Bir kongre bir de üstüne "bütünleşme"...

CHP ‘de bugün yine kongre var. Bu seferki 34 ‘üncü ama “olağan” kongre. Daha öncekiler gibi kavga yok, gürültü-patırtı yok. Hatta Genel Başkan ‘a karşı Genel Başkan aday adayı bile yok.. Alıştığımız CHP, bildiğimiz sosyal demokratlar için gerçekten tuhaf bir durum!.. Eski Genel Başkan Deniz Baykal bile sus pus olmuş köşesinde oturuyor. O yıllardır üstünde taşıdığı “hizipçi” yakıştırmasına aykırı bir şeyler var ortada. CHP ‘nin delege ağası Önder Sav bile kıpırdayamıyor.
CHP içinde ANAP vari değil de AKP vari bir şeyler oluyor. “Ulusalcılık” Deniz Baykal ile özdeşleştirildiği için bu kimliği savunanlar kan kaybediyor. CHP ‘nin “Kürt açılımı” kongre öncesi bir işaret fişeğiydi. Dengeleri ve vitrini de bu kongre ile ona göre düzenlenecek. Sanmayın ki; Kürt kökenli isimler CHP ‘de köşe başlarına oturtulacak. Demek istediğim daha başka bir şey..
CHP ‘de muhalifmiş gibi yapanlar olabildiğince alçak ses tonu ile konuşuyorlar. “Önümüzde yerel seçimler var. Oradan çıkan sonucu göreceğiz” diyorlar. Bence, bu söylediklerine başkalarını inandıramadıkları gibi kendileri de inanmıyorlar.
Bu satırlardan yanlış bir anlam çıkarılmasın. Bir partide kavga gürültü çıksın diye bir düşüncem yok. Zaten bu bir gazetecinin işi de hiç değil. Ben Tayyip Erdoğan ‘ın HAS Parti hamlesiyle ilgili önümüzdeki dönemde olup biteceklere biraz ışık tutmak için çabalıyorum. Hepsi o kadar!..
Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi Tayyip Erdoğan siyasi hayatının en sıkışık en açmazdaki günlerini yaşıyor. Siz bakmayın taraftar yazarlarının “büyük başkanlık projesinin safları sıkıştırma” yazılarına. Durum hiç de öyle değil. Artık bunlar; Tayyip Erdoğan ‘ın son hamleleri. Çankaya Köşkü ‘nde oturan “en büyük usta” olup bitenleri seyredip yalnızca Gabonlu balıkçı Ayao Nyavor ‘a motor yollamıyor. Başka çevrelere çoktan “motor” dendi bile.
Onun için CHP ‘nin bugünkü kongresini “aslan sosyal demokratlar yine kongre yaptı” diye; sakın ha böyle değerlendirmeyin.
CHP ‘nin kongre sonrası oluşturacağı vitrin ve politikaları çok önemli.
Benimkisi gazeteci değerlendirmesi. Yanılabilirim ama..
CHP kongresi sonrasında Tayyip Erdoğan ‘a daha da çok daral gelecek, iyice sıkışacak. Abdullah Gül, bıyık altından gülüp hiç iç siyasetle ilgilenmiyormuş gibi yapmaya devam edecek. Gül, Gabonlu balıkçıyla tvitleşip balık değil de geyik muhabbeti yapacak.
Tayyip Erdoğan ‘ın saflarına katılma kararı alan HAS Parti ‘nin kurmayları da perde arkasında neler döndüğünün farkındalar. Birbirlerine “can simidi” olduklarının bilinci ile hareket ediyorlar. “Bunun adı bütünleşme” diyorlar. AKP-HAS Parti bütünleşmesinin daha fazla gecikmemesi için karar alınmış.
“Bu telaş ne” diye sorarsınız herhalde!..
“Bütünleşme” Ramazan sonrasına bırakılmayacak. Hemen yapılacak. HAS Parti sadece yönetim kadroları ile değil, kayıtlı üyeleriyle birlikte AKP ‘ye geçecek. “Bütünleşmeden” sıkıntılı AKP ‘liler Çankaya Köşkü ‘nü su yoluna çevirdiler. Abdullah Gül, hepsinin sıkıntısını en ince ayrıntısı ile dinleyip, “sakin olun” diyerek sırtlarını sıvazlamaya devam ediyor.
