Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Bir kurt kapsa kuzuyu...

2 yıllık evliydi...

Şırnak, Gabar, Cudi dağlarında terörist peşindeydi...

Aylar süren dağ görevinin ardından Afrin'e çağrıldı...

YPG ile çıkan çatışmada, ilk Afrin şehidimizdi...

Vasiyeti yüreğimizi dağladı;

"Şehit olursam devletin aileme vereceği para ile Telafer'deki çocuklar için okul ya da kreş yapılsın" diyordu...

Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan, kızının 6. ayını göremedi...

*

Babasız kaldığında 17 yaşındaydı... 20 yaşında TSK'ya sözleşmeli er olarak katıldı... Dünya yakışıklısı Muhittin Çalışkan Afrin'de şehit düştüğünde ise 22 yaşındaydı...

Bir göz kırpması gibi kısacık hayattı yaşadığı...

Geride okul çağında iki kardeş, yüreği kor bağlamış bir ana bıraktı...

*

Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar 3 aylık evliydi...

Akpınar çiftinin 5 çocuğunun tek erkek evladıydı...

Şehit olduğunda 22 yaşındaydı...

Bir çok şehidimiz gibi o da geride bir yetim bıraktı...

*

Er Kadir Hasan Demiral 23 yaşındaydı...

Er Gökhan Güllü 25,

Jandarma Uzman Onbaşı Rıdvan Çevik 26,

Burhan Açıkkol 24, Abdullah Koç 23 yaşındaydı...

Uzman Çavuş Ali Gümüş şehit olduğunda eşi, ilk çocuğunun doğumuna hazırlanıyordu...

*

Saymakla bitmez... Anaların kor yüreğini, yetim çocukların hüzünlü, çaresiz bakışlarını, eşlerin taşları çatlatan ağıtlarını yazmıyorum...

Afrin'de 52 askerimiz şehit oldu...

Gerçek sanatçılar toplumla bağ kuran, empati yapabilen, vicdanlı insanlardır...

Şehitlerimizin kanı kurumadan, düğün dernek havasında yapılan ziyaret elbette tepki toplayacaktı...

Eleştiriler karşısında utanıp sıkılmadan, bir de dava açmaya hazırlanıyorlarmış...

Mesele ziyaret değil!

Özensizlik, saygısızlık, çalgı-türkü halleri...

Destek ziyaretinin; klarnet eşliğinde kahkalar atarak ve görüntülerden anladığımız kadarı ile;

* daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gözlerinin içine bakarak,

* Cumhurbaşkanı Erdoğan'a görünmeye, onunla yakınlaşmaya gayret edilerek yapılmasıydı yürekleri sızlatan...

Yani; bağlamından, anlamından, amacından koparılmış bir ziyaretti...

Askerlere moral vermekten daha çok, iktidara yaranma çabasıydı; ekranlardan, fotoğraflardan yansıyan...

Oysa,

"ünlüler" orada önce şehit annelerini düşünmeliydi...

Şehit eşlerini,

Şehit çocuklarını,

Şehit yakınlarını....

Peki biz ne gördük;

Cumhurbaşkanı'nın karşısında el çırpıp şarkı söyleyen, eğlenen, poz veren magazin dünyasını... Daha çok; Saray'ın gözüne girme çabalarını...

İYİ Parti Lideri Meral Akşener "Cumhurbaşkanı'na yakıştıramadım" dedi...

"Bizim iktidarımızda bu insanlara sanatçı demeyeğiz" diye ekledi...

Daha ilginci CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ünlülerin gösterdiği tepkiydi...

"Askerimizin yanında olmamız CHP liderini neden rahatsız ediyor..." anlamında saçma sapan bir açıklama yaptılar.

"Alakaya çay demle" denir ya!

Ünlülerin yanıtının, Kılıçdaroğlu'nun şu eleştirisi ile ne ilgisi var;

"Bizi biz yapan değerler vardır. Eğer bir komşumuz hayatını kaybetmişse televizyon bile açmayız gürültü yapmayız, komşumuzun acı günüdür... toplanmış bir güruh, şehitlerimizin kanı kurumadan, davul, zurna, klarnetle şarkılar söylüyor..."

Yalan mı?!

Hiç mi düşünmediniz vatan için gözünü kırpmadan ölüme yürüyenleri...

20' sinde ana kuzularını toprağa verenleri!...

Hiç mi aklınıza gelmedi, sizi izleyecekleri...

*

20 günlük bebeğini öpüp kokladıktan 3 gün sonra şehit düştü Uzman Çavuş Şahin Kaya...

Uzman Çavuş Mehmet Dinek şehadetinden 5 ay önce nişanlanmıştı, Arif Demirel ise 30 Ağustos tarihine, düğün için gün almıştı...

Çavuş Göksu Şahin'in 6 aylık kızı Reyhan'ın babası ile son fotoğrafıydı;

sarılmıştı babasına ama, aralarında al bayraklı tabut da olmasa...

***

Vatanımızı aziz şehitlerimize borçluyuz... Devlet onların çocuklarına, ailelerine gözünün nuru gibi bakmalı...

Devleti yönetenlerde de şu sorumluluğu arıyor insan;

"Dicle'nin kıyısında bir kurt kapsa kuzuyu,

İlahi adalet Ömer'den sorar onu..."

Yazarın Diğer Yazıları