Bireysel iflasa dikkat!
Türkiye tarihinin en ağır krizini yaşıyor.
KOBİ ve birçok şirket banka borçlarını sürekli yapılandırma ile sadece halının altına süpürüyor.
Sürekli olarak devreye sokulan devlet garantili kredi sistemi birçok KOBİ ve esnafın sadece batışını öteliyor başka bir şey yapmıyor.
Başımızı vatandaşa çevirdiğimizde daha kara bir tablo görüyoruz:
Bireysel iflas!
Türkiye''de bireysel iflas yok. Yani Avrupa ve Amerika''daki gibi "Ben iflas ettim borçlarımı ödeyemiyorum" deme diye bir süreç yok.
Sadece mal beyanında bulunuyorsun ve elde avuçta ne varsa banka veya alacaklı gelip haciz koyuyor.
Tabii ki bu aşamaya gelen kişide ne mal ne de mülk kalır.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2022 yılı ilk ayında 107 bin kişi, bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise 145 bin kişi oldu. 2021 Ocak''ta ise kredi borcundan takibe düşen 42 bin, kredi kartı borcundan takibe düşen ise 41 bin kişiydi.
Bireysel krediler 1 trilyon TL''yi aştı
Öte yandan TBB verilerine göre bankalar ve banka dışı finansal kuruluşlar tarafından kullandırılan bireysel krediler ocakta geçen yıla göre yüzde 21 artarak 1 trilyon 52 milyar liraya yükseldi. Bireysel kredilerin yüzde 45''ini ihtiyaç kredileri, yüzde 29''unu konut kredileri, yüzde 20''sini kredi kartları ve yüzde 5''ini taşıt kredileri oluşturdu.
Bu verilere bakarak vatandaşın krizden nasıl zarar gördüğünü açık bir şekilde görüyoruz.
Neden böyle oldu?
Burada borcunu ödemeyen vatandaşlar arasında kötü niyetli insanlar olabilir. Ancak büyük bir bölümü yanlış ekonomi politikalarının kurbanı.
Ekonomi doğru dürüst yönetilseydi bu insanlar batmaz ve dahası kredi veren kurumlar bu kadar sıkıntı yaşamazdı.
Bu kredileri kullanan kişiler bu parayı alıp ne yaptı?
Son 2 yılda kredi kart harcamaları incelendiğinde bunun büyük bir bölümünün gıda ve benzeri harcamalara yöneldiğini görüyoruz.
Yani vatandaş geçinemediği için artan fiyatlar nedeniyle kredi kartı ile daha çok alışveriş yapmak zorunda kalmış.
Daha çok alışveriş derken, öyle 10 yumurta yerine 20 yumurta almış değil.
Örnek vermek gerekirse, bir vatandaşın kredi kart limitini 10 bin lira düşünelim. Bu kişiler 1 yıl önce aynı limitle aldığı ürünleri bu yıl ancak yarısını alabiliyor.
En basit hesaplama ile geçen yıl 49 lira olan 5 litrelik Ayçiçek yağı bu yıl 150 lira. Yine geçen yıl 24''lü bir koli yumurta 10 lira iken bu yıl 50 lira.
Vatandaş limiti dolan kredi kart borcunu kapatabilmek için bireysel kredi çekti. Bazı kişiler bireysel krediyi faiz düşük enflasyon yüksek diye çekip altın aldı dolar aldı.
Ancak bu kişiler parmak sayısı kadar az. Kredi kullananların büyük bir bölümü sadece borçlarını kapatmak ya da geçinebilmek için aldı.
Yine BDDK''nın aldığı bana göre yanlış olan bir karar ile bu kredilerde vade 24 aya düşürüldü.
Peki ne yapmalı?
Vatandaşı bireysel iflastan kurtaracak tek kurum BDDK''dır. Acil olarak bireysel kredilerde vade 60 aya kadar çıkartılıp rahat bir nefes aldırmalı. 60 ayı en azından yapılandırmalarda kullanmak mümkün.
Yoksa Türkiye''de bireysel iflas dalgası kaçınılmaz olacaktır.