BM uyarısı; yarım milyar işsiz saatli bombadır
Ekonomilerde kaynakların verimli ve en uygun (optimal) seviyede kullanılmaması, açık ve gizli her türlü işsizliğin meydana gelmesinin başlıca nedenlerinden birisidir. Bu durum ülke ekonomisinin ihtiyacı olan yatırımların gerektiği şekilde yapılamaması ve üretimin az olması demektir. Yapılan araştırmalara göre, herhangi bir ülkede işsizlik oranının yüzde 10'u aşmasının ekonomik maliyeti olmasının yanı sıra, çeşitli alanlarda arzu edilmeyen sosyal maliyeti de vardır.
Birleşmiş Milletler (BM) -Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (İLO) yayınladığı raporunda, dünyada 470 Milyon kişinin işsiz veya geçici, friksiyonel işsiz durumunda olmaları, küresel işsizliğin azaltılmasında öngörülen çalışmaların yetersiz kalmasıyla büyük çapta sosyal sıkıntılara yol açacağı ilan edilmiştir.
İLO'nun raporuna göre, milyonlarca insanın yetersiz koşullar altında düşük kalitede istihdam şartlarını kabullenmeleri sonucunda küresel işsizlik oranı son 10 yılda nispeten sabit kalmaktadır. Ancak 2019 yılında % 5,4 olan oranın çok fazla değişmesi beklenmemekle birlikte, yavaşlayan ekonomiler büyüyen nüfus için mevcut iş sayısını azalttığından, toplam işsizlik sayılarının artması muhtemeldir.
Raporda, çalışma pazarındaki ana sorunlar analiz edilirken işgücü piyasasındaki işsizlik, istihdam eksikliği, gelir eşitsizliği, iş yoksulluğu ve iş gelirinin payı gibi önemli konuların yanı sıra insanların arzu ettikleri yakışır işlerden uzak tutuldukları da ileri sürülmektedir.
İLO bu konuyla ilgili çeşitli raporlar yayınlamaktadır. "Dünyada İstihdamın Geleceği" başlığı altındaki raporda, 2019 yılı için elde edilen verilere göre dünya genelinde 190 Milyon olarak tescil edilen işsizlerin sayısı bir yıl öncesine göre % 2,5 artmıştır. Bu bağlamda küresel olarak işgücünün artmasının yanı sıra dünya ekonomilerindeki büyümenin yavaşlaması son derece endişe verici sonuçlara sebebiyet verebilecektir.
Birleşmiş Milletler İnceleme Heyetine göre; dünyada 285 Milyon insanın friksiyonel işsiz oldukları dikkate alındığında diğer işsiz sayısıyla birlikte neredeyse yarım milyar kişi işsiz veya arzu etmediği bir işte çalışmaktadır. Böylece dünyada işgücü piyasasında yaşanan olumsuzluklar birçok toplumda sosyal uyumun erozyonuna sebep olmakta ve insanları sokağa dökmektedir. Örneğin günümüzde Fransa, İspanya, Venezuela, Şili, Ekvator, Lübnan, İran, Hong Kong ve birçok Afrika ülkesinde meydana gelen protestolar kitlesel gösterilere dönüşmüştür.
İLO'nun diğer bir raporunda, dünyada küresel işgücünün % 60'ından fazlası şu anda kayıt dışı ekonomide çalıştığı, genellikle standartların altında ücret aldıkları ve en önemlisi sosyal haklardan yoksun olarak çalıştıkları vurgulanmaktadır.
Şekilde görüldüğü gibi, 2019 yılında çalışan nüfusun beşte birine tekabül eden 630 Milyondan fazla kişi insana yakışır işlere erişiminin eksik olmasından dolayı yoksulluk sınırı altında çalışmaktadır. Diğer bir ifadeyle, günlük satın alma güçleri 3,20 USD altında gerçekleşmektedir. İLO aynı zamanda, coğrafi mevki, ömür, cinsiyet gibi kriterlere göre istihdam imkânının sağlanmasında eşitsizliğin yaygın olduğunu belirtmektedir.
İLO'nun işsizliğin giderilmesi için sunduğu öneriler arasında, yüksek teknolojik imkânlar kullanılarak ekonomik büyümeye odaklı aktiviteler arasında katma değeri yüksek yatırımların teşvik edilmeleri öngörülmektedir. Dünyada en fazla işsizlikle karşılaşan ilk beş ülke; Filistin %30, Güney Afrika %27, Lesotho %23.6, Namibya % 23.1, Swaziland % 22 olarak sıralanmaktadır.
Ülkemize gelince, işsizlik Türkiye'nin temel sorunlarından birisidir. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TUİK) yayınladığı rapora göre, işsizlik oranı uzun süre % 9-10 bandında seyrederken, 2018 yılının Eylül ayında yüzde 11,4 iken 2019 yılında 2,4 puanlık artış ile yüzde 13,8'e çıkması düşündürücüdür.
Ülkemizde nüfus artarken her yıl işsizlik oranı da hızla artmaktadır. Bilhassa genç nüfus için emek arzı karşısında iş imkanlarının az olması ve iş imkânı olsa bile işverenlerin ktiterlerine uymamaları onları derin bir umutsuzluğa sevk etmekte ve istikbal planları yapmaktan uzaklaştırmaktadır.
Sonuç olarak şekilde de görüldüğü gibi, Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (İLO) 1994-2019 yılları arasındaki işsizlik mukayesesi ve 2024 yılı için öngörüleri, dünyada olduğu gibi ülkemizde de işsizliğin çok daha büyük boyutlara ulaşacağını göstermektedir.
Temennimiz işsizliğin Birleşmiş Milletlerin dediği gibi dünya için "saatli bomba'' olmamasıdır.