"Bir garip ölmüş diyeler"
Hoşuma giden bazı tespitleri kenara ayırırım. Zamanı gelir ve kullanırım. Yakın dönemde bunların çoğunu Deniz Bayramoğlu'nun "Gündem Özel"inden seçtiğimi yeni farkettim.
"Gelecek Nasıl Gelecek" başlığını attığı konudaki 2 saatlik yayını şöyle özetledim:
"daha fazla iyi insana" yani vicdan sahibine ihtiyaç var.
O tartışmada eski dostum Birol Güven ise çocuklarımızı ve onların eğitimini iyi anlatmıştı. Sanırım yenilemeye hazırlandığı dizilerinde de bunu öne alacaktır.
-Mücadele-
Bu tip fikir jimnastiklerinde yeni düşünceler dikkatten kaçmıyor. İnsanoğlunun kendi icadı robotlarla mücadelesi bile çoktan dillendirildi. Bu konu uzun zamanlar film ve dizilerin senaryosu haline geldi.
En önemli teşhisi sona sakladım:
"Diplomanın önemi gittikçe azalıyor". Yani ön planda olan büyük paralar kazandıracak buluşlar. İşte buradaki seçim hayatınıza yönlendirecek karar olacak. Mesela; ışıkları yanmayan fabrikalar.
-Modası geçmeyen-
Size ilginç bir itirafta bulunacağım. Hastalanmadığım tek bir Kurban Bayramı olmadı. Annem, doktorlardan hocalara kadar götürmedik yer bırakmadı. Netice aynı. Buna rağmen ayağımı sürüye sürüye yolumu gözleyenleri mutlu etmeye çalışırım. Geldim, gidiyorum ama nedeni çözebilmiş değilim. Sonunda kararı verdim; çoğu gitti azı kaldı.
Şimdilerde "Nasılsın?" diyenlere standart cevabım var; "Yürüyebildiğime şükrediyorum" Eğer Nuh Nebi'den kalma telefonun hiç susmuyorsa hamdetmeye devam edeceksiniz.
İyiler de göçer
Yaklaşık 20 yıldır 2 kadını gözlemlerim. Haklarında fazla araştırma yapmadım. Üstte yok, başta yok.. Ne zaman görsem ellerinde büyük boy plastik yoğurt kapları, işkembecilerden ya da tavuk çevirmecilerden topladıkları artıkları sokak hayvanlarına dağıtıyorlardı. Bunların birini 5-6 gündür görmüyordum. Genelde mola verdiği küçük mahalle bakkalına sordum. "Abi vefat etti..." cevabını alınca inanın mahvoldum...
"Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Şöyle garip bencileyin."
-Ruhu kötüler-
Anında aklıma bana, "Bunları niye besliyorsun!" diye bağıranlar geldi. Hele içlerinden bir kadın var ki bütün şerler üzerine olsun. Bir insan bu kadar mı kötü olur. Gerçekten vicdan sahiplilere her zamankinden fazla ihtiyacımız var.
Yerseniz
Pentagon Şanlıurfa'ya jet hızıyla 6 kişi gönderdi. Özetle operasyon sil baştan. Açıkça sorayım; Kim kimi uyutuyor?
Sallarken kül bırakmıyoruz, sıra icraata gelince "ABD'li müttefiklerimiz" lafları yeniden gündeme oturuyor.
"Bu defa uyutamayacaklar" laflarına inananların kaldığını sanmıyorum. Eski asker, yeni öğretim üyelerimize bakarsanız Fırat'ın doğusuna harekat en az 2,5 ay sonraya gitti. "Türk tarihinde Ağustos ayı zaferlerle doludur" diyenlerin bundan sonra ne söyleyeceğini merak ediyorum.
Bana göre Ekim sonu da önemli dönemeçtir.
Tedbirler
Osman Köse suikastinde rol alanların tamamı hal'edildi. Hacı Kulhan ve Metin Akgün'ün imhasıyla Erbil'in kanı yerde kalmadı. MİT için "El'ân en başarılı kurum" diyebiliriz. Ancak ihmal etmememiz gereken bir konu var. Dışarıdan beslenen terör örgütlerini hiç kaçırmamalıyız. DEAŞ'a ait tam 1 ton patlayıcının yakalanışı başarılardan. Dikkat ettinizse bunların arasında "gübre" yok. Hani kasap deyimiyle "kemiksiz et". Tahrip gücünü siz hesaplayın.
Tedbirlerin devam ettiğine inancım tam. Yine de gevşemeyelim uyarısı yapıyorum.
Son örnek, birbiri peşi sıra başlayan orman yangınları. Bunları "etoburlar mı çıkarıyor" sanıyorsunuz?
Devam ettirilmeli
Bayram süresince kaçırmamaya çalıştığım programların başında NTV'deki "O Anın Hikayesi" geldi. Tamamı birbirinden güzeldi. Mesela Simge Fıstıkoğlu'nun Ayşegül Aldinç'le söyleşisinde hoş bir itirafa tanık olduk. Bir zamanlar benimle de dalaşan Aldinç'in yolladığı 2 tam sayfa maili atmadım. Hayatındaki başarıları maddeler halinde yazmıştı. Aysel Gürel'le kapışmam kadar epeyi gırgırı olmuştu.
-Umutsuz vaka-
Çok yönlü Ayşegül Hanım, Erol Evgin'e aşkını itiraf etti. Bu da cesaret işi. Sanırım bu maç 0-0 bitmiştir. O Anın Hikayesi bayramla sınırlı kalmamalı. Devam ettirilmeli. Gerçekten ilgi topladı.
Yeri geldi, meslekdaşım Faik Akın'a da selamımı yollayayım. Ayşegül Aldinç için dikkatimi çeken ilk isim olmuştu: "Ayak bilekleri tay gibi..."
GÜNÜN SÖZÜ
Bir çağı harekete geçiren ilkeler değil, kişiliklerdir. Oscar Wilde