Avukat Mehmet Saral''ın KRT TV''de, yargının Sinan Ateş suikastındaki tutumunu değerlendirdiği konuşmasının bir yerinde, "Sinan gariban bir vatan evladı. Ailesinin bu işleri takip etmeye ne hâli var, ne psikolojileri buna müsait…"e benzer bir şeyler dediğini duydum.
Böğrüme öküz oturdu.
*
Birkaç gün önce, Sinan''ın babasıyla görüşen bir belediye başkanından duymuştum; "Ben artık aklını kaybetmiş, divane bir adamım…" diye anlatıyormuş hâlini.
Nasıl olmasın!
*
Şu anda hiç kimse Sinan''ın annesinden, babasından, eşinden, kardeşinden adliye koridorlarını aşındırmalarını zaten bekleyemez; beklememeli de.
Daha 40''ı çıkmadı.
Çıksa ne; 40 gün değil 40 yıl geçse ateş düştüğü yürekleri yakmaya devam edecek o evde.
*
Sinan Ateş, Musa Ateş''in oğlu olduğu için mi katledildi?
Ayşe Ateş''in eşi olduğu için mi katledildi?
Bengisu ve Banuçiçek''in babası olduğu için mi katledildi?
*
Sinan Ateş''in katledilmesi, adi bir husumete dayanıyor ise de sebep "ülkücü" kimliği… Zira bu kimlikle bulunduğu görevler sırasında/dolayısıyla taraf oldu söz konusu husumete…
Sinan Ateş''in katledilmesi, bu husumetin "maske" olarak kullanıldığı daha derin bir operasyon dahilinde düzenlendi ise de sebep yine "ülkücü" kimliği… Zira, yine bu kimlikle yürüttüğü görevler dolayısıyla oluşacak infial hesap edilerek kurban seçildi birilerinde, yahut kurban verildi bir yerlere…
*
Hâl böyleyken…
Bu suikastın kime-neye-nereye uzanırsa uzansın, kimi yakarsa yaksın fark etmeksizin aydınlatılmasını "namus davası" bilip de dosya takip etmesi gereken neden öncelikle Ateş ailesi olsun ki?
*
Kendisine "ülkücüyüm" diyen binlerce avukat var bu ülkede; yok mu?
Kendisine "ülkücüyüm" diyen binlerce polis var; yok mu?
Yüzlerce hâkim var…
Yüzlerce savcı…
*
Saral, "gariban" dedi ya…
Hadi Sinan gariban, onlar da mı gariban?
Hepsi mi!
*
Gariban, "Kimsesiz", "garip", "zavallı" demek.
Yani "sahipsiz"…
Yani "aciz"; "gücü hiçbir şeye yetmeyecek durumda olan"…
Yani, "acınacak kadar kötü durumda"…
Bütün bunları kendilerine, üniformalarına, cüppelerine, yeminlerine yakıştırıyorlar mı?
Yakıştırıyorlarsa, böyle anılmaya razılarsa varsınlar takip etmesinler Sinan''ın dosyasını.
Ama onlar takip etmiyor diye de kapanır zannetmesinler.
Kendisine "ülkücüyüm" demeyip de bu vatanı seven bir savcı, devletin "adalet"le ayakta kaldığını bilen bir hâkim çıkar elbet; bugün olmazsa yarın.
Şunun şurasında "yarın"a ne kaldı?
Az kaldı.
SORU-YORUM
Her gün yeni bir tüy dikiliyor…
Manisa Turgutlu Müftülüğü, Sinan Ateş için camide mevlit okunmasına izin vermemiş. Gerekçesi de Ateş''in Turgutlu''da kan bağı olan bir yakınının olmamasıymış.
Cemil Kılıç, hocanın ağzından soralım;
"Mısırlı Muhammed Mursi ile nasıl kan bağınız vardı ki 81 ilde cami avlularında tören yaptınız?"
GÖZLER BURSA''YA DÖNMÜŞKEN…
Tayyip Erdoğan ister her bir vatandaşı can ve mal güvenliğinden sorumlu olan yahut adaleti tecelli ettirme yükümlülüğü bulunan devlet adına Cumhurbaşkanı sıfatıyla, ister resmen olmasa da fiilen işlemeye başlayan seçim takvimi dolayısıyla, Bursa''da yapacağı mitingin öncesinde yahut sonrasında Sinan Ateş''in kabrini ziyaret eder veya ailesine taziyeye gider veya kürsüden bütün Bursalılara başsağlığı diler ve "kanını yerde bırakmama" sözü verirse ne olacak?
MHP''nin ifadesiyle "mezar başında timsah gözyaşı" mı döküyor olacak mesela?
MHP''nin ifadesiyle "duygu sömürüsü" mü yapıyor olacak?
MHP''nin ifadesiyle "çirkin tezgâh" mı kuruyor olacak?
