Bir şehrin ölüm fermanı!..

Türkiye'nin en önemli metropolünü çökertecek yıkıcı ve tehlikeli bir algı iki koldan pervasızca yürütülüyor...

Siyaset ve onun uşağı haline gelen yandaş medya, İstanbul'u yerle bir edecek bir projeyi sanki gerekliymiş, özelmiş ve yaşamsalmış gibi pazarlarken gözü kara davranmaya da çalışıyor... "Devlet biziz, kanun biziz" dercesine dayatılan ve kimseyi dinlemeyen bir gözükaralıktır bu...

Oysa hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi, hem CHP hem de önceki gün olduğu gibi İYİ Parti'nin Kanal İstanbul'la ilgili yaptığı toplantılar, Türkiye'nin en büyük metropolünü tahrip edecek, uçuruma sürükleyecek, çökertecek ve geleceğini tamamen karartacak bir tehlikeye dikkat çekmeye çalışıyor...

Muhalefetin yaptığı her toplantı, bilim adamlarının ürkütücü açıklamaları, çevrecilerin, doğa derneklerinin yaşamsal uyarıları, "ya kanal ya İstanbul" sloganının ne kadar yaşamsal olduğuna dikkat çekerken, toplumdaki duyarsızlık da İstanbul'u ikiye bölecek bir rant projesi kadar tehlike içeriyor...

İşte bu yüzden Türkiye'nin en güzel şehrini çökertecek bu projeye karşı yapılacak tüm uyarıları, toplantıları, çığlıkları bu köşede ısrarla duyurmaya çalışacağız...

Herkes anlamalı, Kanal İstanbul'la ilgili yapılan her toplantı tüm Türkiye için nefes kadar önemlidir...

Çünkü halk sahip çıkmazsa, muhalefet üzerine gitmezse, AKP tüm pervasızlığı ile Türkiye'nin en büyük şehrini yaralayacak ve geleceğini karartacak bir proje için her fırsatta adım atmaya devam edecek...

Oysa yalnızca İstanbul değil, Türkiye'nin ekonomisi de bu gereksiz ve ranta dayalı proje yüzünden altüst olacak, bunun acısını milyonlarca insan yaşayacak...

İYİ Parti direnecek...

Kanal İstanbul'a karşı yapılan her toplantıda söylenenleri, tehlikeye dikkat çeken raporları, bilim adamları ve ilgili uzmanların sarsıcı açıklamalarını okudukça, her geçen gün daha fazla dehşete kapılıyoruz...

Çünkü İstanbul'u intihara sürükleyecek bu proje... İstanbul'un nefesini kesecek, toprağını kirletecek, yerleşim birimlerini vuracak, su kaynaklarını kurutacak, havasını zehirleyecek ve tüm güzelliğini de bir çırpıda tarumar edecek... Ancak toplumdaki duyarlılık ne yazık ki beklenen ölçüde değil...

İstanbul'a sahip çıkmaya çalışan bilinçli onbinlerce yurttaş, ÇED raporuna ve projeye karşı çevre il müdürlüğüne dilekçe yağdırmasına rağmen, başta Erdoğan ve bazı bakanların şaşırtıcı açıklamaları bu projenin ne pahasına olursa olsun zorla dayatılacağının işaretlerini veriyor...

Oysa CHP'liler çok uyardı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu adeta çığlık atarcasına halkı ve medyayı uyarmaya çalıştı, bilim adamlarına, iktidara çağrılar yaptı, kanal projesinin İstanbul'u yok edeceğini ısrarla vurguladı ve karşı duracaklarını da anlatıp durdu...

İYİ Parti ise bu yıkım projesine karşı sesini daha fazla yükseltmeye başladı... Amaç duyarsız kesimleri uyarmak, bilinçlendirmek ve muhalefetin tepkisine ortak edebilmek...

İmamoğlu'ndan uyarılar...

Önceki gün İYİ Parti'nin İstanbul'da düzenlediği toplantıda da Kanal İstanbul'un yol açacağı büyük tehlikelere dikkat çekildi...

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in de katıldığı toplantıda, kanalın İstanbul'da yaratacağı dehşet verici yıkıma dikkat çeken çok çarpıcı açıklamalar yapıldı...

Toplantı gösterdi ki, Millet İttifakı'nın ortağı İYİ Parti de, koca kenti yok edecek bir projeye karşı sonuna kadar direnecek, taviz vermeyecek...

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, Kanal İstanbul'un bazı çevrelere rant sağlamak amacıyla yapıldığına dikkat çekerken, İstanbul Milletvekili Ahat Andican şunları söyledi; "AKP iktidarı, saray borazanı haline getirdiği medya gücünü kullanarak projeyi Türkiye'ye gerekliymiş gibi gündeme getiriyor."

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği'nden Prof. Dr. Cemal Saydam ise Kanal İstanbul'un yapılması durumunda Marmara Denizi'nin öleceğine dikkat çekti...

Projeye karşı hukuki hakların sonuna kadar kullanılmasını isteyen İBB Başkanı İmamoğlu da, "19 mahallede 6 ilçede insanlar yerinden edilecek. Toplam 316 bin kişiyi yerinden ediyor ve taşıyorsunuz... Asıl kıyamet burada kopacak. Oradaki toplum bunun farkında değil" diyerek İstanbul halkını bir kez daha uyarmaya çalıştı...

Kanal İstanbul'un şehrin su kaynaklarını yok edeceğine bir kez daha dikkat çeken İmamoğlu'nun şu sözleri de sarsıcıydı;

"Terkos, Sazlıdere, Küçükçekmece gölü bu projeden etkilenecek... 850 bin metrekarelik doğal SİT alanı yok olacak... 14 milyon metrekarelik arkeolojik, 2 milyon metrekarelik karma SİT alanını yok ediyor... Binlerce yıldır var olan coğrafyayı yok ediyoruz, geri dönüşü yok!.."

İBB'nin 10 Ocakta düzenlediği ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı "Kanal İstanbul Çalıştayı"ndan sonra İYİ Parti'nin yıkım projesine karşı durmak için yaptığı toplantı, muhalefetin direncinin yükselmesi açısından çok sevindirici...

Aynı zamanda bu köşede muhalefete yapılacak uyarı da, CHP ve İYİ Parti'nin toplantılarındaki açıklamalar kadar yaşamsaldır; CHP de, İYİ Parti de, İBB de Türkiye'yi mahvedecek Kanal İstanbul'a ne kadar direnirlerse, AKP o kadar tükenecek ve Millet İttifakı'nın geleceği o kadar umut verecek...

Muhalefet ne pahasına olursa olsun, bu "cinayet projesi" ile ilgili kesinlikle taviz vermemeli, uyarılarını aralıksız sürdürmelidir...

Çünkü Kanal İstanbul denilen rant projesi, İstanbul gibi bir şehrin ölüm fermanıdır...

Yazarın Diğer Yazıları