BM Barış Gücü, GYÖ'ler Maraş ve TMK'ya dikkat!!!
KKTC''de 23 Ocak''ta gerçekleşen milletvekili erken seçiminde ortaya çıkan sonuçlara göre Kıbrıs Türk halkı tercihini, egemen eşitlik temelinde iki devletin iş birliğine dayanan siyasetimize destek veren, Anavatan Türkiye''ye bağlı partilerden yana kullanmıştır. Bu siyasete destek veren partiler 50 üyeli Meclis''te 32 milletvekili ile temsil edilecektir. 7 Şubat Pazartesi günü KKTC Cumhuriyet Meclisi''ndeki açılış oturumunda vekiller yemin edip göreve başlayacaktır. Cumhurbaşkanı Tatar aynı gün hükümeti kurma görevini seçimde en fazla oy alan ve Meclis''te 24 sandalyeye sahip Ulusal Birlik Partisi(UBP) Başkanı halen Başbakan olan Faiz Sucuoğlu''na vereceğini açıklamıştır. Sucuoğlu''nun ikili veya üçlü bir koalisyon kurması beklenmektedir. Seçimde 18 milletvekili ile Meclis''te temsil edilecek olan Güney Kıbrıs''taki Enosisçi Akel ile iş birliği içerisinde olan Birleşik Kıbrısçı/federasyoncu Cumhuriyetçi Türk Partisi''ne (CTP) halkımız muhalefet görevi vermiştir ve kesinlikle hükümette yer almasını istememektedir. Yeni kurulacak hükümetin Kıbrıs sorunu konusunda Cumhurbaşkanı Tatar ve Türkiye ile uyumlu bir siyaset yürütecek olması memnuniyet vericidir.
Cumhurbaşkanı Tatar''ın egemen eşitlik temelinde iki devlete dayanan siyaseti ve Maraş açılımı ile köşeye sıkışan Rum lider Anastasiadis Güney Kıbrıs''taki baskılardan bunalmıştır. Anastasiadis''in Maraş konusundaki baskılardan kurtulmak üzere, kendisinden önceki tüm liderlerin başvurduğu Maraş''a karşı Ercan Havaalanı''nın BM kontrolünde uluslararası uçuşlara açılması teklifi yine gündeme gelmiştir. Bu teklif dışa açılmak ve ambargo/izolasyonlardan kurtulmak isteyen Türk yönetimlerince geçmişte olumlu karşılanmış olsa da, bütünlüklü bir anlaşmanın parçası olarak algılanmış ve her defasında Rum tarafının uzlaşmazlığı nedeniyle sonuçsuz kalmıştır. Köprülerin altından çok su akmıştır ve gelinen noktada Maraş''ın Rum Yönetimine veya BM ve AB''ye teslimi söz konusu değildir.
Bu konuda Rum tarafının temcit pilavı gibi her sıkıştığında Maraş konusunu gündeme getirmesine Güney Kıbrıs''ta da tepkiler vardır. Anastasiadis''in Güven Yaratıcı Önlemler(GYÖ) çerçevesindeki bu önerisine hemen hemen tüm partiler karşı çıkarken, Anastasiadis''in beceriksizliği nedeniyle Maraş''ın kaybedildiği ve adanın bölünmesinin artık kaçınılmaz olduğu da seslendirilmektedir. Anastasiadis''in BM ve AB ile iş birliği yaparak, Cumhurbaşkanı Tatar''ın siyasetini GYÖ''lerle sulandırmaya çalıştığı açıktır. Önceki gün Cumhurbaşkanı Tatar tarafından kabul edilen BM Genel Sekreteri''nin Kıbrıs misyon şefi Kanadalı diplomat Colin Stewart baklayı ağzından çıkarmış ve BM Güvenlik Konseyi''nin GYÖ''lere destek verdiğini açıklamıştır. Cumhurbaşkanı Tatar''ın yeni siyaseti kabul edilmeden ve uluslararası statümüz tanınmadan Rum Yönetimi ile adı ne olursa olsun yeni bir iş birliği sürecine girilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanı Tatar Türkiye ile koordineli bir şekilde hali hazırda BM gündeminde olan Kıbrıs konusunda yolun sonuna gelindiğinin, BM''nin iyi niyet misyonunun başarısızlıkla sonuçlandığının ilan edilmesini sağlamalı ve bu amaçla BM Güvenlik Konseyi nezdinde girişimlerde bulunmalıdır.
BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyelerinin Kıbrıs Türk halkının iradesini yok sayan tutumu ise sürmektedir. Geçtiğimiz hafta toplanan BM Güvenlik Konseyi adada 1964''ten beri görev yapan ve hiçbir işe yaramayan BM Barış Gücü''nün görev süresini 6 ay daha uzatma kararı almıştır. 2003 yılına kadar 6 ayda bir Barış Gücü''nün görev süresinin uzatılması prosedüründe Türk tarafının görüşü ve oluru alınırken bunun yıllardır yapılmaması ve Türk tarafı olarak bizim sadece protesto açıklamaları ile yetinmemiz ise kabul edilemez. Bu konuda daha önce yazdığım birçok yazıda, BM Barış Gücü''nün KKTC''ye sokulmaması gerektiği görüşünü tekrarlıyorum. Anavatan Türkiye Dışişleri Bakanlığı''nın BM Barış Gücü misyonunun görev süresinin KKTC makamlarının rızası alınmadan uzatılmasına karşın yaptığı açıklamada ''Bu konuda KKTC makamlarının bundan sonra atacağı adımlara desteğimiz tamdır'' diye bir cümlenin eklenmiş olması bundan sonraki uzatma sürecinde, Temmuz ayında rızamızın alınmaması halinde somut adımların KKTC makamlarınca atılacağının müjdecisi olmuştur. İlk etapta BM Barış Gücü''nün KKTC sınırları içerisindeki kampları kapatılmalı, BM''nin sadece sınır boylarında görev yapması sağlanmalıdır. Hedef, yukarıda da belirttiğim üzere hiçbir işe yaramayan BM Barış Gücü''nün adadan tamamen ayrılması olmalıdır.
Maraş konusunda Taşınmaz Mal Komisyonu''nun (TMK), Maraş bölgesinde bulunan bazı taşınmazlara ilişkin bir müracaatta, Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi''nin "ilgili şahıs olarak dahil edilmesine" karar verdiği açıklanmıştır. İlk bakışta bu gelişme olumlu olarak görünse de, Maraş''taki mülklerin gerçek sahibi olan Vakıflara iade edileceği sonucunu çıkarmak doğru değildir. TMK yasasına göre 1974 tapularının baz alınıyor olması, günün sonunda Vakıfların ortaya koyacağı tapuların geçerliliğini, bu yöndeki kesinleşmiş 2 mahkeme kararına rağmen, maalesef sağlayamayacaktır. TMK''nın kendi yasasının hilafına karar verebileceğini beklemek bence iyimserlikten öte saflık olacaktır.. Bu konuda atılması gereken adım TMK''nın tamamen ortadan kaldırılması veya yasasının tadil edilmesidir.