Botoks felaketi

HaberTÜRK'te Türkiye'nin Nabzı'na bakayım dedim. Aaa, o da ne... Didem Arslan Yılmaz'ın yüzü gözü şiş. Tahminim doğru çıktı; "karışımızda yeni bir botoks vakası."

Buna gerek var mıydı? Güzel bir bayan, hoş bir yüz. Buna neden gerek gördü? Anlaşılan modaya uydu. Kesinlikle, doğruyu bozanlara katıldı. Suratlarını mahvedenleri düşünmeye başladım. Hani eski İstanbul kabadayılarının benzetmesiyle "suratını hacamat ettirenler"den bahsedeceğim.

Diva

Öncelik kesinlikle Bülent Ersoy'un. Kendini geleneksel Japon tiyatrosu oyuncularına çevirdi. Yetmedi, badana sürdüğü suratını korku-komedi dizilerinin oyuncularına benzetti.

Hanımefendinin ses ve yorumuna laf edersem çarpılırım. Sıra görüntüsüne gelince kesinlikle zombi. Bu haliyle müşteri bulabiliyorsa ayrı tartışma konusu...

Bir başkası

TSM'nin önemli soprano seslerinden Umut Akyürek en çok üzüldüklerimden. Önce dişleriyle oynattı. Hepsini kazmaya çevirdi. Peşinden botoksa başladı. Bu işi elmacık kemiklerinin parlamasıyla anladık.

Şu andaki durumundan mutlu mu? Kesinlikle eski halini arıyordur. İnsan bebek gibi suratını mahveder mi? Aklıma aniden bir Karadeniz türküsünün sözleri geldi:

"O Sürmene Yaylası da 15 doktora bedel."

Her halde 150 botoksçuya da çay toplatır.

Sporcu

Botoks işinin futbol spikeri bayanlara da bulaştığını görmekteyiz. Bunlardan birini ele alacağım. a Spor'un sembollerinden biri olan Ceyla Büyükuzun. Yıldızını parlattığı ekranda dikkati "kopyalama" ile çekti.

Önce kaleci Valderama'yı taklide başladı. Saçlarını sarıya boyatıp, kıvırcık hale getirdi. Bu yetmiyormuş gibi "beni Valderama'ya benzetiyorlar" diye konuştu.

Yahu bunu söyleyen izleyici mi, yoksa bu gayret içinde olan sen misin?

Transfer

Ceyla'nın bu ara kanal değiştirdiğini de fark ediyoruz. TRT Spor'da izlemeye başladık. Görünüm yine aynı Valderama.

Her halde eski ekranının eli sıkılığından şikâyetçiydi. Merak ettiğim diğer konu şimdi aldığı para.

TRT de cimrilerdendir. Eğer en tepelerden emir gelmemiş ise. Ceyla'ya ve bu aralar soluğu TRT Spor'da alanlara başarı dileklerimi yollamayı ihmal etmiyorum.

TRT, bekliyor

Futbol'da naklen yayın ihalesinin sıkıntıları devam ediyor. Bunlar TEL10'la başladı DIGITÜRK'le sürdü. Şimdi de beIN SPORTS'un durumu da benzeşmekte.

Erdoğan'a devamlı olarak "şifresiz" yani "açık kanal" teklif edenler var. Hazine boşalınca sustular sanmayın. "Battı balık" deyip ısrarlarını sürdürüyorlar. Bu isimlerden dört tanesini hemen sayabilirim.

Katar sermayesi gerçekten yayından vaz geçmek istiyorsa TRT hazır bekliyor.

Dedim ya Külliye ile "çöl çadırı"nın birkaç dakikalık telefon görüşmesiyle "işlem tamamdır."

Nasılsa bunu vatandaşın elektrik faturalarından tahsile alıştık!

Vurun CHP'ye

Talimatlı kanallardan CNNTURK yeni açılıma başladı. Tartışılmaya başlanana bakın; "CHP'nin altı oku."

Türkiye'nin Gündemi'nde CHP İstanbul il başkanının 7 yıl önceki tivitleri ısıtıldı. Canan Kaftancıoğlu'ndan, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri olan oklara geçildi. Yani Atatürk'ün talimatlarına.

Bursa'nın Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın, Zafer Bayramını kutlanacak sıradan gün olarak nitelendirmesinin üstü örtüldü. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı asmaya çalışanları dinledik.

Bir falcılık daha

Burada önemli bir "gelecek okuma" yapacağım. Yandaşlar bunu not alsınlar. Dört yıl sonra yapılacak "başkanlık seçiminin kesin favorisi Ekrem İmamoğlu'dur."

"İBB'yi kazanacak" dediğimde benimle dalga geçenlere tavsiyem, şu yazdıklarımı unutmasınlar. Ömrüm yeter ise, onlara bir kez daha "n'aber" diyeceğim.

YENİ BAKAN MI? Hakan Atilla nihayet Türkiye'ye yollandı. Öncelikle onu kutluyorum. Tam 32 ay cezaevinde kaldı. Ancak ülkesini satmadı. Hemen bırakalım suçu kabullen rüşvetine aldırmadı. Atilla hakkında aldığım özel istihbarat bankacılık camiasının en dürüst yöneticilerinden olduğu şeklinde.

Bir de espri yapayım, bence Berat Albayrak'ın alternatifi olmalı. Kamuoyu bunu istiyor.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Ne kadar ilim öğrenirsen öğren, bildiğini yapmazsan, cahilsin demek. Birkaç kitabı yüklenen hayvan, ne muhakkık olur, ne de danışman. Sırtındaki odun mu yoksa kitap mı, o boş kafalının haberi yoktur ki... Sadi Şirâzi

Yazarın Diğer Yazıları