Bir zamanlar tampon bölge vardı!..

AKP iktidarının Irak’ta yaşananlar karşısındaki acziyetini, debelendikleri stratejik çukurdaki fotoğrafını biraz daha netleştirelim.
Flu noktalar kalmasın ki; Abdullah Gül, Recep Erdoğan, Ahmet Davutoğlu üçlüsünün Türkiye’yi bölgede nasıl lider(!) ülke yaptığı, BOP haritasının yerli 
iş birlikçilerinin nasıl ustaca çalıştıkları daha da net görülsün.
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’a kulak verelim. Ümit Yalım oldukça çarpıcı bir hatırlatma yapıyor;      
“AKP iktidara gelmeden önce Kuzey Irak bölgesinde 50 kilometre derinliğinde tampon bölge vardı. Tampon bölge sayesinde, sınırlarımıza 20-30 kilometre mesafede bulunan Metina, Zap, Avaşin, Basyan ve Hakurk kampları ile birlikte Kandil Dağı da Türk askerinin kontrolü altındaydı. PKK terör örgütü, tampon bölge nedeniyle sınır bölgesindeki Metina, Zap, Avaşin, Basyan ve Hakurk kamplarını boşaltmak zorunda kaldı. Dağdan inerek silahını bırakan teröristler ya teslim oluyor ya da ortadan kayboluyordu. 3 Kasım 2002’de yurt içinde 40-50 terörist, Kuzey Irak bölgesinde ise 800-1000 terörist vardı. 
Tampon bölgenin hukuki dayanağı 5 Haziran 1926 tarihinde Türkiye, İngiltere ve Irak Hükümetleri arasında imzalanan Ankara Andlaşmasıydı. 1926 tarihli Ankara Andlaşması’nın 9, 10 ve 11. Maddelerine göre, sınırın Türkiye tarafında 75 kilometre ve Irak tarafında 75 kilometre derinliğindeki bölgede cinayet veya suç işleyen şahısların yakalanarak, silahları ile birlikte suç işlediği ülkeye teslim etme zorunluluğu var. Bu maksatla Türk tarafında Askeri Hudut Birlik Komutanı, Irak tarafında ise Musul ve Erbil Valileri görevlendirilmiş. Musul ve Erbil Valileri andlaşmada öngörülen görevi yapamadıkları için Türkiye Tampon Bölgeyi tesis etti. Tampon bölgenin bir maksadı da Irak’ta yaşayan Türk soydaşlarımızın can güvenliğini sağlamaktı.” 
Peki ne oldu bu tampon bölgeye?.. Yalım cevap veriyor:
“Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ikilisi, Amerika’nın dayatması ile 2004 yılında tampon bölgeyi kaldırmış, Kuzey Irak bölgesinde sınırlı sayıda asker bırakmıştır. Tampon bölgenin kaldırılması ile birlikte sınır bölgesinde tamamen boş olan Metina, Zap, Avaşin, Basyan ve Hakurk kampları yeniden terörist dolmuş ve terör yeniden hortlayarak bin 300 askerimiz şehit olmuştur. Tampon bölgenin kaldırılması ve sözde barış süreci ile terörist sayısı 10 bine ulaşmıştır. Görüldüğü üzere dökülen her damla kanın sorumlusu Erdoğan ve Gül ikilisidir. Ayrıca, tampon bölgenin kaldırılması, Irak’ta yaşayan soydaşlarımızın da güvenliklerini tehlikeye atmıştır.
AKP Hükümetleri Barzani’ye açık destek vererek Kuzey Irak’ta ikinci bir İsrail devletinin kurulmasına imkan sağlamıştır. Barzani ailesinin MOSSAD, İsrail askerleri ve İsrail Hükümetleri ile olan ilişkileri defalarca belgelenmiştir. Barzani açık bir şekilde PKK terör örgütüne silah, mühimmat, yiyecek ve giyecek yardımı yapmaktadır. Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetleri ise bu durumu bile bile Barzani’yi desteklemektedir. Kuzey Irak petrolü AKP Hükümetinin sağladığı destekle Türkiye üzerinden Akdeniz’e ulaştırılmakta ve Barzani’ye önemli ölçüde gelir sağlamaktadır. Barzani’ye verilen bu destek Türk askerine karşı kullanılan silah ve mühimmat olarak geri dönmektedir. Görüldüğü üzere AKP Hükümetlerinin Irak politikası milli bir felakettir.” 
Türkmen kardeşlerimiz acı üstüne acı yaşarken, şehitler verirken, stratejik çukurda parça parça verilen tavizlerin sonucu faturayı ne kadar ağır ödüyoruz değil mi?..
Bizim için büyük trajedi sahnesi olacak tiyatroda figüran değişiklikleri için gerekli önlemleri almazsak, sanırım çok değil, 1 sene sonra yine boş boş konuşup, boş boş yazmaya devam edeceğiz. Eğer imkanımız olursa!..

Yazarın Diğer Yazıları