Bin Subay
Oda TV’nin basılacağını Soner Yalçın’ı da Silivri’ye beklediklerini söyleyen Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan, eksik ifade etmiş. Alayına Veryansın eden değerli dostum Nihat Genç, “Biz niye buradayız?” diye aslanlar gibi meydan okudu. Cüneyt Ülsever sanıldığının aksine bu işin çoktan kontrolden çıkıp, 1 Mart Tezkeresi’nin intikamı olduğunu haykırıyor ve Conilerin eğittiği polisler gerçeğini ilan ediyor. Birileri bıçağın kemiğe dayandığından dem vuruyor. Faşizmden bahsediyor bir kısmı. Günaydın demeyeceğim ama geliyorum bas bas bağıran sivil darbenin ayak seslerini duyurduğumuzda günün birinde sıranın suskunlara kulağın üzerine yatan duyarsızlara da geleceğini yazdığımız da bizi Sevr sendromuna kapılmakla itham edenler hala uyku mahmurluğundan kurtulabilmiş değil.
Soner Yalçın taşı ile birden hedef vurmayı planlayanların bir gün önce 169 subayı tutuklamaları tesadüf değildir. Bu sütunları yakından takip edenler Türk Ordusu’nun tasfiye edilmesine yönelik yazılarımı hatırlayacaktır. Yine aynı anda düzenbaz kuryelerden birinin “Büyükanıt ve Başbuğ’da tutuklanacak” tahmini açıklaması da tesadüf değil.
2 Aralık 2010 tarihinde “JİTEM dalgasıyla terhis” başlıklı yazımı lütfen yeniden okuyun. Seçimlere birkaç aya kala faili meçhul masalı ve JİTEM soruşturmasıyla terörle mücadeleye katılan askeri personelin bire birer avlanıp intikam alınacağını yazmıştım. Yaşar Büyükanıt’tan, 27 Nisan e-bildirisinin intikamı adı altında asıl Diyarbakır Kolordu Komutanlığı yaptığı için sorgulanacağını iddia etmiştim. Aynı görevi yapan İlker Başbuğ’un ise başta YAŞ kararları olmak üzere Silivri’de devam eden mahkemelerdeki tavrından dolayı intikam amaçlı pusuya düşürüleceğini ifade etmiştim. Efsaneler efsanesi Engin Alan’ın peşinini niçin bırakılmadığını, avazımız çıktığı kadar bağırıyorduk. Çok şükür sağır sultanlar bile uyandı.
Evet, Soner Yalçın ile sadece muhalif kalemlerin susturulması yeni televizyon kanalının önünün kesilmesi gibi şeyler ana hedeflerden sadece biriydi. Ana hedef ise Yalçın’ın yıllar önce Cem Ersever’in anlatımlarıyla yazdığı kitaplardan hareket ederek yeni belgeler yakalanmış gibi Ersever ve sonrasındaki terörle mücadele eden personelin toplanıp yüzlercesinin içeri tıkılmasıdır. Bu konuda akıl sağılığını yitirmiş Arif Doğan’ın anlatımları da zeminin hazırlanması olarak görülebilir. Şu anda yüzde 10’u hapiste olan general sayısı yüzde 50’nin üzerine çıkarılacak. Uzman Çavuş’u Astsubay’ı Yüzbaşısı Albayı’na kadar binlerce subay, astsubay gözaltına alınıp terhis işlemi kısmen başarılacak. Bu arada Güneydoğu’da PKK’nın kontrolündeki oylar hedeflenip, İmralı’daki caninin “Hakikatleri Araştırma Komisyonu” talebi yerine getirilmiş olacak. Ve seçim için AKP’ye avantaj sağlanacak. Ve tabii ki her daim soğuk servisi tercih eden ABD’nin 1 Mart tezkeresi intikamı alınmış böylece çuval sadece kafalarımıza değil bedenimize de geçirilip salam gibi bağlanmış olacağız.
Sevgili Emin Ağabey, “Rövanş maçında şimdilik öndeler” diyor. Yani henüz maç bitmiş değil. Ama maçın kurallarını belirleyenlerde ağzına düdük verilen maçı yöneten bu hakemlerle zaten mağlup durumda olan takım nasıl gol atacak? Öksürene sarı kart, aksırana kırmızı kart. Eksile eksile maçı durdurup hükmen mağlup sayılmamıza ne kaldı ki? Ne güzel özetlemiş Yılmaz Özdil: “Dünyanın en zeki adamını dünyadan bihaber hödüğe çevirmişlerdi. Okuyor gerçek zannedip, hayata pembe gözlüklerle bakıp, mutlu oluyordu...” İyi de Yılmazcığım, hasta adamın hemşiresi “O gazete tek nüsha basılıyor” diye fısıldadığı için tutuklanmış haberin var mı?