BM parametrelerine göre çözüm tuzağı...
Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için yürütülen çabalarda tarafların üzerinde anlaştıkları ‘varılacak çözümün BM Parametreleri esasında’ olmasıdır. Bu kadar yıldır Kıbrıs sorununa çözüm bulunamadığına göre tarafların ‘BM parametrelerinden’ aynı şeyi anlamadığı sonucu çıkmaktadır.Yoksa parametrelerde hemfikir olunsa sorun çoktan çözülmüş olacaktı. Rum tarafı ve destekçileri emperyalist güçler, ‘BM parametreleri’sözünden kendilerini meşru yapan ve kurduğumuz devletlerimiz KTFD ile KKTC’yi kabul etmeyen Güvenlik Konseyi Kararlarını anlamaktadır. Rumun desteklediği BM parametrelerinin içinde:
1. “İki devletten oluşan yeni bir ortaklık Devleti” kurulması kesinlikle yoktur... Tam aksi “iki toplumlu-iki kesimli federasyon” kurulması vardır. Ortaklık devletini oluşturacak bağımsız-egemen devletlerden biri KKTC olmayacaktır.BM Güvenlik Konseyinin KKTC’nin kuruluşunu kınayan ve tanınmamasını isteyen birçok kararı vardır. (Başta 541 ve 550 nolu kararlar.)
2. Kıbrıs’ta tek bir egemen devletin, sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ denen Rum Devletinin, varlığı,toprak bütünlüğü ve meşruiyeti tanınmaktadır.
3. Adada iki ayrı halkın olduğu yoktur. İki toplumdan oluşan tek halk vardır.
4. Tek halk olarak Kıbrıs halkından bir bütün olarak bahsedilmekte ve dolayısıyla Kıbrıs Türkünün ayrı bir halk olarak ayrı egemen varlığı reddedilmektedir.
5. Kıbrıs Türkünün ayrı bir halk olarak self determinasyon hakkı, ayrılma hakkı ve hatta anlaşmama hakkı da yoktur.
6. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin işgalci olduğu ve adadan tamamen çekilmesi gerektiği vardır. Dolayısıyla Türkiye’nin garantörlük hakkı neticesinde müdahale hakkının olamayacağı vardır.
7.1974 sonrasında adaya Anavatan Türkiye’den gelen, o kutsal toprakları vatan yapan ve KKTC vatandaşı olan kardeşlerimizin geri gitmeleri vardır.
8. Bütün göçmen Rumların kuzeydeki mülklerine geri dönmeleri vardır.
Bunlara ilaveten Rum tarafının AB üyesi olması hasebiyle yukarıdaki BM parametrelerine ek olarak AB prensip ve normlarına uygun bir çözüm şeklinin olması da dayatılmaktadır. Serbest mal-mülk edinme, serbest dolaşım ve yerleşme haklarının da çözümde AB parametresi olarak kabulü şart olarak önümüze konmaktadır. Varılacak bir anlaşmanın AB’nin birincil hukuku olarak kabul edilmesi ise reddedilmektedir.
BM Parametrelerine göre çözümü Anavatan Türkiye’deki AKP hükümeti desteklemektedir. Bütün dünya BM parametreleri ve AB norm-prensipleri denince yukarıda sıraladıklarımı anlamakta ve buna göre çözüm-anlaşma üretilmesini beklemektedir. Bir an önce ‘Türk Parametreleri’ yani bizim kırmızı çizgilerimizi tüm dünyaya duyurmakta fayda vardır. Yoksa sürdürülen müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması halinde -ki böyle olacağı kesindir- BM parametrelerine uymayan taraf olarak damgalanacağımız kesindir. Bir an önce gıyabımızda alınan veya destek vermediğimiz BM kararları doğrultusunda Kıbrıs sorununun çözülmesinin mümkün olamayacağını ve bu kararların gölgesinde de hiçbir zaman anlaşmaya varılamayacağı dünyaya duyurulmalıdır. Bence tarihimizde bir ilk gerçekleştirilerek, Anavatan Türkiye ve KKTC Meclisleri ortak bir oturumda, ortak bir karar alarak bunu tüm dünyaya deklare etmelidirler.
BM parametrelerine göre çözüm olmayacaktır; bu mümkün değildir. BM parametrelerine göre çözüm bizim kendi idam fermanımızı imzalamamızdır. TBMM ve KKTC Cumhuriyet Meclisinin alacağı, kırmızı çizgilerimizi ihtiva eden ‘Türk Parametreleri, Normları ve Prensipleri’dışında hiçbir şartta anlaşma olamayacağı bir an önce tüm dünyaya duyurulmalıdır.