkenin ne hale düşürüldüğünün, devletin ne hale getirildiğinin acı bir belgesini sizlere sunacağım.
YENİÇAĞ'ın ulaştığı belge bu sefer Hakkâri'den, Şırnak'tan, Batman'dan, Cizre'den Yüksekova'dan değil. İzmir'den!.. Evet yanlış okumadınız İzmir'den!.. Emniyet'ten ulaştığımız bu belgeyi aynen aktarıyorum;
"Raporun Geldiği yer: İzmir Valiliği
Raporun Sayısı: 153505
Raporun Dönemi: (14.09.2015-28.09.2015)
Gönderen Makam: Vali Yardımcısı Mustafa Harputlu
Terör örgütlerinin illegal yapıları ve teröre müzahir legal görünümlü yapılara ilişkin bilgiler (Dernekler, STK'lar, Platformlar, Sözde Mahkemeler ve Halk Meclisleri, Yerel Basın, İnternet/Haber Siteleri, Sosyal Medya Hesapları vb.)
TESPİTLER:
PKK/KCK terör örgütünce 'her şehirde YPS (yekitiye parastina sivil/sivil savunma birlikleri) adı altında bir birimin kurulması gerektiği ve YPS, YDG-H'ın kendisini sivil savunmaya dönüştürmesinin adıdır denilebileceği' YPS (isyan savunma birlikleri) adlı yeni bir birim/yapının kurulduğu. YPS'nin kuruluş ilanının bu aşamada beklenenden daha geç yapılacağı ve ilanın bir süre ertelendiği Kongere-Gel (PKK/KCK sözde halk intikam birliğinin, faaliyetlerini yekitiya parastina serhildan (isyan savunma birlikleri) adı altında devam ettirmeye başladığı. Söz konusu yapılanmanın HPG'yi şehir eylemlerinin dışında tutmaya çabalayan örgüt yönetimince sözde halk güvenlik güçleri/devlet çatışması yaratılmasına matuf çalışmaların desteklenmesi ve eylemlerin YPS tarafından üstlenilmesi yönünde kullanılabileceği
HAKLARINDA YAPILAN İŞLEMLER:
PKK/KCK terör örgütü üst yönetiminin 'her şehirde YPS (yekitiye parastina sivil/sivil savunma birlikleri)' şeklinde verdiği talimat doğrultusunda ilimizde YPS adı altında herhangi bir yapılanma olup olmadığının tespiti ve deşifre edilmesine yönelik istihbarat çalışmalarına başlanmıştır.
ALINAN KARARLAR:
Önceki toplantıda alınan kararlar doğrultusunda devam etmektedir.
TAKİPTEKİ HUSUSLAR:
Planlı operasyon hedefindeki şahısların faaliyetleri ve daha önce gerçekleşen olayların faillerini aydınlatmaya yönelik çalışmalar."
Bu belge pek çok acı gerçeği ifade ediyor. Ne yazık ki; Devletin resmi belgelerine terör örgütü PKK'nın mahkemeleri ve halk meclisleri girdi. Bu bir anlamda kabulleniştir.
Bölücü terör örgütü sözde çözüm sürecinde kurduğu ve palazlandırdığı kanlı yapısı YDG-H'nin adını değiştirip yeni bir stratejiye geçiyor. "Terörün belini kırdık" diyenlerin de acziyeti, gaflet ve dalaleti de devletin resmi belgelerine yansıyor. Hem de ta İzmir'den!.. Terör örgütü faaliyetleri de tüm Türkiye'ye yayılıyor!.. YDG-H, YPS yeni adıyla 81 ilde yapılanıyor...
"Terörün belini kırdık" diye millete yalan söyleyenler bu belge ile terör örgütü PKK'nın faaliyetlerinin yalnızca Doğu ve Güneydoğu'da değil ülkenin her yerine yayıldığını nasıl inkâr edecekler...
Bakın, bu raporun Ankara'da gerçekleştirilen 10 Ekim katliamının hemen öncesinde yayınlandığının da altını kırmızı ile çiziyorum. Suruç patlamasından sonra da yazmıştım. IŞİD ile PKK'nın paralel iş birliğini. Başkentteki sağlam devlet kaynaklarından gelen bilgilerden. Yine aynı iddialarımı sürdürüyorum!..
İstihbaratta, önleyici tedbirlerde, değerlendirmede ve mücadelede takat bırakılmayan Emniyet Teşkilatımızın bu devlet belgelerine karşı nasıl hareket edebileceği ise ayrı bir tartışma konusu. Oralara girmek istemiyorum. Çünkü; bu satırları kaleme almak çok canımı sıkıyor ve yakıyor!..
Haa!..
"Hakkâri gerçeği" yazımızın ardından suyuna tirit yalanlama yapan Hakkari Valiliğine de bir çift sözüm olacak!..
"... yazısında belirttiği hususlar gerçeği yansıtmamakta olup, tamamıyla kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye ve devlet kurumlarımızı aciz göstermeye yöneliktir..." demişler.
Güvenilir kaynaklardan gelen çok sağlam bilgileri kısa kestiğimi dün ısrarla belirtmiştim. Halkın ve teröristlere karşı mücadele eden kahraman güvenlik güçlerimizin daha fazla morallerini bozmamak için...
Devletin bekasını benim kadar düşünseniz bir gün dahi o işgal ettiğiniz koltuklarda oturmazdınız!.. Sözde çözüm sürecinde iktidara yaranmak için yaptıklarınızı sadece ben değil, devletin resmi belgeleri söylüyor.
Bir de haber kaynaklarımın kim olduğunu bulmak için peşine düşüp baskı ve tehditlerden vazgeçin.
Yemiyor!..
Hakkımda müderris kılıklı karabaşlarınıza yeni görevler verip "paralelci" diye yazdırıp tehditler yağdırın. Benim için fark etmez!.. Güneş balçıkla sıvanmaz...