Biden görüşmesinin çözümü
Bülent Arınç, kendisini ters düşürerek bir kez daha ağlatan “sevgili Başbakanı” na büyük sürprizi ABD’ye giderayak yaptı. “Cuma günü ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüşeceğim” dedi. Arınç’ın açıklaması duyulur duyulmaz Ankara’da herkes aynı soruyu sordu; “Bu da nereden çıktı?” diye. Arınç’ın “Fethullah Gülen ile görüşmeyeceğim” sözleri de geri plana düştü.
Recep Erdoğan da aynı akşam çıktığı televizyon programında da ABD’ye giderken, Fethullah Gülen’e övgüler düzen, dershanelerin kapatılması konusunda “meseleyi kızıştırmanın anlamı yok” diyen Bülent Arınç’ı bir kez daha ters düşürdü. Recep Erdoğan, “Dershaneler kapatılacak. Kampanyaları çok çirkin” dedi.
Sözüm ona Diyarbakır’daki şer buluşmasına uçakla beraber giderek yeniden ballım güllüm olan “kardeşlere” ne olmuştu?.. Recep Erdoğan, “kardeşi” Arınç’ı niye bir kez daha ters köşeye yatırma ihtiyacı istemişti. Neden cemaatle köprüleri tamamen atmıştı?
Kaseti çözmeden önce bir hatırlatma yapalım: Abdullah Gül, Birleşmiş Milletler toplantısı için gittiği ABD’de Başkan Obama ile çok görüşmek istemiş fakat “Biden’e git” denince, “muadili olmadığı” gerekçesiyle (yerseniz) buluşma gerçekleşmemişti. AKP iktidarına müstemleke valisi muamelesi çeken ABD, Başkan yardımcısını Başbakan yardımcısı ile görüştürür mü?.. Görüştürüyorsa bunun altında ne gibi bir hinlik olabilir?..
Şimdi!.. Büyük krizin ardından Bülent Arınç, Diyarbakır uçağına binmeden neler olup bittiğine bakalım önce. AKP kulislerinden;
Recep Erdoğan, “Bülent Arınç ile görüşüp gönlünü alacak mı” diye beklenirken Abdullah Gül’ün devreye girmesiyle Recep Erdoğan “kardeşi” ni Diyarbakır uçağına davet eder. Daveti Başbakanlık Özel Kalemi vasıtasıyla alan Arınç, duruma yine içerlenir ve “istişare etmek” amacıyla “kardeşi” Abdullah Gül’ü telefonla arar. İlk telefon talebine Gül’den yanıt alamayınca bir girişimde daha bulunur. Bu sefer Gül, “kardeşi” Arınç’a döner ve aralarında bir saate yakın telefon görüşmesi gerçekleşir. “İstişarenin” ardından ikna olan Arınç, Diyarbakır uçağına bineceğini Başbakanlık Özel Kalemi’ne bildirir.
Sonrası malumunuz!..
Tam bu noktada siyaset kulislerinin farklı bir cephesine göz gezdirelim. Abdullah Gül’ün yedek parti çalışmalarını tekrar hatırlatalım, Demokrat Parti’nin yerel seçim için yaptığı aday çıkışlarına dikkat çekelim. Sonra bir vakitler yandaş bir medya organında, “Hüsamettin Özkan’ın villasında Sarıgül toplantısı” olarak servis edilen haberin aslının ünlü bir işadamının evinde merkez sağda yeni bir parti toplantısı olduğunu kaydettikten sonra alt alta sıralayalım;
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “istişare” için kendisine gelen AKP, CHP, MHP’li eski-yeni siyasetçilere Demokrat Parti’nin adresini tarif ediyor.(Yeni değil, uzun süredir-aht)
Yerel seçimler öncesinde flaş aday atağına kalkan Demokrat Parti’de ise garip haller oluyor. Geçtiğimiz zaman dilimi içinde gündemlerine birdenbire “merkez sağda yeni açılım” düşüncesiyle olağanüstü kongreye gitmek girdi. Önce Aralık ayı düşünüldü. Sonra, “Ocak ayında yapalım” a dönüldü. Parti içinde AKP, MHP ve hatta CHP’den de milletvekillerinin katılımı olabileceği konuşuldu. Sonra da “kongre, mahalli seçimlerin sonrasına kalsın” dendi. Bu arada Abdüllatif Şener gibi önemli isimlerle dolaylı görüşmeler yapıldı, olumlu sinyaller alındı.
Demokrat Parti’nin içinde bulunduğu mali sıkıntılar ise erken seçim çalışmaları için büyük ölçüde giderildi.
Tekrar dönelim Bülent Arınç’ın Amerika ziyaretine;
Arınç’ın “Gülen ile görüşmeyeceğim” demesi artık saltanat kavgasında epey mesafe alındığına işaret. Bu da klasik bir Abdullah Gül taktiği. Bazı şeylerin kotarılması için herkesin dikkat kesildiği ortamda bire bir görüşmeye gerek yok. En yakındakilerle de görüşülür. Kimsenin de ruhu duymaz.
Ankara’da Biden-Arınç görüşmesi için yapılan ortak yorum ise;
“Yeni oluşumun adı konulacak” !..
Sizler, bugün medya üzerinden Biden-Arınç görüşmesi ile ilgili servis edilen bol soslu Amerikan salatalarını iştah ile seyrederken, ben de katkım olsun diye salataya limon sıkmak istedim!..
Ziraat reklamları
Sanki babalarının kesesinden dağıtıyorlar!.. Ellerindeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarının reklamlarını yandaş medya organlarına verip, Arkadaşları Kalkındırma Partisi olmanın tüm gereklerini yerine getiriyorlar. Mahalli seçimler yaklaştıkça yandaşlara reklam pastası üzerinden avanta dağıtmaya daha da hız verecekler. Dün yeni bir katkı da daha bulundular yandaşlara. Tam sayfa Ziraat Bankası ilanı verdiler.
Yaptıkları bu usulsüzlüklerin hesabını sormak için muhalefet onlarca soru önergesini Meclis gündemine taşıdı ama tınlayan yok. İktidarın bu tutumu ile ilgili defalarca soru önergesi veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yine, hesap soracağını söyledi. Konuyu Meclis gündemine taşıyacak olan Tekin şunları söyledi;
“Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili bir soru önergesi daha gündeme getirdim. Özellikle Ulaştırma Bakanlığı’nın ve birkaç kurumun reklamlarından dolayı soru önergesi verdim. Bunun cevaplarını büyük bir merakla bekliyorum. Bu bir ihtiyaçtan dolayı yapılmış bir şey değil. Tamamen yandaş firmalara rant yaratma arayışı. Burada 76 milyon yurttaştan eşit vergi alacaksın ama yurttaştan topladığın vergiyi istediğin gibi harcayacaksın. Bu dünyanın hiçbir hukuk sisteminde kabul edilebilecek bir iş değildir. Bunu sürekli olarak gündeme taşıyacağım. Doğrusu benim vermiş olduğum soru önergesinin heyecanla cevabını bekliyorum, acaba nasıl bir cevap gelecek, bekliyorum. Ziraat Bankası reklamları da eklendi. Bunların hepsinin sonuna kadar takipçisi olacağım. Eskiden KİT’ler de tarla gibi kullanılırdı, şimdi de böyle kullanılıyor.”