Bir tuğla da sen koy!..
Adalet Kurultayı'nın 4'üncü gününde (29 Ağustos Salı) Çanakkale'deydik. Öğleden sonra Kurultayın "Medyada Adalet" konulu final panelinin katılımcıları arasındaydık. Paneli meslek büyüğümüz Oktay Ekşi yönetti. Diğer katılımcılar ise Mustafa Kurdaş, Prof. Dr. Doğan Tılıç ve Musa Kart'dı. "Medya Üzerindeki Baskılar, Sansür", "Medya-İktidar, Medya-Muhalefet İlişkisi", "Tutuklu Gazeteciler, İşsiz Gazeteciler", "Tek Yanlı Yayınlar, Devlet Yayıncılığı", "Medya-Demokrasi İlişkisi" ana başlıklarında görüşlerimizi söyledik, tartıştık. Herhangi bir baskı, tehdit ve telkine maruz kalmadan düşüncelerimizi rahatça ifade edebilme olanağı bulduk. Paneli, 5 bin civarında kişi izledi. Adalet Kurultayı ile ilgili izlenim ve değerlendirmelerimize geçmeden, en başta şunu ifade etmek isterim, korku imparatorluğu ve onun yancılarına rağmen Türk'ün geleneği olan Kurultayların devam ettirilmesi ve yaşatılması her türlü takdirin çok üstünde...
Panelde de söyledim, yine tekrar ediyorum, Adalet Kurultayı kutlu olsun!..
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in tasarımını yaptığı "Adalet Anıtı" Kurultayın en anlamlı, en etkili alanlarından biriydi. Sabah saatlerinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu anıta tuğla koyduktan sonra katılımcılar bir tuğla koyup isimlerini yazdırmak için birbiriyle yarış etti. Görevliler, tuğlaların üstüne isim yazdırılan levhaları yetiştirmekte zorluk çekti. Yukarıdaki kareyi cep telefonumla çektim. İsmimi yazdırıp "Adalet Anıtı"na bir tuğla da ben koydum. Panelde konuşmamızı yapmadan önce adalete ne kadar susamış olduğumuzu iliklerime kadar bir kez daha hissettim.
"adalet" yürüyüşü sırasında CHP'nin başarılı organizasyonu dikkatimi çekmişti. Çanakkale Savaşlarının gerçekleştiği tarihi yarımadada Kocadere mevkisinde 4 günlük Kurultay'da da organizasyon mükemmeldi. Çanakkale'ye adımınızı attığından andan ayrılana kadar her şey eksiksiz tıkır tıkır işliyordu. Kurultayın ilk gününe 30 bini aşkın katılımcı iştirak etmiş. Belediye yetkililerin söylediğine göre yemek yetiştirmekte çok zorluk çekmişler, "ama olsun, tek kusurumuz bu olsun" diyorlardı. Mütevazı kişiliğiyle tanıma fırsatı bulduğum Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ı tebrik etmek isterim.
Adalet Kurultayı'nın son günüde alan hınca hınç doluydu. Çanakkale dışından gelen çok sayıda katılımcı vardı. 4 gün boyunca 8 panel, 77 çalıştay gerçekleştirildi. Panellere ve çalıştaylara her görüşten isimlerin çağrılması ve katılımları, oldukça geniş tutulan yelpaze çok dikkat çekiciydi. Alanda, CHP bayrakları yoktu, sadece Türk Bayrağı vardı. "Fitne", "fesat", "hain", "onlar", "ötekiler" denmiyordu sadece ve sadece "biz" deniyordu. Genel siyasete hakim olan hakaretlerin, tehditlerin, şantaj ve belden aşağı vurma söylemlerinin yerini birlik beraberlik ve barış dili almıştı. Birbirimize yan gözle bakmadan, ülke geleceği için kafa patlatmanın, çözüm üretmenin keyfine vardık!..
Panele geçmeden önce, Kurultay alanına gelen vatandaşlarla sohbet etme imkânı buldum. Mühendisi, esnafı, eczacısından her birinin başından geçen adaletsizlik öykülerini dinledim. Panellerden önce, "insan öyküleri" bölümünde konularına göre davetliler uğradıkları haksızlıkları kürsüden 5 dakika içinde izleyicilere aktardı. Ancak gördüm ki, Kurultay yalnızca "insan öyküleri" ile yapılsa kolay kolay bitmez haftalarca sürebilirdi. Ne demek istediğimi herhalde anladınız!..
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kurultay'ın kapanışında sonuç bildirgesini okudu. Bildirgedeki en önemli husus sorunların tespitinin yapılmasının yanı sıra her birine teker teker çözüm önerilerinin de sıralanmasıydı. Kılıçdaroğlu, "adalet mücadelesi meşrudur" dedi. Bu demokratik mücadeleyi daha da ısıtmak daha da geniş toplum kesimlerine yayabilmek lazım. AKP tabanı içinde de sessiz kitlelerin adalete susadığını çok yakından gözlemleyenlerden biriyim. Niye böyle söylüyorum?.. Kılıçdaroğlu, sonuç bildirgesinde, "kolektif demokratik güç yaratılmıştır" vurgusu yaptı. Çok doğru!.. Fakat, bu güç 16 Nisan referandumu ile birlikte ortaya çıktı. Çok değerli, korunup daha da büyütülmesi gereken bir yüzde 49 ile... Kurultaya ağırlıklı olarak CHP tabanı katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu, eleştirilerin aksine "adalet" yürüyüşün ardından partisindeki ivmenin, canlılığın düşmediğini devam ettiğini siyaseten gösterdi. Ama böylesine bir enlem ve boylamda kalmak yeterli olmaz!.. Siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun, 16 Nisan ruhu ıskalanmamalı. "O artık geride kaldı" denilmemeli... Adalet Mülkün Temeli... Söz konusu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekası ise gerisi teferruattır.
"Kayıtsız kalma, seyirci olma, bir tuğla da sen koy" diyorsak. Her türlü siyasi mülahazalardan arınmak gerek. Haydi bakalım!.. Birlik ve beraberlik içinde, çağdaş bir Türkiye için daha nice Kurultaylara!..
-----
Bayramı fırsat bilerek, kısa bir izin için müsaadelerinizle... Bayramınız mübarek olsun.