Biri yer biri bakar...
Türkiye İstatistik Kurumu, hane halkı başına ortalama aylık harcamayı bin 626 lira olarak açıkladı. Bu ortalama nasıl hesaplandı?
Resmi rakamlara göre çalışanların yüzde 44’ü, yani 7 milyon sigortalının 3.1 milyonu asgari ücretle çalışıyor. Kayıt dışı çalışanların ise tamamına yakını asgari ücretle çalışıyor. Demek ki yaklaşık 6 milyon çalışanın eline asgari ücret olarak ayda 493 lira geçiyor. Bazı ailelerde iki kişi çalışsa, ayda bin lira etmiyor.
Öte yandan, mevsimine göre, 5,2 milyon ile 6.2 milyon insan işsizdir. Açıklanan orta vadeli plana göre, dünyada ve Türkiye’de işsizlik devam edecektir. Küreselleşmenin dünyada yapışkan işsizlik yarattığı açıktır. Bu şartlarda, nasıl oluyor da, hane halkı başına ortalama aylık harcama 1626 liraya çıkıyor? Gelir ortalamaları daima yanıltıcı olur. Bir örnek vereyim... Bir köyde 100 aile olduğunu düşünelim. Köyde aile başına gelir 1000 lira olsun... Tüm köyün ortalama aylık geliri 100 bin lira. Köye bir zengin aile geliyor. Zengin ailenin aylık geliri 100 bin lira. Köyde ortalama aylık gelir 200 bin liraya çıkıyor. Ortalama aylık gelir de 2000 liraya çıkıyor.
Türkiye de zengin fakir farkı o kadar yüksek ki, bu kadar asgari ücretliye, bu kadar işsize rağmen, aylık ortalama harcama 1626 liraya çıkıyor.
Özetle, ister gözeterek bakalım, ister rakamlara bakalım, nereden bakarsak bakalım halkın yarıdan çoğu fakirdir. “Fakirlik belimizi büküyor.” Bu söz Anadolu’da çok sık söylenen bir sözdür. Yine Anadolu’da birinin hatırını sorduğunuzda aynı söz çok sık verilen bir cevaptır.
Yoksullukla ve açlıkla ilgili birçok atasözümüz de mevcuttur. Örneğin bunlardan biri “aç ayı oynamaz” şeklindedir. Atasözleri sizin onlarca cümleyle açıklamak istediklerinizi birkaç kelimeyle izah edebiliyor. Aç ayı oynamaz atasözü, size çalıştırdığınız aç insandan veya işinizde kullandığınız aç hayvandan verim alamayacağınızı hatırlatıyor.
Açlıkla ilgili bir başka atasözü “aç ölmez gözü kararır; susuz ölmez benzi sararır” yani yoksulluk öldürmez. Ancak türlü türlü sıkıntıya sokar diyor.
Bu atasözleri, yoksulluğun neden bel büktüğünü de izah ediyor. Yoksullukla ilgili çelişkili yorumlar da yapılıyor. Örneğin bir yorum “yoksulluk ve açlık terörün, hırsızlığın ve kapkaçın önde gelen nedenlerinden birisidir” şeklindedir.
Bu yorumu destekleyen atasözlerinden birisi, “Aç elini kora sokar” diyor. Bir diğeri de “Biri yer biri bakar. Kıyamet ondan kopar” diyor.
Bu yorumun tersi bir yorumda, “bazı toplumlarda yönetenler özellikle halkı yoksul bırakıyor” şeklindedir. Çünkü yoksul ve aç olanlar kendi dertlerine düşüyor.. Siyasi ve sosyal olaylardan uzak kalıyorlar. Yahut dine sığınmak ihtiyacını duyuyorlar.
Aslında fakir insanın tepkisi, insan karakterine ve insanın mensup olduğu sosyal guruplara göre değişiyor. Farklı olabiliyor.
Ülkeler içinde gelir dağılımının en bozuk olduğu ülke Namibya’dır. İkincisi, Lesoto’dur. Buna karşılık dünyada gelir dağılımının en adil olduğu ülke, Danimarka’dır. Arkasından Macaristan geliyor.
Bu 98 ülke içinde gelir dağılımı en bozuk ülke birinci sırada olursa, Türkiye 41 sıradadır.. 98 ülkenin, 57’sinde gelir dağılımı bizden daha adildir.
Öte yandan bir ülkede gelir dağılımı önemlidir. Ancak daha da önemlisi fakirlik sınırıdır. Örneğin ABD’de de gelir dağılımı bozuktur.. Ancak ABD’de fakirlik sınırı altında yaşayanların sayısı azdır.
Dünyada, kuzey ülkeleri zengin, güney ülkeleri ise fakirdir. Küreselleşme arayı daha çok açtı. İklim koşulları ve inanç bu farkı yaratan faktörlerden ikisidir.
Çin güneydedir. Ancak Çin’deki büyük yatırımlara da batı sermayesi hakimdir. Yani zenginlik yaratan kâr yine kuzeye gidecektir.