"Bilinçli Muğlaklık"
Türk hariciyesinin temel taşlarındandır Onur Öymen. Bizim gibi 70'ini çoktan devirmişler onun gibi 80'likleri iyi tanır. Emeklilikten sonra politikaya soyunan Öymen ailesinin gözbebeği. Bir dönem CHP'den milletvekilliği de yaptı.
En büyük zenginliklerinden biri, büyükelçilik yıllarında tanık oldukları. Bunların sonucunda elde ettiği tecrübeyi paylaşmayı seviyor. "Gelecek okuma"yı iyi başarıyor.
Ön görüleri içinde yanılgı payı yok. Tarafsız Bölge'de izlediğimiz Onur Öymen için "şov yaptı" diyebilirim.
Dikkat şart
ABD ve Rusya'ya asla güvenilmeyeceğini örneklerle anlattı. Her iki devlet başkanıyla politika yapmanın zorluklarını aktardı. "Çok dikkatli olmalıyız"ın altını kalın çizgilerle çizdi.
Hele Moskova yönetiminin Esad'dan asla vaz geçmeyeceğinin sebeplerini teker teker sıraladı. Dün sona eren ateşkes mutabakatının geleceğini okurken kullandığı bir tanımlama hayli ilgi topladı; "Bilinçli Muğlaklık." Bunu şöyle izah etti:
"Uluslararası birtakım antlaşma ve protokollerde öyle satırlara rastlarsınız ki, tarafların ayrı ayrı yorumlamalarına zemin hazırlar. Kendi kamuoylarını bu şekilde tatmin etmeleri sağlanır."
Muğlaklık herkes için geçerli galiba. Örneğin siyasiler ile gazeteciliğini yapanlar da zaman zaman buna sığınırlar.
Az ama öz
Ahmet Hakan en sevdiğim kurguyla programa başladı. Dört konuk.
Tarafsız Bölge'nin bu defaki hırçınları Ak Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu öncelikliydi. Nuh dedi, peygamber diyemedi. Erdoğan'ın her sözü ve her icraatına paratonerlik yaptı.
24. Dönem CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı aynı kafadaydı. O da Miroğlu'nun her sözüne karşı çıktı.
Bu arada şaşırdığım isim Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu idi. Bu kez tutumunu beğendiğimi itiraf etmeliyim. Onun da kendine göre doğruları var. Ancak belki de ilk kez elindeki telefonla oynamadığı süreleri fark ettik. Ne zaman mı? Onur Öymen'in konuştuğu bölümlerde.
Petrolcü senatör
Aklımda kalan diğer önemli unsuru Cüneyt Özdemir söyledi. Son günlerin fırıldak ismi haline gelen Lindsey Graham'ın buna niye gerek gördüğünü anlattı. ABD'nin Suriye'de petrol sahalarını elinde tutma gayretinden vazgeçmesinden korkuyor.
Meğerse senatör hiçbir taraftan yana değil. Tek zaafı petrodolar. Bunu da gizlemiyor.
***
Ötekiler
NTV'nin Yakın Plan'ında fazla yüz göremedik. Emekli tümgeneral ve halen akademisyen olan Faik Erener'i beğendim. Çok yönlü stratejisi yanında şu sözünü sevdim:
"Artık kimin terörist olduğunu anlamak zorlaştı. Kim çekildi? Nerelere gittiler? Anlayacağınız, vaziyet karmakarışık."
Asıl yangın
Erener bunları söylerken ekranın altından kuşak geçti; "Motorine 9 kuruş zam. Pompaya 7 kuruş yansıtılacak." Hani bir laf vardır "Hepsi yalan, bu sahi." Menbiç'teki yangın bile hikâye. Mutfaklar tutuştu.
Zorlu'nun gardırobu
Son ayların önemli ismi haline gelen Kürşad Zorlu'nun trafiğini yakalayamaz hale geldim. "YPG ve PYD arasındaki geçişler iyice arttı" diyerek lafa girdi ama, Türk devleti için en önemli olmazsa olmazlardan Süleyman Şah Türbesi'ni hatırlattı. Eski yerine taşınmasının önemi üstünde durdu.
Zorlu'nun sabahtan gece yarısına kadar yorumculuk yapmasına "ekranların uzun yol şoförü" demek, en uygunu. Yeri geldi ekranda iki saat bile geçmeden gözüken Kürşad kardeşimin en büyük zorluğu giyim-kuşam.
Merak ediyorum gardırobunu kim taşıyor? Değişik gömlek ve kravatları anladık ama elbise konusu soyadı gibi; hayli ZORLU.
Beklenen karar
Halkbank Genel Müdür Muavini Hakan Atilla, sonunda hak ettiği göreve getirildi. Borsa İstanbul'un yeni genel müdürü. Bu unvanın yanı sıra aynı kurumun tüm faaliyetlerinde "tek imza."
Atilla, göz altına alındığı ve cezaevinde tutulduğu süreçte tahliye için önüne uzatılan hayali itirafnameleri asla imzalamamıştı. Ülkesini satmayı bir an bile düşünmedi. Kendisini iki kere tebrik ediyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Elinizdeki yüz tavşanla, bir at yaratamazsınız. Dostoyevski