Bir Güneydoğu gerçeği
Bazı gazetelerde yer aldı. Hem sıcak gündemden uzaklaşmamak hem de içinde bulunduğumuz Ramazan ayının ruhu ile örtüştüğü için biz de sizlerle paylaşmak istedik.
Bir anketin oldukça ilginç sonuçlarından bahsedeceğiz.
Güvenlik Bilimleri Enstitüsü’nde bir yüksek lisans tezi için Kürtçe konuşan 82’si kadın 375 kişi ile yapılan bir anketten, ‘Dindarlık arttıkça birlikte yaşama arzusunun da arttığı’neticesi ortaya çıkmış.
Tesadüftür, biz dünkü yazımızda Şırnak’taki köyü güvenlik birimlerince boşaltılınca Van’da yaşayan bir BDP’linin birlikte yaşama ile ilgili duygu ve endişelerini aktarmıştık. Bazı bölümlerini sizlerle paylaşacağımız anket de Van’da gerçekleştirilmiş. Çünkü Van, iki arada bir derede kalanların ve Türkiye’nin uzak noktalarında kolu kanadı olmayan çaresiz göçerlerin ilk duraklarından.
PKK sempatisi namaz kılma sıklığına göre azalıp çoğalıyor
Polis Akademisi için yüksek lisans tezi hazırlayan kişi, dili Kürtçe olan 375 kişiye şu başlıkları açmış:
- Abdullah Öcalan Kürt halkının lideridir.
- Abdullah Öcalan serbest bırakılmalıdır.
- PKK bugüne kadar Kürtlerin davasına hizmet etmiştir.
- PKK bundan sonra Kürtlerin geleceğine hizmet edecektir.
Ankete katılanlara her başlık altında beş alternatif sunulmuş:
1) Hiç katılmıyorum.
2) Katılmıyorum.
3) Fikrim yok.
4) Katılıyorum.
5) Tamamen katılıyorum.
İşte bu kritik anketten çıkan ana sonuç:
-PKK ve Öcalan Kürt davası ile özdeş değildir.
-Bölgede PKK’ya sempati düşük seviyededir.
En ilginç sonuç ise PKK sempatisinin “namaz kılma sıklığına göre” azalıp çoğalmasıdır.
Meselâ:
- Hiç namaz kılmayanlar arasında Türkiye’den ayrılma isteği yüzde 57 iken bu oran namaz kılanlar arasında yüzde 38’e düşmektedir.
- Türkiye’nin bütününe ait aidiyet duygusu hiç namaz kılmayanlarda yüzde 65 iken bu oran beş vakit namaz kılanlar arasında yüzde 86’ya çıkmaktadır.
- Beraber yaşama isteği hiç namaz kılmayanlarda yüzde 63’lerde kalırken birlikte yaşama arzusu namaz kılanlar arasında yüzde 89’a çıkmaktadır.
Örgütün yanına
çekemediği baskın değer
Anket sonuçlarını değerlendiren Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Fındıklı, “Toplum hayatı ortak değerler üzerine yürüyen bir hayat” diyor ve ekliyor: “Türkiye’de halkın en önemli değeri İslâm dini. PKK bu gerçeği iyi gördüğü için örgütün ideolojisini Türklerle bir bağı olmayan Marksizm üzerine kurmuştur. Terör örgütünün bugün yanına çekemediği baskın değer, İslâm dinidir.”
Gerçek şu ki, dindar güneydoğu insanı PKK’ya direniyor. Hem de ensesinde bu şedit terör örgütünün soğuk namlusunu hissederek direniyor. Yine bir başka gerçek daha var ki, bölgenin Türkiye tamamının bu İslâm gerçeği, Türk ’aydını’ ve Türkiye’yi yöneten etkili odaklar tarafından görmezlikten gelinmeye devam ediyor.
Mevcut probleme bu milletin ortak değer ve müşterek aklı ile değil bu milleti 22 milyon küsur kilometrekareden avuç içi kadar Anadolu’ya sıkıştırmış Haçlı ve Siyonizm aklı ile çözüm aranıyor. Pınar varken deniz suyu içiyor, içtikçe susuyoruz, içtikçe tansiyonumuz yükseliyor.
Allah’tan ümit kesilmez.
Gerçeği er geç görecek ve gördüğü gerçeği hayata geçirecek lider ve kadrolar bu milletin sinesinde bir yerlerde bu işin vakti saatini beklemektedir inşallah.
“Yoktur” demeyin...