Bir taşla on yüz bin milyon kuş…
Teamüldür;
Dinin içi "dincilik" iddiasındakilerce boşaltılır…
Milliyetin içi "milliyetçilik" iddiasındakilerce…
Devletin içi "devletçilik" iddiasındakilerce…
Özgürlüğün içi "özgürlükçülük" iddiasındakilerce…
Toplumun için "toplumculuk" iddiasındakilerce…
Ülkülerin içi "ülkücülük" iddiasındakilerce…
Devrimlerin içi "devrimcilik" iddiasındakilerce…
***
Yakın geçmişte sayısız örneği var;
Samimi bir "dindar"ın rıza göstermesinin, ihtimal dahilinde bile bulunmadığı açılımlar, dindar etiketi taşıyan politikacılarla hazmettirilir onlara.
Vatanını milletini seven insanların tahammülünün zinhar mümkün olmadığı işler, "mutlaka bir bildiği olan" milliyetçi etiketli siyasilere yaptırılır.
Zira, kurbağalar en kolay böyle haşlanır; içinde yüzdükleri suyun altında yanan kızgın ateşin farkına bile varamadan!
***
İlkesel olarak yaptığı şey, Cumhurbaşkanı'nın "hukuk reformu"nu can hıraş savunmaktan başka bir şey olmayan Bülent Arınç'ın, alacağı tepkiyi öngörmemiş olma ihtimali bulunmayan Demirtaş ve Kavala'ya tahliye çıkışı ve sonrasındaki kaçınılmaz istifasıyla ilgili olarak "balon uçurmak" dedi ya dün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener…
Bir yönüyle tam da dediği gibi, Arınç üzerinden yoklama çekilen "piyasa", -bu mevzuda "yerli ve milli" söylemiyle "dönüştürdükleri" seçmen tabanları oluyor-, kamu vicdanının "adalet" maskesi altında yaralanabileceği yeni bir süreci "satın almadı"! Reform balonu, havalanmaya bile fırsat bulamadan daha ellerindeyken patladı.
***
Ve fakat…
Tek bu değil…
Arınç'ın ağzından çıkan bir tek cümleyle on yüzbin milyon kuş avladı aslında iktidar.
***
Bir yönüyle de, Arınç'ın, temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak çıtayı Demirtaş ve Kavala'nın tahliyesi ve dahi "PKK'lılarla empati" seviyesine çıkarması, AK Parti'ye, "Cumhur İttifakı" içinde arasa bulamayacağı bir hareket alanı açtı mesela.
Açmadı mı?
Arınç'ın bu yaklaşımından "rencide olduğunu" beyan eden, bu çıkışı "fitne ateşi" olarak tanımlayan ve kırk yıllık dava arkadaşlarını kamuoyu önünde "tahkir edecek" bir üslupta karşı çıkmış bir AK Parti'nin, sonradan giyindiği yerlilik ve millilik gömleklerine sağlam bir son ütü çekilmedi mi bu vesileyle!
Jilet gibi durmuyor mu şimdi Cumhur İttifakı'nın milliyetçi-muhafazakar kanadının gözünde!
Terör suçluları, Soros yahut benzeri sivil darbe odaklarıyla, lobilerle iş tutmuş olanları da kapsayacak bir "reform" hareketi içinde olmayacağı yönünde bir peşin hüküm oluşmadı mı Arınç'ın eylemi sayesinde!
Yerliliği ve milliliğine halel getirmemek için "Arınç'ı bile gözden çıkarmış(!)" bir AK Parti'den, gayri milli olarak yorumlanabilecek bir hamle bekler mi artık kimse?
***
Velev ki…
Hitap ettiğiniz, beslendiğiniz kitleyi razı etmenimizin mümkün olmadığı bir hazırlık içindesiniz -mecburen veya tercihen fark etmez- …
Hitap ettiğiniz kitlede oluşturacağınız bu nevi bir güven ve gevşeme halinden daha çok işinize yarayabilecek ne var?
Kısa günün kârı; Arınç sayesinde, muhtemel bir yeni "süreç"le ilgili olarak ve sanki daha önce yapmamış gibi, "Asla yapmaz" kredisi ve onu, -kurbağalar haşlandıklarını anlayana kadar- gönlünce harcayacağı bir hareket alanı kazanmış oldu iktidar!
Kininde boğulmak…
Kini, nefreti, öfkeyi, hıncı, zafere giden yolda her şeyi mübah saymayı bir siyasi teze, tarza dönüştürmenin böyle bir bedeli var işte;
Kendi kininde boğuluyorsun günün sonunda…
AK Parti yanlısı medyada, AK Parti'nin sacayağını oluşturan üç isimden biri olan Bülent Arınç hakkında yazılanların, konuşulanların niteliğine bakın;
Fikri bir itiraz yok…
İdeolojik bir muhalefet yok…
Vicdani bir red yok…
Acayip bir öfke patlaması var…
Hakaretamiz ifadelerle, Aliyev'in "Ne oldu Paşinyan" konuşmasını aratmayan bir "düşman"a nazire haliyle, bugüne kadar taşıdığı ünvan ve sahip olduğu makamlar dolayısıyla bastırılmış/bastırılmak durumunda kalınmış bir derin kinin ve nefretim dışa vurumu var…
Savunduğu düşüncelere dönük değil, karakterine, kişiliğine dönük ifşalar var.
Haysiyet cellatlığı var.
Zira, başka türlüsünü, sormayı, sorgulamayı, insani hasletleri terk etmeden tartışmayı, yanlışa karşı durup doğrularla ilgili hak tesliminde bulunmayı, velhasıl elini vicdanına koyarak ve konunun siyasi zeminden insani zemine taşındığı eşikte frene basarak mücadele vermeyi bilmiyorlar.
İnsaniyet namına çok içler acısı…
SORU-YORUM
Bülent Arınç'ın sözlerini "ittifaka sabotaj" olarak değerlendirenler, Emine Erdoğan'ın, adresi son derece açık olan "Katiller, mafya babaları, zorbalar rol model gibi lanse edilmesin" mesajına ne diyecekler? Daha doğrusu, diyebilecekler mi?