Bir problem daha: KEŞMİR

Pakistan ile Hindistan arasındaki bitmeyen sorun yeniden hortladı. İki ülke arasındaki gerilim tarihi bir hatadan kaynaklanmakta. İki ülkenin paylaştığı Pencap eyaletinde sürpriz bir plebisit gerçekleşmişti. Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman bölgeden Hindistan'a katılım kararı çıktı. Orada yaşayanlar bunun zararını daha sonra görmeye başladılar. Budistlerin yönetiminde Müslümanlar hep ezildi. Nükleer güce sahip iki ülke sık sık savaşır hale geldi.

"Kaldırdım"

Son çatışmalar bunların bittiği anlamına gelmez. Hintliler referandumdan sonra verdikleri bir takım hakları da geri aldılar. Düşünün, uzun süre camilerde namaz kılma izni bile verilmedi.

Bize düşen

Bu işten buraya kadar uzanan sonuçlar da doğacak. Tarih boyunca iki ülkeyle "kardeşlik bağlarımız" oldu. Biri kuşkusuz Azerbaycan, diğeri ise Pakistan. Kurtuluş Savaşımızda henüz ayrı devlet olmayan Hint Müslümanlarının desteklerini unutamayız. Camilerde topladıkları altınları, kadın ve kızların ziynet eşyalarını Türkiye'ye yolladılar. Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra yediğimiz ambargonun delinmesinde rol alan iki devletten biri Pakistan'dı. İlk desteğimiz, dünya durdukça omuz omuza verdiğimiz ülkeler ve halklar belli. Bir hatırlatma daha yapmak istiyorum. İlk büyük savaşlarında Pakistan'a saldıran Hint tanklarını biz durdurduk. İmal ettiğimiz anti tank kobraları yolladık. Hint zırhlıları bunlarla püskürtüldü. Dileriz bu problem diplomatik yollarla çözülür. Aksi halde işin ucu bize kadar dayanacaktır. Fırat'ın batısı, doğusu derken olayın Pencap Vadisi'ne kadar dayanması kaçınılmazdır.

Diplomasi Dosyası

Ekranların uzun süre dış politikayı, "Laf olsun torba dolsun" kabilinden işlediklerine tanık oldum. Hatta yabancı ortaklarından gelenleri yansıttılar. Şimdilerde durum biraz değişti. Yerli malı muhabir ve editörlere kuşaklar açıldı. Yine de sunucuların yetersiz kaldığı meydanda.

Kimse kızmasın, Deniz Kilislioğlu'nun "olmasa da olur" programına bir yenisi eklendi. CNNTürk'te "Diplomasi Dosyası"nı izlemeye başladık.

Görüntü

Ekranların, belki de Türkiye'nin en güzel gözlü kızı Sena Alkan'ın imza attığı yapım içerik olarak çok zayıf.

Bu hafta Büyükelçiler Toplantısı'yla idare etti. Bakalım yenisine ne yapacak? Şimdiden söyleyeyim Erzurumlu Emrah taktiğini uygulayacak. "Dedim-dedi"lere devam edecek. Şu anda dalının en iyisi Mete Çubukçu'nun Pasaport'u. Onu sollayan henüz çıkmadı.

Behramlı

Orman yangınları bağrımızı kavurmaya devam ediyor. Bu yazı yayınlanana kadar Eceabat'takine sonuncu diyebilir miyiz? Hergün bir kaç kundaklama haberi alıyoruz.

Milli Park'ın cayır cayır yakılması belki de en acısı oldu. Bu alanda "Çanakkale geçilmez"i yaratmış şehit mezarları var. Aralarında atalarımınki de mevcut.

Unutulmaz biri

Türk basketboluna hizmet vermiş İsmet Badem Behramlı mezarlığında. Oyuncu, koç ve yorumcu olarak sporumuza büyük emekleri geçmiş biri. Ayrıca nev-i şahsına münhasır adamdı, gerçek dosttu. Dilerim vasiyeti gereği defnedildiği Behramlı'daki kabri de hasar görmemiştir. Sevgili İsmet'e dualarımı göndermeyi unutmuyorum.

İlle de ayak topu

Önce 21. Cumhuriyet Kupası ile başlayacağım. Evinde oynayan Sivas kazandı. Sizleri bilmem ama Fenerbahçe'yi beğendim. Sahadaki tek kötü Amasya Bölgesi'nden hakem Bilal Köseoğlu'ydu. Bu kadar "eyyam düdüğünü" çalmak marifettir.

Kartal

Gelelim Beşiktaş'a... Siyah-Beyazlılar altyapı destekli takımla sahaya çıktı. İlk yarı 2-0 öne geçti, sonrası malum: 2-2. Beşiktaş'ın altyapıya önem verdiğini görmek sevindirici.

Bezirgan başkan

Bakalım transfer meselesi ne zaman sona erecek? Fikret Orman'ın Çukurambar pazarlıklarından fenalık geldi. Başkan'ın gönül maceralarında çok daha başarılı olduğu kesin.

GÜNÜN SÖZÜ:

Bir insan artık mükemmel olduğunu söylüyorsa, gidebileceği iki yer vardır. Ya cennet, ya tımarhane. Henry Ward Beecher

Yazarın Diğer Yazıları