BİRLİKTE gittiler döndüler

Taraf yönetimi toplu izindeyken de gizli belge servisi sürdü. Altan ve Çongar’ın yokluğu hissedilmediğine göre bu gazeteyi aslında kim yönetiyor?


Taraf’ın Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan ve Yardımcısı Yasemin Çongar, birlikte ayrıldıkları izinden birlikte döndüler. Aynı gün, ’on günlüğüne kaderine terk ettikleri’ misyon gazetesindeki köşelerinde arz-ı endam etmeye başladılar.
Her ne kadar ’boğazda yayın yönetmeni ile başbaşa ve çok samimi biçimde balık yerken görüldüğü’ konuşulsa da, ilk yazısında Çongar ’ABD’den’, Altan ’güzel ülkesinden’ bildirdi!
Bu izin, Taraf ile ilgili bir şeyi daha net anlamamızı sağladı:
Taraf’ı ’taraf yapan’ Altan ve Çongar’ın müthiş gazetecilik başarıları değil. Servis edilen bilgi ve belgeler! Gazete, başında yayın yönetmeni ve yayın yönetmeni yardımcısı olmadan da gizli askeri belgeleri manşete taşıyıp, misyonunu yerine getiriyor.
Diğer deyişle başına ‘yalı kazığı’ da diksen Taraf taraf olmayı sürdürecek. Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Murat Belge, Etyen Mahçupyan, Amberin Zaman... gibi isimler de kurşun askerlik yapamasalar da kurşun gibi kalemleri ile ‘tabulara vurmaya’, ‘devletin kurucu ideolojisini, toplumsal değerleri, vatan, millet, bayrak gibi kavramları yaralamaya’ çalışmaya devem edecek.
Hal böyle olunca Oray Eğin’in gündeme getirdiği “Taraf’ı yöneten 1 numara kim” konusu daha da merak uyandırıyor.
Altan değilse, Çongar değilse, Taraf’ı kim yönetiyor?


+++++++

KAYDI DAHİ YOK
Nereden bilelim ne konuştun
Başbakan Erdoğan dünkü AKP grup Diyor ki, “Başbakan ABD’de şöyle konuşmalıydı diye nasihatte bulunuyorlar. Benim Bush’la ne konuştuğumu ne biliyorsunuz?”
Bu çok doğru bir saptama. Gerçekten Başbakan’ın Beyaz Saray’da Başkan Bush ile ne konuştuğu tam bilinmiyor. Çünkü Erdoğan bu tür görüşmelerde devlet kuralını bir kenara bırakıp kendi özel tercümanı aracılığıyla konuşuyor. Çoğunda da kayıt tutulmuyor.
* Can Ataklı / Vatan

+++++++

GurbetçİleRİn paralarInI TÜrkiye’ye getİrmek İsteyen ErdoĞan’a Önerİ:

Akman ve Uyar koordinatör olsun
Başbakan Erdoğan’ın küresel finansal krizi aşma planlarından biri de yurtdışında yaşayan Türklerin paralarını Türkiye’ye getirtmek.
Başbakan ve Maliye Bakanı, “çok cüzi bir vergi ödenerek” getirilecek bu tür paraların kaynağının da sorulmayacağını açıkladılar ki “kara para ticareti açısından” bulunmaz bir fırsat.
Deniz Feneri’ydi, İslami holdinglere ortaklıktı vs. adı altında gurbetçilerden toplanan ve bir yerlere depolanan paraların Türkiye’ye getirilerek meşrulaştırılması için olumlu bir adım.
Bu programın yürütülmesi, yani yurtdışındaki Türklerin paralarının toparlanarak ülkeye getirilmesi işinde hükümetin işine yarayacak iki koordinatör önermek istiyorum.
RTÜK Başkanı Zahid Akman, bu işlerdeki tecrübesi nedeniyle bu koordinatörlüklerden birine kaydırılabilir.
Yurtdışında para toplama işini koordine edecek gerçek uzman da bugün hapisten çıkacak olan YİMPAŞ’çı Dursun Uyar’dır. Ondan daha iyi bir isim düşünemiyorum.
Kendilerine yeni görevlerinde şimdiden başarılar dilerim!
* Mehmet Y. Yılmaz / Hürriyet


