Bilgeoğuz'dan kronolojik tarih ansiklopedisi
“Magazin bağımlısı durumuna düşürülmüş toplumlarda, ciddi eserlerin hazırlanması, basılması ve toplumun hizmetine sunulması cesaret gerektiren bir çalışmadır” tespitiyle takdim ediliyor Bilgeoğuz Yayınları’nın “Açıklamalı-Yorumlu Kronolojik Kültür-Sanat Tarih Ansiklopedisi”. Bu cesareti göstermenin övüncü ve kıvancı vurgulanıyor. Nasıl vurgulanmasın ki? 7007 yıllık dünya tarihini içeriyor bu çalışma. Dört cilt halinde ve toplam 3741 sayfa. Her cilt, yılın 3 ayını içermekte. Yılın her gününe önemli olaylar, önem derecesine göre yerleştirilmiş. Oğuz Çetinoğlu hazırlamış bu pek değerli ve gerekli eseri. Çetinoğlu’na biraz kulak verelim mi? “Eserde ağırlık, Türk tarihine ve kültürüne verilmiştir. Dünya tarihi ve medeniyeti de ihmal edilmemiştir. Dağarcık, fıkra, anekdot, özlü sözler, âlimlerden öğütler... gibi bölümler, kitabın bütünlüğünü bozmayacak şekilde sayfalar arasına serpiştirilip değişik tatlar sunulmaya çalışılmıştır”. Ben de ekleme yapayım bu sunumlara: Bu eserde, Oğuz boylarına ait ayrıntılı bilgi var, Türk Dünyası’na dair ne ararsanız var hemen hemen. Peygamberler tarihi var. Türk destanlarının alayı var.
Bunca olumlu varlara karşın, birçok olumsuzluklar da var bu değerli eserde, bunların bildirilmesi bir gereklilik. Zaten yayınevi de esere bir not koyarak böyle bir istekte bulunmuş. Ben de bildiriyorum, işte bulduklarım, gördüklerim:
1-231. sayfada Uğur Mumcu için “Tam bağımsızlık ülküsüne inanmıştı. Öylesine inanmıştı ki, tam bağımsızlığın mümkün olup olmayacağını da, olduğu takdirde sonunun nereye varacağını da dikkate almıyordu” deniyor. Ey Bilgeoğuz Yayınevi, ey sevgili Oğuzhan Cengiz, kim kaleme aldı bu sömürge aydını kafaların ürünü olduğu açıkça belli olan satırları? Siz nasıl koyarsınız bu ifadeleri bu değerli esere? Çıkarın derhal çıkarın!
2-1472. sayfada Doğu Türkistanlı Hacı Yoldaş’tan söz edilirken “geri iade etmek” deyimi kullanılıyor. Yanlış. İade, zaten geri vermek anlamına geliyor. Düzeltile...
3-Bazı tekrarlar var ki, ayıklanmalı. Sözgelimi, İbnü’l Emin Mahmut Kemal 1. ve 2. ciltlerde var. Doğu Türkistan’ın kaç yerde geçtiğini ise sayamadım, döne döne tekrar edilmiş. Karabağ da öyle, tespit edebildiğim kadarıyla 5 ayrı yerde yazılmış.
4-3221. sayfada yazılan ülkücü şehidin adı “Ruhi Kılıçarslan” değil, “Ruhi Kılıçkıran” olacaktır, bunu da düzeltiniz.
5-2997. sayfada “Kars’ın bağımsızlık günü” yazmışsınız. Ne o Kars bağımsız devlet oldu da bizim mi haberimiz yok? 30 Ekim, Kars’ın kurtuluş günüdür, düzeltiniz.
6-Oğuz Çetinoğlu, kişiler hakkında objektif olamamış, bazı şahsiyetleri kayırmış. Sözgelimi, Said-i Nursi’ye 3,5 sayfa ayırmış, buna karşılık Sultan Galiyev 9 satırla, Şeyh Şamil yarım sayfa, Kilisli Muallim Rıfat 6 ve Cengiz Dağcı 6 satırla sunulmuş okura. Said-i Nursi denilen adama bu kayırma niye ki? Aynı kayırma, şimdilerde dincilere göz kırpıp liberal ayaklarda gezen Ömer Laçiner’e yapılmış. Onun Birikim Dergisi’ne 3 sayfa ayıran Çetinoğlu, Hisar Dergisi’ne 14 satırı layık görmüş. Buna karşılık Çetinoğlu, Bülent Ecevit’in 12 Eylül döneminde çıkardığı Arayış Dergisi’ne hem birinci, hem de ikinci ciltte yer vermiş.
KİTAP-CÜCELİK
“Kitaplarımı imzalayıp gönderdim. Ayaklarının altına koymuş, cücelikten kurtulmak için.”
Bu satırlar, benim yakında çıkacak olan Cennet’in Kütüphanesi adlı kitabımda var. Yorumsuz sunuyorum. Anlayan anlar ve söz yerini bulur. Arz ederim efendim...