Tarih; 3 Ocak 2018
Yer; Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu,
Konu; Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı,
Konuşmacı; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu…
Güvenlik güçlerine seslenen Bakan Soylu, "81 ilimizde 7 kez okul çevrelerinde huzur uygulamaları yaptık. Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğümüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar ne kadar eleştirirlerse eleştirsinler o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya polis görevlidir. Benim ülkemin gencinin canına mal olacak bir kişiye gereğini yerine getirme görevidir. Suçunu bana atsın. Bunun suçu neyse, 5 yıl içeride yatmaksa yatarız, 10 yıl içeride yatmaksa yatarız, 20 yıl içeride yatmaksa yatarız. Çok net söylüyoruz. Bu 2018 yılında bunların kafasına çökeceğiz ve milletimizi bu illetten kurtaracağız. Ben bir buçuk yıldır bu talimatı veriyorum arkadaşlara. Bulduğunuz zaman gereğini yerine getirin" ifadelerini kullanıyor.
Mesaj açık, adres belli, "Uyuşturucu ile mücadelede yasaları, kanunları görmezden gelebilirsiniz, ben sizin arkanızdayım" mesajı veriliyor.
Tartışması çok yapıldı, tekrar aynı konuya girmeyeceğim.
Ama şunu çok net olarak ifade edebilirim ki; hukuk devletinin olduğu yerde kanunların garantisi şahıslar, kişiler olamaz.
Yargıya, adalete güvenilmeyen yerlerde şahısların hukuku, teşviki başlar. Demek ki uyuşturucu ile mücadele noktasında Yargının vereceği kararların caydırıcılığına kendileri bile inanmıyor ki "bacak kırın, suçu bana atın" diyebiliyorlar.
***
Tarih; 7 Ağustos 2019
Yer; Diyarbakır, Özdemir Mahallesi Kamışlı Bulvarı
Olay; silahlı çatışma çıkıyor. 32 yaşındaki Ferhat Yurtçu hayatını kaybediyor.
Olayın dramatik kısmı da buradan itibaren başlıyor. Ferhat Yurtçu'nun babası Fatih Mahallesi muhtarı Davut Yurtçu. Muhtar baba, mahallesindeki uyuşturucu çetesini ihbar ediyor, yaptıklarını ortaya çıkarıyor ve çeteye büyük bir darbe indiriyor.
Çete son derece güçlü… Kendilerine yapılan bu operasyona karşılığı can alarak veriyorlar. Davut Yurtçu'nun 29 yaşındaki oğlu Delil Yurtçu 4 ay önce aynı çete tarafından öldürülüyor.
Muhtar baba, ailesini korumak için başka bir mahalleye taşınıp, izini kaybettirmek istiyor.
Önceki gece öldürülen ağabey Ferhat Yurtçu ise o günlerde şu açıklamayı yapıyor:
"Yetkililerden ricam bir an önce bu olaya el atılması. Kardeşimin faili meçhul olmasın. Bize gözdağı vermek için kardeşimi katlettiler."
Ağabey Ferhat'ın bu çığlığını, bu çağrısını duyması gereken devlet ne yazık ki aileyi koruyamıyor.
Önceki gece, kardeşiyle aynı sonu paylaşıyor. Çete üyeleri tarafından son derece merkezi bir yerde öldürülüyor.
***
Yurtçu ailesinin yaşadıkları bir insanın, bir ailenin kaldırabileceklerinin çok üzerinde… Yıkıcı, acıtıcı…
Devletin gücü, vatandaşının güvenliğini sağlama görevi nerededir?
İçişleri Bakanı Soylu, polislere "Bacak kırın suçu bana atın" dediği bir ortamda uyuşturucuyu ihbar eden bir ailenin sonunu görüyoruz.
Şu saatten sonra aileyi susturursanız, yerel basına "sessiz kalın" deseniz ne olacak?
2 can gitti hem de göz göre göre hem de devlete seslene seslene…
Hatırlatmakta fayda var. Diyarbakır'da uyuşturucu işi yapan birçok aile ve çete doğrudan PKK'ya bağlıdır, örgütten habersiz iş yapamazlar.
Her fırsatta "faili meçhul" diye bağıran HDP, İnsan Hakları Derneği, Mazlum Der…
Alın size faili meçhul… Samimiyseniz, insansanız, gerçekten toplumu düşünen yapılanmalarsanız, hadi hodri meydan.
Muhtarın ailesini kimler katletti, neden katletti, neden koruyamadınız?
Tetiğe basanlarla, aileye gözdağı verenlerle kapalı kapılar ardında oturan, onlarla kucaklaşanlar da bu işin ortağıdır.
***
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmalarında sık sık Hz. Ömer'in adalet ve devlet adamlığı anlayışına atıf yapar.
Erdoğan, birçok konuşmasında "Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de Adl-i İlahi sorar Ömer'den onu. Hakkari Çukurca'da bir olay olsa bunu bizim Edirne'den hissetmemiz lazım" ifadelerini kullanmıştır.
Şimdi hem Erdoğan'a hem Soylu'ya sormak lazım:
Bu muhtarın ve ailesinin güvenliğini sağlaması gerekenler kimlerdir?
Güvenlikleri neden sağlanamamıştır?
Terör örgütünün kontrolündeki uyuşturucu çeteleri devlete meydan okurcasına nasıl bu kadar rahat hareket edebilmektedir?
