AKP iktidarı, teröristlerin “sınır dışına çekilme süreci” ile ilgili hukuki tartışmaları, meğerse dümenden gazlıyormuş!..
“TSK ne yapacak?” , “Valilere nasıl bir direktif gidecek?” , “İl Özel İdare Kanunu’nun 11’inci maddesi nasıl değişecek?” vs..vs..
Meğerse arazide iş çoktan kotarılmış da bizler ayakta uyutuluyormuşuz.
Sıkı durun!.. Çok güvenilir bir güvenlik kaynağından aldığım haberin flaşını veriyorum;
“Bölge Valileri 2,5 aydır, bölgede güvenlik birimlerinin operasyon emirlerini onaylamıyor!”
Anlayacağınız, bölge valiliklerine Hükümet direktifi, çoktan gitmiş.
Gerçek tabloyu fotoğraflayabilmek adına ulaştığım diğer bilgileri alt alta sıralayacağım:
* 4 gün önce Hakkari kırsalında 5 adet roketatar mühimmatı, 3 el bombası, 300 adet mermi bulundu.
* Cumhurbaşkanının gezisi öncesinde 16 Nisan’da, Muş-Hasköy’de yolda bir miktar A-4 patlayıcısı bulundu.
* Aynı gün, Şırnak merkez kırsalında tuzaklanmış patlayıcı, kablo, pil, telsiz bulundu.
* Aynı gün, Hakkari merkez kırsalında 3 piknik tüpü, amonyum nitrat, TNT, elektrikli fünye ile tuzaklama yapıldı.
* Son hafta içinde Hakkari, Bingöl, Şırnak, Siirt gibi illerde önemli miktarda mühimmat bulundu.
Verdiğim bilgilerdeki “bulundu” ifadesine çok dikkat edin. Çünkü; bunlar, güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlar ile ele geçirilen malzemeler değil, “vatandaş istihbaratı” ile gidilip bulunanlar.
Buradaki en önemli soru ise şüphesiz ki; “Peki, teröristlerin silahları nerede? Neden silah bulunamıyor?..”
Doğru haberleri aktarmaya devam edelim;
* Terör örgütü PKK’nın kontrol ettiği uyuşturucu trafiği son sürat devam ediyor. Terör örgütünün önemli gelir kaynaklarından olan sigara kaçakçılığı korkunç seviyeye (bölgede her gün 20 tonun üzerinde yakalanmasına rağmen) ulaştı. Akaryakıt ve insan kaçakçılığı aynı hızla devam ediyor. Geçen hafta 1 gün içinde 50 bin litre kaçak motorin ve 100’ün üzerinde yurda kaçak giren yabancı yakalandı.
* Terör örgütü, bölgedeki propaganda faaliyetlerine elini kolunu sallayarak devam ediyor. 3 gün önce Nusaybin’in Çalıköyü’nde 3 genç, teröristlerce kaçırıldı. PKK’lılar gençlere ait olan bir arabayı yakıp örgütün propagandasını yaptıktan sonra gençleri serbest bıraktı.
Yani; terör örgütü bıraktıkları mühimmatla(!) yalandan “çekiliyoruz” fotoğrafı veriyor. Teröristleri yakalayacak, PKK’nın gelir kaynaklarını kurutacak, onun şah damarını kesecek hiçbir operasyona ise müsaade edilmiyor.
Bu arada iktidar ortağı teröristbaşı Öcalan ne yapıyor?..
“Muhteşem”in bir televizyon programında, teröristbaşı Öcalan’a yaptığı kıyakları anlatan sözlerini tekrar hatırlayalım;
“11.5 metrekarelik odası var. Kendilerine 12 kanallı televizyon verdik. Kendisini hayata dahil ettik. Orada kendi takımını da Türkiye’yi de izliyor. Jimnastik noktasında ‘haftada 3 gün’ dediler, ‘her gün yapsın’ dedim. Arkadaşlarıyla günaşırı görüşüyordu ‘her gün 1’er saat yapsın’ dedim. Bu, oradaki insanın yaşam koşullarını değiştirmesi açısından önemli. Benim verdiğim vereceğim budur.”
Meğerse, kazın ayağı öyle değilmiş!..
“Muhteşem” iktidar ortağı Öcalan’a daha fazlasını vermiş.
Öcalan’ın lüküs hayatı ile ilgili bilgileri İmralı’yı çok yakından takip eden bir güvenlik görevlisinden aldım. Şöyle anlattı:
“Abdullah Öcalan’ın İmralı’da keyfi hayli yerinde. Başbakan’ın anlattıklarından daha fazla lükse sahip. İmralı Cezaevi, Abdullah Öcalan’ın makam binası gibi. Yatak odası ayrı, kendisine bir de çalışma odası yapıldı. Görüşmelerini yaptığı ayrı bir de odası var. Anlayacağınız kendisine 3 ayrı oda yapıldı ve her türlü imkana sahip. Öcalan istediği zaman cezaevinin dışına çıkarılıp, bahçede gezip hava almasına da izin veriliyor. Bahçede ne kadar isterse o kadar dolaşabiliyor. Hatta yazın denize bile girebiliyor.”
“Teröristbaşı mangal partisi de yapıyor mu?” dedim. Güvenlik uzmanı haber kaynağım, yüzüme bakıp acı acı gülümsemekle yetindi.
Anlayacağınız dostlar, teröristbaşının eve dönüş süreci de gayet güzel gidiyor!..
“Açılım süreci” senaryosunun bizlere 2’nci- 3’üncü bölümü seyrettirilirken onlar, 11-12’nci perdede ve final sahnesine de çok az kaldı...