+++++++

Hanİ Hürrİyet’te İnsanlara sIfat takIlmayacaktI?
Terbiyesiz üslup

Ahmet Hakan’ın Yalçın Küçük’ten ne kadar çirkin ve yakışıksız bir ifadeyle bahsettiğine de değinmem şart. İşi eleştirmek olan bu yazar, maalesef kendisi eleştiriliyorsa bir anda çirkefleşebiliyor. Küçük’ten “Çatlak Profesör” diye bahsediyor Ahmet Hakan. Onun haddine mi? O İmam Hatip’te okurken Yalçın Küçük bu ülkenin düşünce hayatını değiştiren kitaplar yazıyordu. Beğenin ya da beğenmeyin, ama insana başka bir açıdan bakmasını gösteriyordu.
Hangi hakla onu çatlak diye küçümsemeye kalkıyor, gerçekten şaşıyorum. Polemiklerde bu kadar ucuza kaçmak midemi bulandırıyor.
Hem Ahmet Hakan başka gazetelerde kendi adından sıfatla bahsedilince köpürüyor. Üstelik Ahmet Hakan’a yönelik kullanılan sıfatlar da doğru: Yalçın Küçük “çatlak” değil ama Ahmet Hakan hakikaten de “Hürriyet’in dincisi” ya da “Hürriyet’in İmam Hatiplisi.” Hatta son zamanlarda fazlasıyla “Hürriyet’in tetikçisi.”
Bu konuda duyarlı olanın işine gelmeyenlere mahalle ağzıyla saldırması ne kadar yakışıksız.
Ayrıca hani Hürriyet’te insanlara sıfat takmak, sıfatla eleştirmek artık olmayacaktı? Bunu bizzat Ertuğrul Özkök açıklamıştı. Herhalde gözden kaçtı Ahmet Hakan’ınki.
* Oray Eğin / Akşam


+++++++

GÜNÜN SORUSU
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, partisinin Yüksekova’daki ilçe kongresinde “Hakkari ve Yüksekova’da belediyeyi kazanırsak, bu bölgeye çok büyük hizmetler yapılacak” demiş! Devlet olanaklarıyla seçim rüşveti vaat etmek suç değil mi?
* Mustafa Mutlu / Vatan

+++++++

SİZDEN GELENLER

Hiçler ve Koçlar
İnkişaf demek, mukaddes değerlerinizi, ömrünüzü vakfettiğiniz idealinizi, sizi sıradanlıktan alıp statü kazandıran fikri misyonunuzu inkar eder tavır ve söylemler göstermek değildir. Lütfen geçmişinizden utanmayınız. Utanacak bir hal sergiledi iseniz ‘Prof’luk titrinizle, bugünkü renginizle ortaya çıkmayınız. Çünkü sizin cemaziyel evvelinizi iyi biliriz. Her şey olabilirsiniz, ‘vekil kocası, öğretim görevlisi, eski Başbakan danışmanı...’ yalnız bir şey olamazsınız; onu söylememe gerek yok.
“Türklerde asil kan aramayın, asil kan ancak kangal köpeklerinde bulunur.”, “Türkiye‘de kıyamet Kürtçülerden değil Türk milliyetçilerinden kopacaktır.”
Bak seen!! Bıyıklarını kesip, yol arkadaşlarını silmekle kafanı da kuma gömmekle secereni gizleyecek, ‘gücün yanında koç’ olacaksın, dahası döneceksin yine yeniden mevlevilere nispet, başı dik, vakur, ikbal ve saltanata tenezzülsüz, ‘ahde vefalı koçlar mazlumun yanında hiç’ olacak öylemi?
Bak ben miladi 80 evveli, Talatpaşa Bulvarı 146/20 Yapıcıoğlu Apt. Hasret dergisindeki maziden, hiç kimseye bahsediyor muyum?
Sene 1995 de Gaziosmanpaşa’da Tokat’lı Hüseyin Bey ile dönemin Başbakan’ına danışmanlık yaptığınız büronuzda, Kürşad bıyıklarınla beni karşılayıp anlattıklarını ve yıllar sonra entel bir zamane kalemşörü olarak karşılaşmamızı da kimseye söylemedim.
Hotel İçkale’de DTP’lilerin 2006 yılında verdikleri resepsiyonda Orhan Doğan‘ın sana sarılırken “hocam” diye önünde eğilmesini de söylemedim....
7 göbekten Oğuzluğun’la övünürdün ya; laf aramızda Oğuz’un lügat anlamının öküz olduğunu senden sonra belledim. 30 yıl evvelki (sen böyle olmadan önce) dostlarından kim var şimdi yanında? Çok acı! Mahalleden taşınalı çok olmasa da gönüllerden atılalı bir hayli zaman olmuş zatı alileriniz.
Meşhur oldun; Etyen Mahçupyan,Eser Karakaş,Ali Bayramoğlu,Mehmet Metiner,Yasemin Çongar Cengiz Çandar gibi kutlarım.
Çocuklarına bırakacağın nihayi servetin, kıvrak atraksiyonlarla yön değiştirme maharetin ve dolarla taçladığın sahte saadetin. Çok yazık!Derim ki, dönüpte gidenleri, gittikleri yerdekiler, bir gün dönüp gideceğini iyi bilirler. Unutma avcılar daldan dala konan kuşu vururlar, yücelerde uçanları anarlar.
* Ozan Cengiz


*****

Tayfun, biata talip oldu
Yıllardır Doğu ve Güneydoğu’yu gezerek, buğulu sesiyle bölgenin sorunlarını dile getiren Tayfun Talipoğlu TRT’ye gecince kemale erdi!!! Ege’de tarım alet ve makinaları ticareti yapan bir bayii ile program yapıp, “Türkiye’de çifçilerin hiç bir problemi yok, bak ne kadar çok tarım aleti satılıyor” mesajı verdi.
Önce ’tayfun olup’ rüzgar estirdi...
Şimdi ’talip olup’ tabi oluyor!...
Yazıklar olsun!
* Emre Barlas


