Biz bu haltı niye yedik?
Motamot olmasa da, dönem dönem farklı vesilelerle paylaştığım bir hikayedir;
Ağa ile maraba yolda giderler…
Yolun üzerindeki hayvan pisliklerini işaret eden ağa, olmayacak bir teklifte bulunur marabaya:
-Onları yersen, sen benim yerime geçersin, ben de senin… At da senin olur, araba da…
İlkin tereddüt etse de "ağalık aşkına" teslim olur maraba. Pisliği yer; ama ağanın yerine de kurulur sonunda…
Bir süre sonra, yolda, yine öbek öbek hayvan pisliği çıkar karşılarına…
Bu sefer aynı teklifi eski maraba yeni ağa yapar yeni artık maraba olan eski ağasına;
-Yerdeki pislikleri yersen, yine sen üste çıkarsın, ben aşağıda devam ederim yola…
Marabasının ağalığından sıkılan ağa "Tamam" deyip başlar pisliği avuçlamaya…
***
Sonuç:
Ağa, en başta olduğu yerde yani atın ve arabanın sahibi olarak yukarıda…
Maraba, en başta olduğu yerde yani ağasına hizmet etmek üzere aşağıda…
En baştakinden farklı olan tek şey, ikisinin de midelerinden ağızlarına yükselen o kesif pislik kokusu…
*
Maraba, döner ve şunu sorar ağaya:
-At senindi yine senin. Araba senindi yine senin. Ben marabaydım, yine marabayım. Peki biz bu pisliği niye yedik?
*
Suriye ve Esad ailesi ile can ciğer kuzu sarması haldeyken "Esad''sız Suriye" inşasına girişen…
Bu hırs ile başlatılan süreçte Suriye''deki "muhalif" grupları iktidara karşı eğitip donatan…
Türkiye''ye milyonlarca, kim olduğu, ne olduğu, neyi hedeflediği meçhul, kimilerinin "savaşçı(!)" olduğu iddia edilen Suriyeli dolduran…
Bırakın "Katil Esed"le diplomatik ilişki kurmayı, bunu teklif edenleri dahi "Esad''ın darbeci, terörist iş birlikçileri" ilan eden iktidarın…
Suriye''deki sorunun "Esad''la diplomatik ilişki kurmadan çözülemeyeceği" noktasına gelmesi…
Suriye''den gelen "Türkiye''yi hedef almaya hazırlanan ÖSO" haberleri…
Esad''ın, iktidarın (dolayısıyla Türkiye''nin) çok sinir bozucu ifadeyle "burnunu sürtmeden", "ikinci bahar"a yanaşmayacağı iddiaları, bana yukarıdaki hikâyeyi hatırlattı.
Günün sonunda en başında olduğumuz yerden de beter bir duruma gerileyeceksek; biz bu pisliği niye yedik Allah aşkına!
Yazık değil mi sınır ötesinde şehit düşen evlatlarımıza, ailelerine, kendi ülkemizde "dağdan gelip bağdakini kovmaya" kalkışan sözde sığınmacıların tacizine, tecavüzüne, katline uğrayan evlatlarımıza, ailelerimize… Durduk yere yeşertilen düşmanlığa…
Aynalı sazan ittifakı
+++++++
Nevşehir''de ziyaret ettiği esnaf, kaş yapmaya çalışırken göz çıkararak, şöyle dedi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener''e:
-İslam literatüründe bayandan hükümdar olmaz… Ama erkeğin olmadığı yerde kadına hükümdarlık yakışır… Şimdi erkeğin olmadığı noktadayız…
Tam yerine denk geldi… Akşener de, 1994 yılında Kocaeli Belediye Başkanlığı''na aday olduğu dönemde hakkında yapılan "Kadından imam olmaz" propagandasına gönderme yaparak, "Cumhurbaşkanı aynı zamanda imamlık yapmak durumunda kaldığından ben aday değilim" dedi.
*
Toplumsal hafıza durumumuz içler acısı, bunu zaten biliyoruz.
Gazeteciliği, son 20 yılın şartlarında, gazetecilikle uzaktan yakından alakası olmayan bir şey olarak öğrendikleri için genç arkadaşlarımıza da fazla yüklenemiyoruz.
Ve fakat kerli ferli, artık saçı sakalı ağarmış, sözde deve dişi gibi köşe kadılarının cehaletine heyhat!
Sazan değil aynalı sazanmış mübarek bu amcalar, teyzeler, yengeler, enişteler;
E kafa küçük olunca demek…
*
Bu cehalet, değilse çarpıtma, pervasız yalan, dolan, gayrinizami harp medyacılığı da başlı başına mesele…
Ama sıcak gündemle ilişkili bir başka detay var Akşener''in "Kadından imam olmaz" sözü üzerinden oluşturulmaya çalışılan algıda…
*
Mal bulmuş mağribi gibi atladıkları bu sözlerden yola çıkarak şunu soruyor iktidar yağdanlıkları:
-Kadından olmaz da, Kemal Kılıçdaroğlu''ndan imam olur mu?
*
Neden olmaz?
"Alevi ya"; onun itibarsızlaştırmasını yapıyorlar akıllarınca.
*
"İmam Ali"den girip edepsizliklerinden çıkmak da mümkün pekala ama bilmemeleri yahut anlamamaları değil ki sorunları; bile isteye kötülük yapmaları.
*
Alkııııııış; Reisimiz cemevini ziyaret etti!
Alkıııııış; Reisimiz Hacı Bektaş''a gitti!
Sonra…
Akşener''in şahsıyla alakalı bir siyasi anekdotu bile eğ bük, çevir, döndür, dönüştür; "Alevi Kemal"in neden Cumhurbaşkanı olamayacağına bağla!
İktidarın seçimlerdeki en büyük rakibi; onu her an, her yerde ele vermeye hazır bu şuuraltı olacak galiba!