Bu başkanla bu iş yürümez
Teknik direktörle TFF Başkanı'nın maç öncesi görüşleri ilginçti. Hani meşhur bir laf vardır, "tıpkısının aynısı." Aynı kalemden çıkmış gibiydiler. Uzatıp başınızı ağrıtmak istemiyorum. Özetle iki cümle üzerinde duracağım; "Pırılpırıl bir jenerasyon yakaladık" ve "Gelecek bu ekibin olacak." Bu demeçlerden sonra anladık ki deplasmanda aldığımız tek galibiyet morallere zirve yaptırmıştı.
Cumartesi akşamına kadar uğurlu kabul ettiğimiz Konya şehri de açıklanan görüşlerle takviye edilmişti. Bu konuda haksızlık yapmayalım. Arzulanan galibiyet için her şeyi yapan bu şehrin insanlarıydı. İstanbul'da 10 bin kişinin seyretmek istemediği Millî Futbol Takımı'mızı teşvik etmeye gelenler statta tek boş yer bırakmamıştı. Hatta "beklenen galibiyet" sonrası kutlamalar için dışarıda da binlerce insan birikmişti. Televizyona verilen reklamları buna dâhil etmiyorum. Önceden hazırlanan çeşitli kuruluşların "tebrik" kuşakları elde patladı, yayımlanamadı."Dereyi görmeden paçaları sıvamak" buna denir her hâlde... Mustafa Denizli'nin söyleyişiyle "netcede" parayı kaybeden TRT oldu.
Veliaht Prens
Hiç kusura bakılmasın, futboldan anlamayanların federasyon başkanlığıyla netice almak mümkün değildir. Beşiktaş yönetimindeki başarısızlıklarıyla rüştünü ispat etmiş(!) Yıldırım Demirören'i tüm Türkiye kınamakta.Yıllar önce yaptığım benzetmeyi tekrarlayacağım; "Umman Sultanı oğluna takım almış, eğleniyor..." Mekânı cennet olsun Erdoğan Abi'nin o zamanki tavrı sadece bir camiaya zarar vermişti. Yani Kartal'ın bugünkü mali durumuna baktığınızda Veliaht Prens'in katkısını kimse inkâr edemez.
Rica
Erdoğan Demirören Hakk'a yürüdü. Ancak Yıldırım Demirören'i koruyup kollama görevini sayın Cumhurbaşkanı devam ettiriyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın ne kadar vefalı olduğunu bilmeyen yok. Fakat her gün daha kötüye giden futbolumuzu kurtarmanın zamanı geldi, çoktan geçti bile diyebiliriz. Daha fazla gecikmeden Federasyon'a yeni başkan ve yönetim bulmalı..
Küme de düştük
Son yenilgi bizim ekibin kümede kalma ihtimallerini yüzde 1'e indirdi. İleriyi biraz görebilenler acı sonu çoktan fark ettiler. Hayal ufkunda yaşayanlar -en başta TFF Başkanı- ise hakem başlama düdüğünü çalmadan, "İsveç maçı kader sınavı değil ki..."diyebildiler.
Falcı olmaya gerek yok. Seneye elemeleri başlayacak Euro 2020'nin yol haritası artık çok engebeli. İşimiz iyice zorlaştı.Hangi torba, hangi grup diye düşünürken bu hâle geldik.
Mayıs'ta mukavelesi bitecek Mircea Lucescu sonrası için şimdiden hazırlıklara başlamalı. Öncelikle de yönetimin en tepesinden başlanmalı. Aksi hâlde hükûmetin inşa ettirdiği içi hiç dolmayacak yeni statlara bakıp bakıp ah ederiz!
Bazı notlar
Öte yandan futbolumuzda bazı konular var ki gerçekten önemli. Kim yakıştırdı hatırlamıyorum, "camdan adamlar"ın sayısı gün geçtikçe artmakta. Son olarak maç öncesi ısınma hareketleri sırasında sakatlanan Serdar Aziz. Sporculuk hayatını mercek altına alırsanız tatiller dâhil sakatlanmadığı hiçbir ayı hatırlayamazsınız.
Fenerbahçeli Mehmet Ekici örneklerden. Trabzon'daki tatilinden sonra sarı-lacivertli ekipte de alışkanlığını sürdürüyor. Yakın geçmişte ise Gökhan Zan böyleydi. Sizce bu konuda yanlışlık yok mu?.. Ya bir yerlerinde gensel arıza var ya da yeterince tedavi görmeden tekrar sahaya sürülüyorlar.
Birilerine gönderme
Kişisel olarak kimi genç spor yazarlarını beğenirim. İçlerinden bir-ikisinin fikirlerine değer veririm. Örneğin Uğur Meleke. Bilgisi ve kalemiyle senkron tutturan isimdir. Bu kez fena şişti. 0-1'lik sonuç öncesi iddialarının hiçbiri tutmadı. Bundan sonrası için daha dikkatli olmasını tavsiye ederim.
Gelelim Millî Futbol Takımı'nın yayıncısı TRT'ye. Maç anlatıcısı olarak yine Hünkar Mutlu tercih edilmişti. Bir kez daha yazacağım. "Bu çalışkan ve esprili delikanlının ses rengi maç için yeterli değil". Oysa kurumun elinde Erdoğan Arıkan ve biraz adam tanıma güçlüğü çekse de Levent Özçelik gibi doğal yeteneğe sahipler var. Ben uyarayım da onlar bildiklerini okumakta serbestler.
***
Acun firarda
O Ses Türkiye'de yarışmacı kalitesi gittikçe düşmekte. Bu boşluğun jürinin canlılığıyla kapatılmaya çalışıldığı fark ediliyor. Birbirleriyle o tatlı dalaşmaları en önemli seyir unsuru hâline geldi... Bir başka konu da dikkatten kaçmıyor. Bazı bölümlerde Acun Ilıcalı yok. Onun görevini -tercihle- dönen koltuktakiler üstleniyor. "Herhalde Acun yine yurt dışında" diye düşünüyoruz."
GÜNÜN SÖZÜ
Bazı şeyleri yarım bileceğine hiçbir şey bilme daha iyi. Friedrich Nietzsche