İşte, sınırları Bakü-Tiflis Ceyhan Boru hattımızdan geçen ve Türkiye’nin üçte birini alıp götüren yeni bir Kürdistan haritası. Bu harita Irak’ın kuzeyinde dağıtılıyor. İsrail’de, Başbakanlığa bağlı Basın Bürosu’nda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini “Kürdistan” olarak gösteren bir Türkiye haritası asılmış bulunuyor.
Yıllardır Suriye’yi konuştuk, Irak’ın kuzeyini konuştuk, PKK’dan çektiklerimizi konuştuk, terör başta olmak üzere her türlü pisliğin arkasında ABD ve Avrupa Birliği’nin bulunduğunu konuştuk ve sonunda bütün bunların doğru olduğunu, “Ne pahasına olursa olsun Avrupa Birliği” diyen AKP yönetimi kabul etmek zorunda kaldı.
Yine ABD’yi, “Stratejik ortağım” diyerek bağrına basan ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30’a yakın ülkenin sınırlarının değişeceği bizzat projenin sahipleri tarafından yazılıp çizilmişken, BOP için, “İnşallah gerçekleşir, Diyarbakır da inşallah bu projenin yıldızı olur!” diye dualar eden ve bu “BOP’un Eş Başkanlığını” şerefle üstlenen AKP kadroları, PKK’nın arkasında, stratejik ortakları bu ABD’nin olduğunu, son bir aydır söyler hale geldiler.
Şimdi sıra İsrail’in dillendirilmesine geldi.
Çünkü herkes ve her şey konuşuldu amma İsrail nedense hep halının altına süpürüldü. Çünkü Türkiye’de önemli ölçüde bir İsrail var. Ekonomisinde var, masonluk üzerinden alt kollarıyla pek çok yan dernek, sivil ve siyasal oluşumlarda var, güvenlik organizasyonlarında var, bürokraside var. Yine herkes biliyor ki, İsrail Irak’ın tamamında ve İsrail Irak’ın kuzeyinde alabildiğine mevcut. Hem de daha İsrail devlet olarak var olmadan önce (Siyonizm olarak) mevcut. Peşmergeye askerî eğitim ve istihbarat desteği vermekten tutunuz da, Yahudi Kürtleri önce İsrail’e taşımaktan ve orada eğittikten sonra geri götürüp Irak’ın kuzeyine kurulacak devlette görev almak için yerleştirmeye kadar, yani Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren bütün oluşumların kılcal damarlarına kadar İsrail var, Siyonizm var.
İşte Türkiye’de bu konuşulmuyor.
Artık sıra, Parlamentosu’nun girişine Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir kısmını da içine alan Arz-ı Mev’ud haritasını çakan, bayrağına Dicle ve Fırat’ı mavi çizgilerle işleyip bu topraklar hedefimdir diyen, Türk hava sahasını peravsızca kullanarak Suriye’yi vuran ve işi iyice azıtıp Türkiye’nin üçte birini “Kürdistan toprakları” olarak gösteren haritayı Başbakanlığa bağlı Basın Bürosu’na asan İsrail’in konuşulmasına geldi, gelmeli.
Çünkü bu İsrail’in savaş uçaklarına Türkiye’nin kalbi Konya semalarında düşmanını yok edebilmek için eğitim uçuşları yaptırılıyor. Siz sanıyor musunuz ki yalnızca eğitim uçuşu yapıyorlar! Bunlar, şimdiden kendi sınırları içerisinde gördüğü Türkiye’nin önemli bir kısmını elektronik hafızalarına kazıyorlar ve bir gün bu bilgileri bu millete karşı ve hatta bugün kullandıkları kimi Kürtlere karşı öyle bir değerlendirecekler ki.. Evet, bu İsrail mutlaka artık enine boyuna konuşulmalı çünkü işte bu İsrail topraklarına göz diktiği Türkiye’den ikinci eller aracılığıyla arazi satın alıyor ve bu İsrail’e Türkiye’de birileri, “Mayınlı arazilerimi temizle” diye Suriye sınırındaki 3 milyon dönümlük Türk toprağını 49 yıllığına devretmek gibi plânlar yapıyor.
Ve bu arada ilginç bir başka şey daha oluyor.
İsrail’in Amerika’daki uzantılarından New York Yahudi Lobisi bir “Çocuk Koroları Şenliği” düzenliyor. Ve ne hikmetse kimsenin bugüne kadar bilmediği ve bugüne kadar Türkiye’den hiçbir çocuk korosunun katılmadığı bu şenliğe Türkiye adına Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anıl’ın gönderdiği çocuklar iştirak ediyor, PKK marşı söylüyorlar ve aradan zaman geçiyor, DTP’nin başına, New York Yahudi Lobisi’nin davetlisi olan Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Başkanı Fırat Anıl’ın adaylığı gündeme geliyor.
Ve biz bu gelişmelerden sonra hatırlıyoruz aynı Fırat Anıl’ın, İsrail’de yapılan Sosyalist Enternasyonal Toplantısına davet edildiğini. Bu ne büyük bir şeref ve meziyettir ki(!), İsrail’de Belediye Başkanları toplanıyor ve Türkiye’yi temsilen oraya bir belde başkanı, PKK’lı Fırat Anıl çağrılıyor.
MOSSAD yani İsrail bütün bu işlerin hiçbir yerinde yok mu yani!
Türkiye bu İsrail’i konuşmadan hiçbir meselesini çözemez, inanın.