Buradan geçelim Büyük Birlik Partisi cephesine. HAS Parti ile birlikte BBP ‘nin de AKP saflarına katılacağı yazılıp çiziliyor. BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile konuştum;
“Öyle bir şey yok. Ne bir görüşme var, ne bizim öyle bir düşüncemiz var. O, sadece kamuoyundaki bazı yazar çizer takımının yakıştırması. Kesinlikle öyle bir şey yok. Görüşme de yok. Biz sadece seçimlere girip çıkmak için kurulmuş bir parti değiliz. Seçim sonuçlarına göre kendisini endeksleyen bir parti değiliz. Biz bir fikrin, misyonun temsilcisiyiz. Biz fikrimizle, misyonumuzla milletin muktedir iktidarını gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yolumuza devam ediyoruz . Net bir şekilde söyledim bunu. Bunların böyle yazılmasından, konuşulmasından da rahatsız oluyoruz” diyor.
“Peki, neden yapıyorlar bunu?Ateş olmayan yerden duman çıkar mı?” diye sorumu tekrarladım. Aldığım cevap:
“Bunu yapmalarının birinci sebebi; istiyorlardır, ısındırıyorlardır, kamuoyunu hazırlıyorlardır. İkincisi; biz şu anda Meclis dışındaki birinci partiyiz. Biz şu anda BBP olarak 5. partiyiz. Bu da tabii etken bir sebep. Yapılan anketlerde de bu ortaya çıktı. Dolayısıyla bu şekilde konuşuluyor. Bir takım çevreler böyle arzu ediyor olabilir veya yakıştırıyor olabilir. Referandumdaki sürece bakarak değerlendiriyor olabilir. Ama referandum farklı bir süreçti. Ben o zaman da söyledim o teklif CHP ‘nin veya MHP ‘nin teklifi de olsaydı o zaman da ‘evet’ derdik. Kimden geldiği değil, içindekine baktık dedim o zaman da söyledim.”
Destici ‘ye sormaya devam ettim
-HAS partinin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Numan Bey için de HAS Parti için de AKP için de hayırlı olsun demek düşer bana. Başka ne diyebilirim ki. Onlar kendi kurullarıyla konuşuyor. Bir siyasi parti kurullarıyla tartışır ondan sonra da bütünleşme kararı alırsa buna biz hayırlı olsun demekten başka ne diyebiliriz ki” .
-Numan Bey çok eleştiriyordu daha önce..
“Numan Bey ‘i severim değerli bir arkadaşımızdır. Ama basın eleştirsin dile getirsin, zaten getiriyor da. Ama bizim bir siyasi partinin aldığı karar üzerinden siyaset yapmamız doğru olmaz.”
-İleride böyle bir teklif gelse Tayyip Erdoğan ‘dan AKP ‘den nasıl bakarsınız?
“Biz sadece seçimlere girip çıkmak için kurulmuş bir parti değiliz. Biz sadece seçim sonuçlarına göre kendisini endeksleyen bir parti değiliz. Biz bir fikrin, misyonun temsilcisiyiz. Fikrimizle, misyonumuzla milletin muktedir iktidarını gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Biz yolumuza devam ediyoruz.”
-Peki, aynı teklif MHP’den gelse?
“Bunu ben Bursa ‘da da söyledim. Bir; bütünleşme dışında biz bölücüler hariç bütün siyasi partilerle işbirliği yapabiliriz. MHP ile de yapabiliriz. Nasıl referandum sürecinde işbirliği yaptık. Bu bir işbirliğidir neticesinde. Anayasaya bir ‘evet’ tarafı vardı bir ‘hayır’ tarafı vardı. Biz o zaman inandığımıza milli iradeye demokrasi gelişsin diye ‘evet’ tarafında durduk. Şimdi MHP ile de biz düşman kardeşler değiliz. Dolayısıyla MHP ile de ülkenin meseleleri konusunda milletin menfaatleri doğrultusunda her zaman her zeminde işbirliği yapabiliriz. Ben bunu net olarak ifade ettim ama birleşme ve bütünleşme diye algılanmamalı.”
Ankara çok sıcak. Siyaset nefes aldırmıyor.

Yazarın Diğer Yazıları