Biz bu suçu işleyeceğiz!
Hani biz, Karabağ’ı işgal ettiği için kapamıştık sınırları ve daha dün Azerbaycan’a söz vermiştik bu işgal kalkmadan o sınırı açmayacağız diye.
Öyleyse niye sınırları açma sözü veriyoruz Ermenistan’a dediğimizde, yerden yere vuruluyoruz.
Yani kendi yöneticilerimize, size sözünde durmak yaraşır demek ve toprakları işgal edilmiş ve halkı soykırıma uğramış kardeş bir ülkeye sahip çıkmak ve bir de Türkiye üzerinde toprak ve tazminat talepleri olan Ermenistan’ı eleştirmek suç oldu çıktı.
Obama’yı eleştirince kızıyorlar, Cumhurbaşkanı Gül’ü ağzında sakız çiğneyerek karşılayan Sarkozi’yi eleştirince kızıyorlar; AB’yi unutun diyen Merkel’i eleştirince kızıyorlar; eli kanlı terör örgütü PKK’yı ve onun başı Öcalan’ı eleştirince kızıyorlar; Türk Ordusunu övünce ve “Ne mutlu Türküm” deyince kızıyorlar; IMF’ye laf söyleyince kızıyorlar; “Arkamızda Kandil” var diyen ve terörist başının Suriye’den çıkarılmasını protesto için dükkân dükkân dolaşıp “Kapatacaksın” talimatı verip, ağzı süt kokan çocukları polise taş attıran, ellerine Molotof kokteylleri tutuşturup halk otobüslerinde cayır cayır yolcuları yaktıran bir siyasi parti için savcıları göreve çağırınca kızıyorlar...
Mayınlı arazileri temizleme bahanesi ile Arz-ı Mev’ud hayali kuran İsrail’e de devretmeyin diyoruz, kızıyorlar; topraklarımızı, stratejik müesseselerimizi bir iki yıllık kârları karşılığı Sevr hayalleri kuran yabancılara devretmeyin, bak Fransa Danone yoğurdunu milli şirket olarak görüyor hatırlatması yapıyoruz, kızıyorlar...
Atatürk deyince kızıyorlar, haram yemeyin deyince kızıyorlar, sizi eleştirenlerle adalet sınırları içinde mücadele edin, eşe dosta devlet imkânları ile gazete ve televizyonlar peşkeş çekmeyin, varlığından rahatsız duyduğunuz işadamlarına vergi cezası diye servetinin tamamı kadar bir yük yükleyerek devleti kininize âlet etmeyin, adrese teslim ihalelerle haram yemeyin deyince kızıyorlar; Ankara’nın göbeği dâhil Türkiye’nin her yerinde PKK bayrakları taşınıyor, kimsenin gıkı çıkmıyor, Azerbaycan bayrağı açarız dediğimizde kızıyorlar; biz kırk elli etnik grubun bir araya geldiği dili farkı, dini ayrı kişileriz diyenlere, hayır biz binlerce yıldır bir arada yaşamış bir milletin mensuplarıyız dediğimizde kızıyorlar; Amerika ve İngiltere NATO’yu Afganistan’da bir Haçlı savaşı için kullanıyor, Mehmetçiğin burada ne işi var dediğimizde, kızıyorlar...
Galiba işgal edildik endişesine kapılıyorum pencereden boynumu uzatıyor ürkek ürkek karşıya geçen ilkokul öğrencisi gibi bir sağa bir sola, sonra tekrar sağa bakıyorum, şükür işgal de edilmemişiz..
Öyleyse... Öyleyse geriye kuklalar kalıyor.. Ve aklıma..
Malcom X’in, beyazların üstünlüğüne karşı nasıl bir yol takip etmeleri gerektiğini soran bir Müslüman’a verdiği şu cevap geliyor:
“- İster oy atıyor olunuz, isterseniz kurşun. Hedefinizi iyi seçmelisiniz. Kuklayı değil, kuklacıyı vurmalısınız.”
Lâkin devir Malcom X devri değil, kuklalar ete kemiğe büründü. Kuklalar kuklacı oldu. Kuklacı durgun suya düşen bir taş ise çevresindeki yüzlerce halka da kukla, ulaşabilirsen ulaş da görelim kuklacıya! Ne desek biz suçlanıyoruz, ne yapsak bir örseleniyoruz..
Görünen o ki biz bu suçu hep işleyeceğiz. Ne zamana kadar derseniz sabrımızla kuklaları sile sile, kuklacıya ulaşana kadar deriz...
Baskı
Avrupa Parlamentosu Yunanistan’ın Türk azınlığa yaptığı baskıyı kınamış...
Türkiye’deki çoğunluğa baskı yapmak varken niye azınlıkla uğraşıyorsun diyedir...