Bomba yüklü minibüsün mesajı!
Ankara’nın göbeğindeki otoparka minibüsle sokulan 300 kilo patlayıcı yüklü araç yakalandı. Aynı zamanda Diyarbakır’ın Ergani İlçesi Çaytepe Köyü yakınlarında tren raylarına terör örgütü PKK tarafından döşenen patlayıcı fark edildi ve etkisiz hale getirildi. Daha sonra bölgede inceleme yapan ekipler, tren raylarına konulmuş ikinci bir patlayıcı daha bularak imha ettiler. Uzmanlar, bombanın tahrip gücünün yüksek olduğunu belirterek, tren geçtiği sırada patlaması durumunda büyük bir facianın yaşanabileceğini söyledi. Öte yandan Tunceli’nin Ovacık İlçesi’ne bağlı Yeşilyazı Jandarma Karakolu’na gece yarısından sonra PKK teröristlerince taciz ateşi açtı. Devam eden süreç içerisinde çeşitli yörelerde bir çok başka patlayıcı madde, silah ve mühimmat ele geçirildi.
Son zamanlarda terörün azgınlık ölçüsünde artması elbette nedensiz değildir. Bombalama eylemleriyle meydana gelen siyasi gelişmelerle yakın ilişkisi vardır. Bilindiği gibi Türkiye’deki terörü yönlendiren, motive eden ve harekete geçiren üç temel aktör vardır. Bunlar; DTP, Barzani ve ABD’dir.
Öteden beri DTP’li bazı yetkililer söylem ve eylemleriyle sürekli bir yerlere mesaj verdikleri bilinmektedir. Özellikle Osman Baydemir’in “savaş”tan söz ederek “Diyarbakır kaledir, düşürülmek isteniyor!” türünden tehditkâr ifade ve üslubu derin anlamla yüklüdür. Diğer yandan “PKK terör örgütüdür, diyemem!”, “bize, kardeşlerinize “terörist” deyin, diyorlar, diyemeyiz” ya da askerle çatışırken ölen teröristlere “şehidimiz” diyenlerin verdiği mesaj da ciddidir. Günümüz terörist ve bölücüleri Türkiye’de yeni ve etkili araçlara sahip olmuşlardır. Artık silahlı PKK, dağda sıkışınca ovadaki siyasi destekçileri; ovadaki PKK destekçileri sıkışınca da dağdaki PKK’lı yandaşları harekete geçmektedir. Bilumum bölücülerin mesaj verme biçimi birbirine benzer. Ankara’ya sızabilmiş PKK minibüsü bombalarıyla birlikte bir yerlere mesaj da vermiş olmaktadır.
Bu arada Türkiye’deki terörü yönetme rekabetinde ibre Abdullah Öcalan’dan Barzani’ye dönmüştür. Irak’ta meydana gelen son siyasi gelişmelerden de Barzani’nin önemli ölçüde rahatsız olduğu bilinmektedir. “Namus meselemiz. Asla taviz vermeyiz” denilen Kerkük referandumunun 7 ay ertelenmesinin, Barzani üzerinde sarsıcı bir etki yarattığını tahmin etmek hiç de zor değildir. Barzani’nin Türkiye’deki terör çetelerine Kerkük’teki referandumun ertelenmesinin intikamı için eylem talimatı vermesi mümkündür.
ABD’nin izlediği politikaların da Türkiye’deki terör guruplarını etkili eylemler için harekete geçirebileceğini düşünmek gerekir. Nitekim son zamanlarda PKK’nın kullandığı silahların ABD silahları olduğu da ABD yetkilileri tarafından itiraf edilmişti. The Telegraph Gazetesi’nin Kandil Dağında terör örgütünün elebaşı Murat Karayalın’la görüşen muhabiri PKK kampında ışıklandırılmış bir helikopter pisti olduğunu belirterek şöyle diyor: “ABD’li subaylar düzenli olarak PKK liderleriyle görüşmek için helikopterle kampa geliyor. ABD merkezli özel güvenlik firmalarına ait cipler de PKK kampının yanında park etmiş halde duruyor”. Teröristlerle bu denli iç içe girmiş stratejik müttefik (!) ABD’nin PKK’yı yerine göre Türkiye’ye tercih ettiğini de artık birileri anlamalıdır.
Asker sınırda ve terörün azgınlaştığı kesimlerde cansiperane bir mücadele veriyor. Mücadele kesintisiz sürüyor. Ancak teröristler için özgür ve korumalı ortamlar bulunduğu sürece terörü kontrol etmek mümkün olmuyor ve bundan sonra da mümkün olmayacaktır. Çünkü mücadele batıklıkla değil sivrisinekle yapılıyor. Türkiye’de bugün terörist canileri destekleyen yazar/çizer ve yayın organı, Mehmetçiğin teröriste karşı verdiği mücadeleyi destekleyenlerin sayısından daha çoktur. Bir düşünün Türkiye’de adam öldürene “katil”, terör yapan caniye “terörist” diyemeyen hatta “kardeşlerime terörist diyemem” diyen siyasetçi var. Bu da yetmiyormuş gibi pusuya yatarak insan katleden canilere “şehitlerimiz” diyenler var. Ankara’da yakalanan bombaları bu gelişmeler ışığı altında algılamak gerekiyor. Küçük bir atom bombası etkisi yaratacak minibüsün verdiği diyalektik mesaj açıktır: DTP’yi TBMM’-den dışlamayın, Kerkük’le ilgilenmeyin arkamızda ABD var.