Boşuna uğraşmayın Başakşehir şampiyon
Abdürrahim Albayrak eveledi geveledi ama gerçek fikrini söyleyemedi. Çünkü Başakşehir'in arkasında Erdoğan var. Galatasaray ikinci başkanının "Çok şey biliyorum ama konuşamıyorum" deyişinin altında bu yatıyor.
Çok eskilere gitmeye gerek yok. Ak Parti Genel Başkanı toplu yayında ne demişti, "Bu takımı ben kurdum. Sonuç alma zamanı geldi." Motomot böyle değil ama gayet net "şampiyon olacaklar"ı ifade etti.
Anlayacağınız, Başakşehir önümüzdeki sezon petrolcü sahipleri ile Avrupa kupalarında boy gösterecek. Göksel Gümüşdağ'ın bu konudaki çabalarını da atlamayalım. Katar sermayesinin askerî sanayimiz dâhil girmediği bir tek futbolumuz kalmıştı. O da tamamlanıyor.
Fenerbahçe ve Galatasaray boşuna birbirlerini yiyorlar. Mücadele Hülya Avşar'ın benzetmesiyle "Birinci benim. İkinci kim" deyişine benziyor.
Yaratılan isim
Kimse önemsemezken hakem Ali Palabıyık'ı pompalayan Aziz Yıldırım'dı. Başkan, "Bizim maça verin" diye diye Palabıyık'ı kulübün "kadrolu hakemi" durumuna getirmişti.
Bir 90'a programında Hıncal Uluç'un söylediklerini hatırlıyorum. "F. Bahçe maçında mutlaka Ali Palabıyık'ı görürüz."
Şeytan şaşırttı
Pazar günü maçın bitiş düdüğüyle NTV'ye geçtim. Rıdvan Dilmen'in analizini izledim. Buna "samimi bir iç dökme" diyebilirim. Söze nasıl bir Fenerbahçeli olduğunu anlatarak girdi. "Takımımın her oyununda tüylerim diken diken olur" dedi. Peşinden ekledi "yorumculuk hayatımda ise doğruları söylemek zorundayım."
Dilmen, lafı uzatmadan Ali Palabıyık'a geldi ve sıraladı:
* Fenerbahçe'nin attığı beraberlik golünden önce Feghuli'nin ayak bileğine basılmasına faul çalmalıydı. Hatta kart çıkartmalıydı.
* Mehmet Topal'ı da oyundan atmalıydı.
Toroğlu
a Spor'da Erman Toroğlu yaptığı yorumlarla daha da ileri gitti. "Palabıyık hakem falan değil, çünkü korkak"la noktayı koydu. Toroğlu'nun eksik bıraktığını ben hatırlatayım. Palabıyık, Fatih Terim, Hasan Şaş ve Ümit Davala'yı birlikte sahadan atarken "fazla cesur değil miydi?"
Ahmet Çakar
Beyaz TV aynı konuyu işlerken iki ana unsur üzerinde durdum. Dünya gençler şampiyonasında final yönetmiş Ahmet Çakar'a öncelik verdim. Palabıyık'ın kararlarını özetle geçiştirdi. Sonunda "bazı insanlar hakem olamaz"la bağladı. Ardından ilave etti; "Ali Palabıyık bu akşam G. Saray'ı boğdu."
Arabesk futbol
Beyaz TV'ye de bir kaç uyarıda bulunmak istiyorum. Uzun zamandır bu ekranda futbol yerine "Abdülkerim Durmaz Şov" izliyoruz. Abdülkerim stüdyodakilere "Konuş, konuş" diyor. Söz sırası ona gelince Ferdi Tayfur'un "Nisan yağmurları" şarkısını dinletiyor.
Anlayacağınız, çilingir sofrasıyla kadehler eksik. Ertem Şener çıkıp "Bundan haberim yok" diyemez. Şarkının çalınacağından nasıl habersiz olur. Bunlar da arabesk futbol yorumcuları. Yeri geldi önümüzdeki pazar için istekte bulunacağım; "At kadehi elinden..."
Başka sorun
Sermaye'nin Fenerbahçe yönetimine atadığı Semih Özsoy'un konuşmalarını dinleyince şaşırdım. Hiç kusura bakmasın, Abdülkerim'in Nişantaşı ağzı. Rakibe saygısız. Mazileri yüz yılı geçen iki güzide kulübün ilişkisini dinamitledi. Eğer birazcık arayı düzeltme ümidi varsa, onu da yok etti. Fatih Terim'in "Bu statta güzel anılarımız var" deyişine bir karalamayla cevap verdi; "Biz o kupayı FETÖ'yle uğraşırken kaptırdık."
Özsoy için "Dayılar kadrosu"na hoş geldin, diyebiliyorum. Eyvah ki eyvah...
Bu hay huy arasında, Başakşehir'in şampiyonluğunu kutlamayı da unutmayalım. Bitime daha altı hafta var diyenlere de geçmiş olsun.
***
Özür: Gelen mesajlar arasında benim kalem sürçmelerimle ilgili olanlar da var. Örneğin Ali İhsan Yavuz'un soyadını Varol yapmama epey uyarı geldi. Genelde bunların tamamına yakını iyi niyetli. Arada tek tük iğneleyenler de çıkıyor. Neticede golü yiyen olduğum için, eleştirileri hak ediyorum. Yine de teşekkürler.
...
GÜNÜN SÖZÜ
Emile Zola diyor ki...
Gerçeği susturup yerin altına gömerseniz gelişip büyür. O kadar büyük bir patlama gücü edinir ki, yoluna çıkan her şeyi havaya uçurur.