*****

Öğretmen adayları Bakan Çelik’e soruyor
Her iki seçimde sırf ’Allah rızası için’ AKP’ye oy veren ben ’yapılan haksızlığa karşı dilsiz şeytan olmamak için’ buradan bağırıyorum ve Allah rızası için şu sorularıma Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik Bey’in cevap vermesini bekliyorum: 1) Sayın bakan TV ekranlarına çıkıp 25-30 bin öğretmen atadık diyor. Ben de diyorum ki bir öğretmeni sözleşmeli öğretmen olarak atayıp, daha sonra kadro verilerek ikinci defa atıyorsun bunu da o 25-30 bin öğretmenin içinde gösteriyorsun; sen en çok (hatam olabilir) 10 bin öğretmen atıyorsun, gerisi sözleşmeden kadroya geçen öğretmenler. Ayıp değil mi Türk halkını kandırmak? Atamış olduğun öğretmeni bir defa daha atanmış gibi göstermek!.. 2) Türkçe öğretmen alımında geçen sene yaklaşık iki binin üzerinde öğretmen atıyorsun. Bu sene gelince 28 bin öğretmen içinde 900 kontenjan açıyorsun. Bu nasıl bi adalet bu sene okulu bitiren öğretmen adaylarının suçu neydi öyleyse? Okulu bir sene geç bitirmek mi?
* Bir öğretmen adayı (adı bizde saklı)


*****

Bilim sınavı kriterleri açıklansın
Ben bu ülkenin genç doktorlarından biriyim. Her sene yılda 2 kez yapılan tıpta uzmanlık sınavına(TUS) binlerce doktor olarak yine girdik. Fakat bu sefer bazı gariplikler yaşıyoruz. Bu sınavın giriş belgelerinde, kimlik bilgilerimizde, sınav tarih ve sonuçların açıklanması ile ilgili duyuruların hepsinde hatalar, gecikmeler yaşandı.Yanlış sorular sorulduğuna inandık ve itirazlarda bulunduk ama ÖSYM tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmadı, sınav soruları diger sınavlardan daha kolay olmamasına rağmen yüksek net yapanların sayısında birden bire patlama yaşandı! Örneğin daha önce 200 sorunun 140’ını yapabilen biri 320. olurken bu sınavda 140 yapan 1200. oldu. Bu durumu “standart sapma değişti, taban puanlar düştü, yeni mezun doktorlar çok çalışmış” gibi argumanlarla açıklamak mümkün değil. ÖSYM tarafından resmi hiçbir açıklama yok, taban ve tavan puanlarının belli olmadığı, her sınavda her sorunun puanının ayrı olduğu, dereceye girenlerle ilgili hiç bir resmi açıklamanın yapılmadığı, soruların hangi kaynaklar baz alınarak değerlendirildiği belli olmayan bir sınavla ve doktorları umursamayan bir kurumla mücadele ediyoruz!ÖSS’de uygulanan ciddiyetin ve önemin-güvenin yüzde biri dahi bu tür bilim sınavlarına gösterilmiyor. Hala ne zaman ve nasıl, neye göre tercih yapacağımız belli değil. Açıkçası birçok kişi adına ben soruların, bazı hastanelere kimlerin yerleştirileceğinin şaibeli olduğunu düşündüğümüzü iletmek istedim, ayrıca mecburi hizmet kuralarına ve kuraya katılmış gibi önceden ayarlanmış yerlere gidenlerin olduğunu biliyorum, sağlık ocağında çalışır görünüp evinde oturan, tatil yapanlar var ne yazıkki. Pis kokular bacayı sardı. Bizler de bu ülkenin gençleriyiz bize de kulak verin lütfen.
* Damla Alp


+++++++

MİNİ YORUM
AKP’li kadınların rol modeli

Angelina Jolie’nin AKP Kadın Kolları Kurultayı’na kadınlar için ‘rol model’ olduğu için çağrıldığını açıklamak görevinin Fatma Şahin’e düşmesi çok acı. Türbanı her fırsatta tahrik amaçlı anan türbansız Şahin, keşke Jolie’yi Tomb Raider’da erkeklerin gözdesi olan Lara Craft olarak mı, Büyük İskender’in oğluna tutkulu bir aşk duyan, doğaüstü güçlerle haşır neşir annesi Olympias olarak mı, aşık olduğu kocasını gözünü kırpmadan öldürebilecek kadar ruhsuz ve seksi ajan Mrs. Smith olarak mı rol model aldıklarını da açıklasaydı!

* * *

Ani vefatından üzüntü duyduğum gazetemizin yazarı İrfan Ülkü’ye Allah’tan rahmet diliyorum.
Sevenlerinin başı sağolsun.
* Selcan TAŞÇI

Yazarın Diğer Yazıları