Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in hikâyesi
Nemrut Mustafa Divanı’nda yargılanarak idama mahkum edilen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey Türk Milliyetçisi olduğu için asılan ne ilk ne de son kahramandır... Türk Milletinin bekası için görevini yerine getiren Kemal Bey, idam sehpasına yürürken ailesini milletine emanet etmişti. Emanetine bugün ne kadar sahip çıkıldığı tartışılır. Ama Gazi TBMM’de O’nu “Milli Şehit” olarak kabul ettirip, Türk’ün itibarını emperyalizme karşı korumuştur. Oysa Gazi’nin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bugün Türk’e sövgü suç olmaktan çıkarılmıştır.
Yarın Kemal Bey’in Hak’ka yürüyüşünün yıldönümü... İşgal kuvvetlerinin namluları gölgesinde O’nun infazını engelleyemeyenler, aziz naşına sahip çıkmışlardı. İşgal ve yerli işbirlikçilere rağmen Kadıköy’de mülkiyeliler, tıbbiyeliler, harbiyeliler ve din adamları cenazeye katılarak Kemal Bey’i şehit gibi uğurlama cesaretini gösterdiler. Bugün böyle bir olay olsa böylesi vatanpervere sahip çıkma cesaretinin gösterileceği konusunda ciddi şüphelerim var.
Ufuk Çizgisi’nde sık sık konuk ettiğim Ünal İnanç’a uğradım yine. O’nun bir çift sözünden onlarca makale çıkarırım. Ünal Baba’ya Boğazlıyan Kaymakamı’nı yazacağımı söyleyince tebessüm ederek Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü Rahmi Dilligil’i sordu. Türk Tiyatrosuna üstün hizmetleri olan Dilligil ailesinin mensubu Rahmi Bey’i yerinden etmek için açılan davaları hatırladım. Hepsinden beraat edip aklanan Dilligil bir köşeye çekilip emekliliğin tadını çıkarmıyor. Araştırıp milli oyunlar yazmaya devam ediyor.
Ünal İnanç, “Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in Hikayesi” adlı oyunu yazıp sahneye koyabilmek için çalışan Rahmi Bey’i anlatırken telefona sarılıp Dilligil’i aradım.
“Avukatım ve yakın dostum Ceyhan Mumcu ile Kadıköy-Salıpazarı’nda kalabalık bir topluluğa rasladım. Ellerindeki pankartlarda Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey yazıyordu. Duymuş fakat ayrıntılarını bilmiyordum. Ceyhan Mumcu bir çırpıda altı tane kitap ismi söyledi. Ertesi gün araştırmaya başladım ve tamamen tarihi belgelerle bir oyun yazdım. Öncelikle devlet tiyatrolarına sundum oyunu. Yeni nesiller bu tarihi kahramanı tanısın, Ermeni soykırımı yalanlarının başımıza neler açtığını bilsin ve uyanık olsun istedim. Ama ne ses ne de seda geldi. Bazı özel tiyatrolara telif ücreti vs talep etmeden oyunun sahnelenmesini istedim. Yine cevap gelmedi. Bu sırada idealist gençlerin oluşturduğu ’ey Halk’tiyatrosu oyunu istedi. İlk olarak Boğazlıyan’da sahneye koymak için çalışmalar başladı. Ancak üç gün kala Boğazlıyan’ın CHP’li belediye başkanı yetkisi olmadığı halde oyunun sahnelenmesini yasakladı. Buna rağmen yurdun çeşitli yerlerinde bu oyun sahnelendi ancak gereken ilgiyi görmedi.
Bu ülkede şehidinin tiyatro oyununa sahip çıkılmazsa Kemal bey gibi vatansverler Salıpazarı’nda yatan adamlar olarak kalır.”
Rahmi Hoca’yı dinlerken tansiyonum çıktı. Yabancı kaynaklı oyunlara trilyonlar harcayan devletin tiyatrosunun şehitlerimize gördüğü revaya hepinizin canı sıkılmıştır.
Türk kültürünü planlı olarak yok etmeye yönelik yüzlerce televizyon dizisi yayınlanıyor. Daha önce bu sütunlardan ifade ettiğim gibi milli mücadele ile ilgili dizilerde yunanperestlik, ermeni severlik had safhada. Gaziantepli Türk kızı Yunan Niko’ya aşık olur. Kuvayi milliyeciler Türk kızı Yunan askerine aşık olur. Babası Ermeniler tarafından şehit edilen Karayılan’ın dizide en yakın arkadaşı Ermeni Mavros olur.
Lafa gelince Gazi’nin “sanat damarları kopmuş bir milletin yaşaması imkansızdır” sözünü kullanarak bol keseden nutuk atanlar, milli direnişin sembolü Kaymakam Kemal Bey’in sinema filmini, televizyon dizisini çekmez, yazılmış oyunu sahneye koymaz.
Kemal Bey bugün yaşasa belki de Ergenekon davasından bile yargılanabilirdi.
Tanrı, Kemal Bey’lerin sayısını artırsın ve korusun. Şehitlerimizden de rahmetini esirgemesin.