Bölge adliye mahkemelerine yeni yetkiler
Türkiye, AK Parti'nin yönlendirdiği gündemle uğraşırken perde arkasında öyle gelişmeler oluyor ki haberimiz olmuyor.
Hükümetin "Onlar Kandil'in ortakları, HDP ile bir aradalar" üzerine kurgulanmış siyasi söylemleri ve muhalefetin bunlara cevap vermeye çalıştığı bir seçim dönemi geçiriliyor.
CHP kendi içinde ciddi sorunlar yaşıyor. Kurumsal bir reklam kampanyası oturtulamadı. Seçime çok az bir süre kalmasına rağmen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu aktif olarak sahada göremiyoruz.
Ankara'da Mansur Yavaş, İstanbul'da ise Ekrem İmamoğlu adeta tek başına mücadele ediyorlar.
İktidar cephesinde ise AK Parti oldukça yoğun bir tempo içinde. Tepeden tırnağa tüm teşkilatlar sahada, üzerine devletin imkânları ve yoğun medya desteği de eklenince tek taraflı bir yönlendirme süreci yaşanıyor.
Kabinenin tüm bakanları da sahada. Kendi içlerinde bölge dağılımlarını yapmışlar ve herhangi bir siyasi etik kaygısı olmadan çalışmalarına devam ediyorlar.
Anket firmalarının hâli ise tam bir keşmekeş. Hükümete yakın firmalardan biri olarak bilinen ORC günlerce "büyük anket sonuçlarımız geliyor" diye açıkladıkları araştırmanın sonuçlarını paylaşamadılar. Sadece Gaziantep ve Denizli'yi verdiler. Gaziantep'te Fatma Şahin'i yüzde 40'ın üzerinde gösteren firma, Denizli'de ise İYİ Parti'nin adayı Ümit Bahtiyar'ın önde olduğunu açıkladı.
İstanbul, Ankara ve İzmir'in sonuçları ise "DSP'nin aday göstermiş olması ve HDP'nin aday göstermemiş olması nedeniyle, Ankara, İzmir ve Bursa'da saha çalışmamız tekrarlanacaktır" bahanesiyle açıklanmadı.
Evet, Türkiye son derece enteresan bir seçim sürecinde. Yorgunluk, bıkkınlık had safhada. Ne iktidarda ne de muhalefette büyük bir enerji gözüküyor.
Ama arka planda, o üzerinde konuşulmayan alanda çok büyük işler yapılıyor.
Bu değişimlerin en büyüğü yargıda gerçekleşti.
TBMM Genel Kurulu'nda, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve çeşitli kanunlarda değişiklik öngören 13 maddelik yasa teklifi kabul edildi.
Önce haberi okuyalım:
"Kabul edilen yasa teklifi ile, bölge adliye mahkemesi dairelerinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu(HSK) tarafından birden fazla heyet oluşturulabilecek, yeni oluşturulan heyetin başkanı da HSK tarafından belirlenecek.
Bölge adliye mahkemesi dairelerince duruşma açılmaksızın, cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere veya şahsi cezasızlık sebeplerine münhasır olmak ve sanık tarafından talep edilmek şartıyla daha az cezaya hükmedilebilecek veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilebilecek. Bölge adliye mahkemesince verilen kararın niteliğine bakılmaksızın, Yargıtay tarafından onama veya düzelterek onama kararı verilen dosyaların doğrudan ilk derece mahkemesine gönderilmesi ve kararın bir örneğinin bilgi mahiyetinde bölge adliye mahkemesine iletilmesi sağlanacak."
Yargıtay'ın iş yükünün hafifletilmesi bahane edilerek yapılan bu değişiklikle bölge adliye mahkemeleri oldukça kritik bir pozisyona getiriliyor.
Duruşma olmaksızın cezada indirim yapılabilecek. Bu cezai indirimler için, Yargıtay içtihatları dikkate alınır mı meçhul. En önemlisi de duruşma bile yapılmaya gerek kalmaksızın ceza indirimleri bölge mahkemeleri eliyle gerçekleştirilebilecek!
Yargıtay, iş yükü hafifletiliyor denilerek olabildiğince pasifize edilirken, bölge adliye mahkemelerine çok önemli bir yetki tanımlanıyor.
Bölgesel anlamda birçok gücü elinde bulunduran isimler bu mahkemeler üzerinde baskı kurabilecek, hatır-gönül ilişkileri devreye girebilecektir.
Yargıtay'ın kurumsal ulaşılmazlığı, bölge adliye mahkemeleri aracılığıyla bambaşka bir boyuta taşınabilir.
Yargıtay'a temas edemeyen kişiler, bölge adliye mahkemeleri üzerinde baskı kurabilirler. Dahası küçük dosyalarla başlayan yetkilendirme süreci, ilerleyen dönemde çok daha etkin dosyaların Yargıtay yerine bölge mahkemelerine sevkine neden olabilir.