Bozulan moraller ve Cüneyt Özdemir'e hediye edilen kalem

Bu yazı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Barış Pınarı Harekatı başlayınca bugüne ertelenendir.

---

CNNTURK'ün Akıl Çemberi'nde her şey tamamdı. Coşku gözlerden okunuyordu. Katılımcıların hepsinin hamaset söylemleri hazırladığı belliydi. Fonda bir tek "Mehter müziği" eksikti.

Ne zaman ki Amerika'ya bağlanıldı, hava bozuldu. Cüneyt Özdemir süratle lafa girdi "Burada müthiş bir Türkiye karşıtlığı oluştu."

Devamla da, Türkiye düşmanı haline gelen ünlüleri tek tek sıraladı; "Hillary Clinton, Barack Obama vb." İşledikleri temaysa "Türkler, Kürtleri kesecekler."

Bu dehşetengiz kampanyaya karşı, ortalarda Türk lobisi falan da yok. Sadece iki diplomatımız bunlara karşı koymaya çalışmakta. Washington Büyükelçimiz Serdar Kılıç ve BM temsilcimiz Feridun Sinirlioğlu. Nereye kadar başarılı olacaklar? Yüz binlere karşı iki kişi.

109 üye kayıp

Bunlara, bütün Amerikan medyasını da ekleyebilirsiniz. En dramatik yan, yakın zamana kadar Türkiye İle Dostluk Grubu'nun 109 üyesi mevcuttu. Bunlar nerelere saklandılar. İnsanın aklına sadece gelen nokta bir başka oyunun parçası mı oluyoruz?

Özdemir, bir de ilginç benzetme yaptı; "Magazin gazetelerinde bile Kim Kardashian haberlerinin yerini dahi Türkiye aleyhtarlıkları aldı." Bazılarını siz sormadan ben açayım; "Kardashian hani şu koca poposuyla ünlenen yıldız."

Hadi biraz yumuşatayım. Bana göre "şöhreti yakaladığı uzvu" çok fazla büyük. Kişisel olarak bu tip değerlendirmede Fransızların yanındayım "etin lezzetlisi kemiğe yakın olur."

Hocayı ziyaret!

Tam bu noktada aklıma Cüneyt Özdemir'in Fethullah'ı Pensilvanya ziyareti geldi. Burada Hocaefendi'nin hediye ettiği muhteşem kalemi unutmam mümkün değil.

Kimse kusura bakmasın bunu mutlaka yazmak istedim. Son konuşmalarını izledikçe bu gerçeği de atlamak istemedim. Hatta bir rivayete göre operasyon başlar başlamaz, Amerika'ya yerleşti.

Cüneyt'in çizdiği tablo yetmedi. Bu defa yine Atlantik ötesinden Ali Çınar sazı eline aldı. Cüneyt kadar olmasa da yine karamsar yorumlarda bulundu.

Suspus olanlar

Baştan söyledik ya, stüdyoda kahramanlık türküleri söylemeye hazırlananlarda konuşma iştahı kesildi. Yine de Okyanus ötesindekilere birtakım sorular yönelttiler.

Bir yerde ümit ışığı aradılar. En çok cevabını bekledikleri soru ise "Trump'ın ekonomik tehditleri" idi. Bir de 13 Kasım'daki buluşma gerçekleşebilecek miydi? Kişisel olarak Erdoğan'ın davete icabet edeceğini sanıyorum. Sonuç mu? Randevu günü Trump'ın yapacağı "Rüya tabirleri" bunda etken olacak!

TSK, sınıra 130 bin zırhlı araç ve binlerce komando daha yığdı. "Harekât emri bekleniyor."

***

Genel analiz

++++

Eski dostlardan A. İhsan'dan uzun süredir mesaj almamıştım. Nihayet geldi. Bunu sizlerle paylaşacağım:

"Kıymetli büyüğüm,

Allah sağlık ve saadetinizi daim etsin. Size çoktandır yazmadım ancak takipçiniz olmayı asla aksatmadık ve aksatmayacağız. Birkaç konuda düşündüklerimi sizinle paylaşmak istedim.

* Sizin halinize üzülüyorum. TV'lerde bunca şerefsiz, nursuz, haysiyetsiz allameyi(!) meslek gereği izlemek ve buna tahammül etmek zorunda olduğunuz için.

* Şimdiden 2023 hedefinin adayı olarak Ekrem İmamoğlu'nun ortaya çıkarılmasını yanlış buluyorum. Çok erken. Kaldı ki Ankara BB Başkanı Mansur Yavaş sessiz ve derinden gidiyor. Bence çok daha fazla potansiyeli var.

* Dini bütün bazı yöneticilerimizin ve kimi müteahhitlerin değişmeyen tavrı için mutlaka birileri fetva vermiş olmalı. Ancak aklıma gelen şu, TÜRKİYE DARÜLHARP ÜLKESİ'dir. Yalan, talan, soygun, iftira düşüncesi bugün de belli kısımda hâkim.

* ABD, PKK'ya sürekli ikmal yaparak tüm desteği sağladı. Şimdi de bu silahlı itlerini üstümüze salacak.

* Ülkemdeki hangi siyasi partinin genel başkanı olursa olsun, sağlığı ile ilgili ABD elçiliğinin beğeni yapmasını kabul etmemiz mümkün değil. Devlet Bahçeli ile ilgi beğeni, AKP'nin çuval geçirme olayındaki tavrını aklıma getirdi. Askerimizin başına çuval geçirilmiş, "Nota verecek misiniz" sorusuna verilen karşılık şöyle idi; "Ne notası müzik notası mı?"

Anlayacağınız askerimizin başına geçirilen çuval ABD büyükelçisinin like'ı kadar tepki görmedi."

...

ÖZEL TEŞEKKÜR: Gaziantep'ten Prof. Dr. Oğuzhan Saygılı'nın yolladığı emaneti aldık. Millet Han'ı yıllar sonra dahi olsa bize hatırlattı. Yedek subaylık yıllarımda ilk keşfettiğim yerlerdendi. Saygılı'nın Baklava Müzesi kurucusu olduğunu daha iyi anladık.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Çok kere en kuvvetli tenkit, hiç konuşmamaktır. Charles Baxton

Yazarın Diğer Yazıları