Bir Abdullah Gül klasiği!..
Efendime söyleyeyim!..
AKP'nin 16'ncı kuruluş yıldönümü kutlamalarına 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül mazeret bildirerek katılmamış. Ancaak!.. Bir kutlama mesajı göndermeyi de ihmal etmemiş. Gül şöyle demiş;
"16 yıl önce bugün Türkiye'ye yeni bir umut ve yeni ışık getireceğine inanarak kurduğumuz AK Parti'nin kuruluş yıldönümünü tebrik ediyorum. Girdiği ilk seçimden bu yana ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlenen partimiz köklü siyasi ve ekonomik reformlarla halkımıza unutulmaz büyüklükte hizmetler yapmış ve ülkemizin dünyada itibarını arttırmıştır. Hain darbe teşebbüsünü fedakar halkımızla birlikte püskürtmesinin üzerinden bir yıl geçmiştir. AK Parti kuruluş yıldönümündeki değer ve politikaları kendine yeniden rehber edinip evrensel demokrasi kriterleriyle kendi değerlerini mecz ederek yoluna devam etmelidir. Partimizin aziz milletimize daha çok hizmetlerde bulunacağına inanıyorum."
Vaay efendim!.. Neymiş miş?...
"Abdullah Gül ilk kez bu kadar keskin bir işaret veriyor" muş muş...
Nasıl oluyor muş?...
Mazeret bildirip de kutlamalara katılmaması yeni bir siyasi hareket başlatacağının işaretiymiş miş...
Peki bu mesaj neyin nesi?.. Cumhurbaşkanlığına veda ettirildikten sonra Abdullah Gül, her çağrıldığı AKP toplantısı ve öncesinde aynı terane... Katılacak da mı katılmayacak? Yoksa, katılmayacak da mı katılacak?.. Sonra... Acaba bir siyasi hareket başlatacak da mı başlatmayacak? Yoksa başlatmayacak da mı başlatacak?..
Abdullah Gül'den medet uman, kapısını her daim aşındırıp da hâlâ anlayamayanlar için değişmeyen gaz alma ve idare-i maslahat yöntemi. Öğretilmiş çaresizlik demek böyle bir şey!.. "Acaba Abdullah Gül'den bir şeyler olur mu?" diye gezen saflara en sondan bir önceki örneği vereceğim. R. Erdoğan'ın AKP Genel Başkanı seçildiği kongre öncesi yine klişe tartışmalar gündemdeydi. Gül, davet edildiği kongreye (21 Mayıs 2017) katılmayacağını bildirip şu mesajı göndermişti;
"Değerli gönüldaşlarım, kıymetli delegeler, fedakâr ve cefakâr çalışmalarıyla partimizi daima zafere ulaştıran teşkilat mensubu kardeşlerim, arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 3. Olağanüstü Kongresi'nin memleketimiz, Türk demokrasisi ve kutlu davamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 14 Ağustos 2001'de o günkü arkadaşlarımızla birlikte kurduğumuz AK Parti, 16 yıllık zaman sürecinde ülkemizde pek çok tabuları yıkmış, kronik sorunlara çözüm üretmiş, siyasi, ekonomik ve sosyal konularda çoklu reformlarla halkımıza çok büyük hizmetler yapmıştır.
Son yıllarda içeriden ve dışarıdan kaynaklanan ekonomik, sosyal ve siyasi sıkıntılara ilaveten ülkemizin bekasını doğrudan tehdit eden güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya kaldığımız olağanüstü bir dönemden geçmekteyiz. Bu yılların geride bırakılabilmesinin ve Türkiye'nin yeniden geleceğe güvenle bakabilmesinin AK Parti'nin kuruluş felsefesindeki özgürlükçü anlayış ve evrensel demokratik standartlara dayalı politika ile mümkün olacağını düşünüyorum. Bu duygularla kongremizin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinize başarılar diliyorum."
Aradan geçen sürede iki mesaj arasında içeriklerde ne fark var?.. Sadece sözcükler değişmiş, ortaya karışık yapılmış. Tıpkısının aynısı. Peki, bu 16. kuruluş yıldönümü mesajından nem kapmak neyin nesi?.. Koskocaman bir masal!.. Sincan Harikalar Diyarı'ndan Alis Harikalar Diyarı'na... Madem, Abdullah Gül keskin bir işaret verecekti Sincan'daki fotoğrafa dikkatle bir bakın. Gül'ün en has adamlarının tam kadro orada ne işi vardı?.. Sadece bir örnek, Abdullah Gül'ün siyasete soktuğu ve sözünden hiç çıkmayan ve de çıkmayacak Ali Babacan'ın orada ne işi vardı?..
Sorunun cevabını hemen vereyim. Daha önce de benzer yazılar kaleme aldım ama bir kez daha ifade edeyim:
Abdullah Gül ile R. Erdoğan arasında ustaca kurulmuş bir oyun. Hem gaz alınıyor hem de yalandan umut veriliyor. Ne için, yeni parti oluşumundan dolayı alarma geçen R. Erdoğan'ın yanından kopmalar olmaması için. AKP içinde gidişattan hiç de memnun olmayan etkili isimlerin çizilen daire içinde kalmaları için... Tabandaki erozyonu önlemek için...
Haydi bir kez daha tekrar edeyim:
Abdullah Gül, R. Erdoğan siyaset sahnesinde var olduğu sürece asla ve kata yeni bir siyasi mecra için hareketlenemez. Aksinin olması için Abdullah Gül'ün önüne 3 adet kapı gibi imzalı senet konulması gerekir; Kraliçeden, Beyaz Saray'dan ve AB Dönem Başkanlığı'ndan... Ancak ve ancak bu senetleri eline aldıktan sonra Abdullah Gül "keskin bir işaret" verebilir!..
Aklınızda bulunsun!.. Abdullah Gül, 2002 seçiminden sonra siyasi yasağı kalkması halinde Başbakanlık koltuğunu R. Erdoğan'a teslim edeceğine yazılı kağıtla söz veren isimdir!..