Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Bir saat sürmüş mü?

Devam etmekte olan davayı etkilemeye kalkışmakla ilgili söz konusu davanın avukatları bile tutuklandı. Bir nevi savunma hakkı bile neredeyse gasp ediliyor. Üç yılı çoktan geçen soruşturma esnasında yüzlerce insan tutuklandı. Tahliye edildi, sorgulandı. Ancak gizlilik kararı olan bu soruşturmadaki ifadeleri yasa dışı yollarla basına sızdırma suçuyla kimseye dava açılmış değil. Peki ama bunları kim sızdırıyor? Sızdırması muhtemel kişi ya da kuruluşlar kimlerdir? Adalete gölge düşüren bu kişiler hakkında derhal soruşturma açılsın diyebilecek savcı yok mu?
Dünkü gazetelerin sayfaları arasında kaybolup giden, “ Sanıkla başkanın ilginç diyaloğu” haberine yeniden dikkat çekmek istiyorum. Delil olmadığı halde içeride aylardır tutuklu bulunan zanlıların tahliyesini istediği için hedef haline getirilen 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün ile tutuksuz sanık avukat Fuat Turgut arasında duruşma salonunda geçen diyalogda bakın neler var?
Fuat Turgut avukat, yani hukukçu. Ancak bu davada sadece avukat değil aynı zamanda sanık. Soruşturma gizli olduğu halde savcılık ifadesinin bir saat sonra basının eline geçtiğini söylüyor. Mahkeme Başkanı Şengün’ün, “Bir saat sürmüş mü?” demesi “Sen yine şanslısın, nicelerinin ifadesi daha önce sızdı” anlamını taşımıyor mu? Mahkeme başkanının bile düştüğü bu garabette adaletin tesis edilebileceğini iddia eden varsa parmak kaldırsın!
Gelelim “adalet isteyen” Mustafa Özbek’e... 69 yaşında girdiği cezaevinde 71’ini doldurdu.1970’li yıllardan bu yana tanıdığım son beş yılda baba-oğul gibi özel bir hukukumun doğduğu Özbek’in tutuklu bulunduğu 18 ay içinde neler yazdığını ben bile tam bilmiyordum.
Özbek’in başkanı olduğu 25 milyondan fazla üyesi olan Avrasya Metal İşçileri Sendikası’nın Rusya’dan, Malezya’ya kadar 22 ülkede şubeleri var. 150 bin üye ile Türkiye’nin en büyük sendikası Türk-Metal’in 33 yıl sürdürdüğü başkanlığını Özbek cezaevine girdiği için devretti. Türklük davasıyla ilgili vakıf ve derneklerin kuruculuğu, üyeliği, hamiliğini yapan Anadolu insanının 19 torunu olduğunu yeni öğrendim. Meğerse üçü dedeleri mahpustayken doğmuş. İçeride tutuklu kaldığı 18 ay içerisinde evlenenler var. Torunlarının çocuğu doğmuş. Bu esnada teyzesi vefat etmiş, ablası kardeşinin hasretine dayanamayıp ölmüş. Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın annesinin cenazesine gidemeyişi gibi Özbek de ablasına, teyzesine son görevini yapamamış. Yeni doğan torunlarını kucağına alıp kulaklarına ezan okuyamamış. Yeni yuva kuran üç torununa damatlara-gelinlere elini öptürememiş.
Allah rızası için elinizi vicdanınıza koyun.. bir insan için bundan daha büyük bir acı yaşanabilir mi? Lafa gelince insan hakları, demokrasi gibi işportaya düşen kavramları sakız niyetine çiğneyenlerin söz konusu Silivri olunca niçin seslerinin çıkmadığını doğrusu merak bile etmiyorum. Herkes işini itina ile yapıyor.
Diğer taraftan obezite yani aşırı şişmanlık yüzünden askerliğe elverişli değildir raporu alan ve ilk günden bu yana tartışılan ünlü savcı için ilk soruşturma kararı çıkmış. “CMK’da yer alan ifadeye çağırma, zorla getirme, yakalama ve aramaya ilişkin kuralları çiğneyerek, toplumda büyük korku ve dehşete yol açtığı” belirtilerek açılması istenen soruşturma için izni Adalet Bakanlığı verecektir. Hukukun siyasallaştırılmasının en önemli etkeni, siyasi kimliği olan Adalet Bakanı değil mi? Dolayısıyla Sadullah Ergin’in Savcı Zekeriya Öz’e yargı yolunu açacak karara imza atmasını beklemek iyimserlik ötesinde safdillik olurdu. İş sonunda Danıştay’a gidecek ve tabi uygun bir zamana yayılacaktı. Son söz geç gelen adalet, adalet değildir...

Yazarın Diğer Yazıları