Birlikte Türk Milletiyiz...
İstanbul'un eski Valisi ve İçişleri Bakanlığı yapan Muammer Güler, ABD'de tutuklu olan Reza Zarrab için "önüne yatarım" deyince çıt yok. Ama CHP Genel Başkanı aynı cümleyi bir başka bakan için sarf edince "siyasi sapık" ilan edilerek adeta linç edilmeye çalışılıyor. Aynı deyimin farklı olaylarda kullanılması "şık" olmamakla beraber gündemi değiştirmek için "önüne yatma"ya sarılmak ise "siyasi kapkaççılık" olarak nitelendirilmelidir. Sonuç olarak "usta" manşetleri belirlemeye devam ederken "cambaza bak" taktiği ile Kıbrıs'ın elden çıkarılışı, her gün gelen şehitler, çalınan kimlik bilgileri halının altına süpürülüyor.
Her şeye rağmen direnen, medya ambargosuna rağmen memleket için bir şeyler yapmak, "hipnoz seanslarına" dikkat çekerek, uyutulan milyonların dikkatini çekip, harekete geçirme gayretindeki "millî unsurlar" da boş durmuyor. Yıllarca "Millî Düşünce Merkezi" çatısı altında faaliyet gösteren milliyetçi münevverler, kocaman bir şemsiye açarak "Birlikte Türk Milletiyiz" platformunu oluşturdular. Geçmiş dönemlerde bakanlık, milletvekilliği, bürokratlık, askerlik yapmış isimlerin yayınladığı bildiriye, aralarında bu satırların yazarının da bulunduğu 400 millî imza attı. Sanal alemde kısa sürede sayı yüzbinleri geçti. Millî konularda hassasiyeti ile son yıllarda yüreğimize su serpen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve yönetim kurulu üyesi Av. Kürşad Karacabey'in ev sahipliğinde Çarşamba günü başkentte bir araya geldik. Bildiriyi terör ile mücadelede efsane olan ve "Tamburalı Paşa" namı ile anılan emekli Korgeneral Hasan Kundakçı okudu. Geçmiş dönemlerde valilik görevi yanında Anayasa Mahkemesi üyeliği de yapan Mustafa Yıldırım, Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Namık Kemal Zeybek ve kumpas davalarına isyan edip emekli olan Donanma Komutanı Nusret Güner konuştu. Türk adının bulunduğu her yere koşan Zeybek'in "Emevi Camii'nde namaz kılamadılar ama Türkiye'deki bütün camileri Emevi Camii haline getiriyorlar" tespiti tarihe düşen önemli not idi.
***
Türkiye'nin Atatürk ve Atatürkçülüğe ihtiyacına 50 yıl önceden dikkat çeken rahmetli babamın yakın dostu Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu'nun torunu da dedesinin ışıklı yolundan yürüyor. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu gidişatın iç savaşa sürüklenme tehlikesine parmak bastı. Feyzioğlu; "Dışarıdan gelen her türlü bölücülüğe direnmeye gücümüz yeter. Mütareke döneminin emperyal güçlere boyun eğmiş siyasetçileri bugün de şekil ve isim değiştirerek vardır. Atatürk'ün milliyetçiliği ırkçılık değildir. Bu yüzden bir kez değil, bin kez "Ne mutlu Türk'üm diyene" demenin zamanıdır. Bu toprakların milliyetçiliği Atatürk milliyetçiliğidir, Türk Milliyetçiliğidir. Kapsayıcı, kucaklayıcıdır. Ancak maalesef içimize sokulan birileri eliyle vatandaşımızın milliyetçiyim demenin, ırkçılık sanılır hale gelmesi sağlanmak isteniyor. Atatürk bu yüzden "Ne mutlu Türk olana" demedi. "Ne mutlu Türk'üm diyene" dedi.
İhtiyacımız olan bu anlayışı Türkiye Cumhuriyetinde hakim kılmaktır. İhtiyacımız federal yapıya karşılık başkanlık değil, özgür, demokratik ve refah içinde yaşayan bir Türkiye'dir. Kanımla, canımla, örgütümle sizinle birlikte olduğumu ilan etmekten gurur duyuyorum" sözleri ile Türkiye fotoğrafını çeken Feyzioğlu ile dost ve hemşehri olmanın onurunu yaşadım.
Panel sonunda gazetemizin yazarlarından değerli Hocam Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun'un okuduğu sonuç bildirgesi bana 'Amasya Tamimi'ni hatırlattı. Altına imza atmayan millî olamaz. Gayrimillîleri de bu millet biliyor zaten.
***
Türkiye'mizin bunca sorunu arasında güzel şeyler de oluyor. Türkiye Barolar Birliği'nin iki yıldır sürdürdüğü çalışma, başta Rusya olmak üzere emperyal güçlerin engelleme gayretlerine rağmen Cuma (bugün) günü "Türkçe Konuşan Ülkeler Barolar Birliği" imzası atılacak. Çeşitli ülkelerden gelen heyetlerle ön görüşme yaptım. Detaylarını yazmaktan keyif alacağım. Cuma hayırlı gündür ne de olsa. Öğleden sonra ise Ankara Adliyesi'nde MHP için karar çıkacak. MHP'nin kaderi ile Türkiye'mizin istikbalinin aynı kavşakta birleştiğini söylememe gerek yok. Orada olacağım.